FONKSİYONEL ALGOLOJİ (1) : BEDENSEL NEDENLERE BAĞLI KRONİK AĞRI TEDAVİSİNDEKİ KAYIP YOL HARİTASI

Çin ve Rusya'daki klinik çalışmaları, diğer yöntemler.
Cevapla
cihanbey
Mesajlar: 555
Kayıt: 19.04.2015 - 19:53
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2014
Yaş: 44

FONKSİYONEL ALGOLOJİ (1) : BEDENSEL NEDENLERE BAĞLI KRONİK AĞRI TEDAVİSİNDEKİ KAYIP YOL HARİTASI

Mesaj gönderen cihanbey »

https://ultratedaviler.wordpress.com/20 ... nahtarlar/

vakti olanlar siteyi daga detaylı inbceleyip görüşlerini paylaşabilir mi?

kronik pelvik ağrıyı araştııtken buldum. yukarıdaki linkini verdiğim sitede farklı yaklaşımlar var.
KRONİK HASTALIKLARDA İSİMSEL TEŞHİS ÇILGINLIĞINA SON
BAĞIRSAK FLORASINA NELER ZARAR VERİR ?
FONKSİYONEL TIP NEDİR ?
OTOİMMÜN HASTALIKLARDAN KURTULUŞ YOLUNDAKİ İLK TEMEL ADIM
.....

kendilerine mail de attım şu cevabu aldım :
mailim :
merhaba
kronik prostatit hastasıyım. yüzlerce antibiyotik tedavisi uygulandı 7 farklı üroloğa gittim sonuç hep aynı non bakteriyel prostatit ve kronik pelvik ağrı
bu konudaki yaklaşımınız nedir

Cevap:
Merhaba,

İsterseniz 7 değil 100 farklı üroloğa gidin sonuç aynı olacaktır. Hepsi Batı tıbbının ekolü ile yaklaştıkları için çözümleri pek çok farklı olmayacaktır. Yanlış rotada 100 mil gitmek yerine 100.000 mil yol almak sizi yine yanlış yola götürür.
Kronik prostatit ve kronik pelvik ağrılar ile ilgili yaklaşımım Fonksiyonel Tıp, Yunan Tıbbı, Nebevi Tıp karışımı Butik tarzda bir yaklaşımdır.
Bloğumdaki Fonksiyonel Tıp yazılarını ve özellikle kronik ağrıları ile ilgili yazdığım yazıları dikkatlice okursanız yaklaşımımı tam olarak anlamış olacaksınız.

Sağlıcakla Kalınız.


--
Cemil A. Sülemi
Fonksiyonel Tıp Uzmanı
Nebevi Tıp Danışmanı
Araştırmacı-Yazar
ABittersweetLi
Mesajlar: 1752
Kayıt: 19.04.2015 - 20:38
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2014

Re: FONKSİYONEL ALGOLOJİ (1) : BEDENSEL NEDENLERE BAĞLI KRONİK AĞRI TEDAVİSİNDEKİ KAYIP YOL HARİTASI

Mesaj gönderen ABittersweetLi »

hiç prostatit hastası iyileştirdiği olmuş mu?
cihanbey
Mesajlar: 555
Kayıt: 19.04.2015 - 19:53
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2014
Yaş: 44

Re: FONKSİYONEL ALGOLOJİ (1) : BEDENSEL NEDENLERE BAĞLI KRONİK AĞRI TEDAVİSİNDEKİ KAYIP YOL HARİTASI

Mesaj gönderen cihanbey »

maalesef buna cevap vermedi sadece yukarıdaki mail var cevap olarak.
cihanbey
Mesajlar: 555
Kayıt: 19.04.2015 - 19:53
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2014
Yaş: 44

Re: FONKSİYONEL ALGOLOJİ (1) : BEDENSEL NEDENLERE BAĞLI KRONİK AĞRI TEDAVİSİNDEKİ KAYIP YOL HARİTASI

Mesaj gönderen cihanbey »

KRONİK HASTALIKLARDA İSİMSEL TEŞHİS ÇILGINLIĞINA SON
OCAK 22, 2015 ULTRATEDAVİLER
Kimyasal veya bir başka deyişle rantiyeci tıp kronik hastalıklarda ne yapıyor acaba ? Kronik bir hastalığınız var ve tanı ve tedavi için kimyasal tıp merkezlerine başvuruyorsunuz. Size bir liste gerekli ve gereksiz tetkikler yapılır. Sonuç olarak şu cevaplardan birini alırsınız.

1-Hastalığınızın ismi şudur ve belirtilerini şu ilaç ile baskılayabilirsiniz ve genelde hayatınızın sonunan kadar kullanmaya mahkumsunuz, çünkü bu bir kronik hastalık. Birden fazla kronik hastalığınız varsa birden fazla ilaç kullanmaya mahkumsunuz.

2-Hastalığınızın ismi şudur ve ilacı henüz bulunamadı.

3-Hastalığınızın ismini belirleyemedik ve bu yüzden de tedavi de yapamıyoruz.

Dikkat ederseniz, bu 3 şıkta tam büyük 5 hata var. Bunlar şunlardır:

1-Hastalığın ana nedenleri değil sadece ismini arama çabası. Peki neden yanlış ?

Çünkü, hastalıkların ismi bize hastalıkların nedenlerini ve gerçek çözüm yolunu göstermez. Nasıl mı ? İşte Fonksiyonel Tıp uzmanlarından Dr. Mark Hyman açıklıyor:

“Tek bir hastalığın birçok nedeni olabilir ve bu nedenlerin hepsinin belirtisi aynıdır. Depresyonu örnek olarak ele alalım. Depresyon, birçok farklı nedenden dolayı meydana gelebilir. Ama bizim gördüğümüz belirtler hep aynıdır. DSM-IV kitabı, bu belirtileri zikrediyor (%100 doğru), ancak nedenler hakkında hiçbir şey zikretmiyor (%0 geçerlilik).
Depresyonlu kişiler ile dolu bir oda düşünün. Hepsi DSM-IV kitabındaki depresyon kriterine uyuyor ve hepsine “hastalıkları” için antidepresan ilaçlar verilecek. Ancak, ne teşhis, ne de tedavi, bu kişilerin genetik ayrılıklarını gözönünde bulundurmaktadır ve her hastanın tek tek neden depresyon hastalığına yakalandığını sorgulamamaktadır. Antidepresanlar, depresyonun gerçek nedenlerini tedavi etmediği için bu gibi problemler çoğalmaktadır.
Tek bir depresyon değil, aslında birçok “depresyonlar” vardır. Bu “depresyonlar” birçok nedene bağlı olabilir; folat, B6 veya B12 yetmezliği, düşük tiroid fonksiyonu, gıdalara karşı “beyin alerjisi”, glutenin bazı kişilerde yol açtığı bağışıklık sisteminin reaksiyonu neticesinde beyinin iltihaplanması, civa zehirlenmesi, iyi sindirilememiş yemekten kaynaklanan gluteo veya caseomorphins adındaki proteinlerin beyin kimyasını altüst etmesi, beyinin gizli bir enfeksiyona bağlı iltihaplanması, kan şekeri dengesizliği, testesteron veya diğer cinsel hormonların seviyelerinde düşüklük, omega-3 yağ asidi eksikliği, yüksek stresten veya başka birçok mümkün farklı nedenlerden dolayı adrenal bezlerin işlevsizliği.
İşte bunlar depresyonun ve birçok başka ruhsal ve sinirsel hastalıkların gerçek nedenleridir. Bunun gibi altta yatan kök nedenlere yönelmeden biz hiçbir zaman ideal beyin fonksiyonuna veya ideal zihinsel fonksiyona ulaşamayız.
Gerçekte aslında “depresyon” diye bir hastalık yoktur. Sadece birçok farklı sistemik dengesizliklerin sebebiyet verdiği belirtilerin hepsine birden “depresyon” adını veriyoruz. İşte tek bir hastalık ama birçok neden…” (1)

Peki Fonksiyonel Tıp kısaca nedir ? İşte Dr. Mark Hyman özetliyor :
“Birbirinden farklı organların birbirlerinden bağımsız bir şekilde nasıl çalıştıklarını anlamaya çalışmak yerine, vücudun sistemik bir bütün olarak nasıl çalıştığını anlamamız gerekir. Biz insanları tedavi etmeye çalışmalıyız, vücutlarının parçalarını değil. Hastalığın belirtilerini değil ana nedenlerini tedavi etmeliyiz.
Ben, değişik uzmanlık alanları olan bir Tıp dogmasının eğitimini aldım. Bu dogmaya göre kalp probleminiz için kardiyoloji uzmanına, mide ağrınız için dahiliye uzmanına, eklem ağrınız için romatoloji uzmanına, deri için dermatoloji uzmanına başvurmanızı gerekir. Deri doktoruna eklem ağrınız hakkında soramazsınız. Eğer sorarsanız sorunuzu yarıda keser ve eklem doktoruna başvurmanızı ister.
Tıp okulunda hastalıkları bulmak için bana verilen yol haritası tamamen yanlış bir haritaydı. Bu yol haritası bize hastalığı teşhis edip hasta kim olursa olsun ona standart bir tedavi vermemizi öngörüyordu. Bu yanlış bir ekoldür ve bizi yanlış yola gönderen bir yol haritasıdır.
Eklem ağrılarınız, deri kaşıntılarınız, iltihaplı bağırsak sendromunuz ve depresyon birbiri ile tamamen bağlantılıdır ve bu (162 milyon kişiyi etkileyen) kronik hastlalıkların karmaşasından çıkmanın yolu, ancak, herşeyi birbiri ile bağlantılı gören yeni bir yol haritası ile mümkündür.
İşte bu zengin metodu mümkün kılan sistemin adı Fonksiyonel Tıptır. Fonksiyonel Tıp, sistem biyolojisinin bilimini pratik uygulamaya aktaran sistemdir. Bu bahsettiğim çığır açıcı yeni bir sistemdir ve düşünce tarzımızdaki en temel değişimdir. Dünyanın düz olmasından yuvarlak olduğu inancına geçiş gibi tamamen farklı büsbütün bir paradigmadır. Bizim, insan vücudu va hastalıklarına bakış açımızı değiştiren bir ekoldür. Ve bu ekolle, hastalığı gerçek anlamda tedavi edebiliriz.
Fonksiyonel Tıp, Konvansiyonel Tıbbın tersine, tedaviyi, hastanının benzersiz ihtiyacına göre kişiselleştirir. Hepimiz birbirimizden farklıyız. Birbirimizden farklı genetik yapımız vardır. Bunun neticisinde, bedenlerimiz çevreye değişik şekillerde reaksiyon gösterir. Bunu anlamakla, hastalığı değil, insanları tedavi ederken özel metodları geliştirebiliriz.”(2)

Peki Fonksiyonel Tıp ne yapıyor ? İşte cevabı yine Dr. Mark Hyman veriyor:
“Fonksiyonel tıpta, sadece “Bu hastalığa hangi ilaç iyi gelir?” sorusuna değil, “Neden” sorusuna cevap veririz. Soru, “Sende hangi hastalık var?” değil, “Vücudundaki hangi sistem veya sistemlerin dengesi bozuldu?” sorusudur. Amaç, bu sistemlerin normal işlevlerini neyin bozduğunu ve bu ideal işlevi en iyi bir şekilde nasıl sağlayabileceğimizi anlamaktır. Ben, hastalara mükemmel laboratuvar testleri yaptırmakla pek ilgilenmiyorum. Zira, gördüğümüz gibi bu testler bize herşeyi göstermiyor. Benim çabam daha ziyade, hastaların vücutlarındaki belli sistemlerin çalışıp çalışmadığını tespit etmelerinde onlara yardımcı olmak, sonra da işbirliği içinde onları dengeye sokmaktır.
Bu ancak, belirtileri gidermekle değil, bütün sistemi dengeye sokmakla olur. Bunu, bitkiyi değil, toprağı iyileştirmek olarak düşünebiliriz. Nasıl ki toprak sağlıklı olduğunda, gübre ya da böcek ilacına gerek yoksa, vücudunuzun sağlıklı olduğunda da ilaca ihtiyacı yoktur.
Bugün birçok ilaç, evet-veya-hayır derecesinde kesin ve genellikle hastalığın altta yatan nedenlerini ve gizli belirtilerini ıskalayan teşhislere dayanılarak veriliyor. Çoğu konvansiyonel hekim için bir hastalık vardır yada yoktur; diyabetiniz vardır ya da yoktur. Onlar için gri bölge yoktur.
Bu tarz hekimlik en açık ifâdeyle yanlıştır. Çünkü bu, fizyoloji, biyoloji ve hastalığın en temel yasalarından birini gözden kaçırır. İşte bu Süreç Konseptidir. Optimum sağlıktan gizli dengesizliğe, buradan ciddi işlev bozukluğuna, buradan da hastalığa bir süreç vardır. Bu sürecin herhangi bir noktasında müdahele edebilir ve süreci tersine çevirebiliriz. Ne kadar erken harekete geçersek o kadar iyidir”. (3)

2-Hastalığın ana nedenlerine göre değil sadece ismine göre herkese standart ilaç sunulması. Peki neden yanlış ?

Çünkü, her hastanın hastalığının nedenleri birbirinden farklıdır. Aynı ismi olan ama farklı kişilerde farklı nedenlere bağlı olan hastalıklara aynı ilacı vermek ne kadar doğru olabilir sizce ?

3-Birden fazla kronik hastalığın tedavisinde birden fazla ilaç verilmesi. Peki neden yanlış ?

Çünkü, birden fazla hastalık bazen tek nedene veya hastalık sayısından daha az nedene bağlı olabilir. Önemli olan tedavilerin nedene yönelik olmasıdır, her hastalığın ismine yönelik değil.

OTOİMMÜN HASTALIKLARDAN KURTULUŞ YOLUNDAKİ İLK TEMEL ADIM .. ALS, ASTIM, BEHÇET, ALZHEIMER, ÜRTİKER, CROHN, ÜLSERATİF KOLİT, AKNE ROZASEA, GULLIAN-BARRE, SİSTEMİK LUPUS, MULTİPL SKLEROZ, MS, HASHİMOTO TROİDİTİ, ADDİSON, FİBROMİYALJİ, IGA NEFROPATİ, VİTİLİGO, OTİZM, DERMATOMİYOZİT, ANKİLOZAN SPONDİLİT, HEMOLİTİK ANEMİ, ÇÖLYAK, REAKTİF ARTİRİT, ALOPESİ AREATA, TİP1 DİYABET, EGZAMA, SEDEF MYASTHENİA GRAVİS, GRAVES, ROMATOİD ARTİRİT, FONKSİYONEL TIP, CEMİL SÜLEMİ, ULTRA TEDAVİLER, HACAMAT, TIBBİ HACAMAT, TIBBİ HİCAMET, SÜLÜK, HİCAMET, APİTERAPİ, FİTOTERAPİ, SÜLÜK, HİRUDOTERAPİ, AROMATERAPİ, TIBBİ BESLENME, TIBBİ PERHİZ, RUKYE, YAĞLI KUPA, RENK TERAPİSİ, PSİKOTERAPİ, ŞİFA, DUA, NEBEVİ TIP, AĞIR METAL, DOĞAL ŞELASYON, ALTERNATİF TIP, DOĞAL TEDAVİLER, GDO, ŞEKER, ORGANİK, EKOLOJİK, SAFRA, YUNAN TIBBI, İSLAM TIBBI, ALGOLOJİ, FONKSİYONEL ALGOLOJİ, KRONİK AĞRILAR, KRONİK HASTALIKLAR, BUZDAĞININ ALTI, HASTALIK NEDENLERİ, MİKROBİYATA, FAYDALI BAKTERİLER, MİGREN, ROMATİZMA, BAŞ AĞRILARI

4-Hastalığın ismi bulunmayan durumlarda hastalar tedavi edilmeden çaresizliğe sevk edilmiş. Peki neden yanlış ?

Çünkü, labarotuvar tahlilleri bize hastalığa dair herşeyi göstermez.

Bağırsak-psikoloji ve bağırsak-fizyoloji ilişkisini derinlemesine çalışan en meşhur hekimlerden biri olan nöroloji ve beslenme uzmanı Dr. Natasha Campbell-McBride şöyle der : “Ne yazık ki şimdiye kadar yaptığımız dışkı testleri oldukça ilkel. Bu konuda yapılan araştırmalara yapılan yatırım oldukça yetersiz. Dışkı analizinin geçerliliği, sadece kalın bağırsak lümeninde hangi mikropların olabileceğini gösterdiği için tıp profesyonelleri arasında tartışma konusu. Bağırsağın en önemli sakinleri, bağırsak duvarında yaşayan müral bakteriler hakkında hiçbir bilgi vermiyor. Bağırsağın bütünlüğünü, bağışıklığımız üzerinde çok önemli rol oynayan yiyecekleri sindirme ve emme yeteneğini sağlayan bakteriler bunlar. Bağırsak duvarı biyopsisi ve onu takiben yapılan mikrobiyolojik analizlerle yapılan az sayıda araştırma, müral bakterilerin bağırsak lümeninde yaşayanlardan çok farklı olabileceğini gösteriyor. Bunun ötesinde dışkı analizi, kalın bağırsaktaki mikrop nüfusunu yansıtmaktadır. Bağırsakta çok önemli olan, sindirim ve emilimin gerçekleştiği daha üst kısımlardaki yaşamı yansıtmaz. Ne yazık ki konu bağırsak florasını test etmek olduğunda daha başlangıç aşamasındayız”. (4)

Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın şöyle der: “Acaba, bırakın hastasının kalbine başını koyup onun iç dünyasına girerek, onu anlamaya çalışan doktoru, hastasının nabzını tutan kaç meslektaşımız kaldı ki! Yazık, çok yazık… Bazı özellikli branşlar hariç, hastasının nabzını tutan hekimi ara ki bulasın ! ……
Üzülerek belirtmeliyim ki, aklının, fikrinin, bilgisinin ve tecrübesinin ışığında hareket etmesi ve hastasının teşhis ve tedavisini planlaması gereken hekim, genellikle teknolojinin ve aletlerinin esiri olmuş durumdadır.
Hastasının , bırakın nabzını tutmayı, tansiyonunu ölçmeyi, yüzüne bile bakmadan, gerekli-gereksiz, ne amaçla istendiğini bile bilmeden, çarşaf gibi bir laboratuvar tahlil istek listesini ve pahalı tetkikler içeren radyolojik ve girişimsel inceleme talep formlarını ellerine tutuşturarak hekimlik yaptıklarını zannetmektedirler.” (5)

Oysa, omurga teşhisi, yüz teşhisi, el teşhisi, tırnak teşhisi, göz teşhisi, dil teşhisi, kuru kupa teşhisi, hicâmet teşhisi, fasd teşhisi, diş ve dişeti teşhisi, görsel idrar teşhisi, görsel dışkı teşhisi, deri teşhisi, mizaç teşhisi, bozuk hılt teşhisi, zon teşhisi, refleksoloji teşhisi, dermatom teşhisi, kayropraktik teşhisi, tükürük teşhisi ve genel belirti teşhisi gibi teşhis yöntemleri bize asıl gerekli olan ve herkeste farklılık gösterebilen hastalıkların asıl altta yatan nedenleri hakkında birçok bilgi vermektedir.

5-Kronik hastalıklarda hiçbir kalıcı iyileşme seçeneği sunulmamış. Peki neden yanlış ?

Çünkü, kalıcı bir iyileşme seçeneği var ama sunulmak istenmiyor.

Prof. Dr. Ahmet Aydın, “Modern tıp müthiş artış gösteren kronik hastalıkların çaresini niye bulamıyor?” sorusuna şöyle cevap verir : “Bulamıyor mu? Yoksa bulmak mı istemiyor, onu tartışmamız gerekiyor. Tabii önce tıbbı bilimsel tıp ve rantiyeci tıp olarak ikiye ayırmak gerekiyor. Bu ikisinin ar asındaki makas da gittikçe açılıyor. Yoksa tıp teknolojisinde muazzam ilerlemelere rağmen kronik hastalıklardaki müthiş artışı izah etmeniz mümkün değil.
Temel amacın, acıları dindirmek ve hastalıkları iyileştirmek olduğunu söylediğimiz tıp artık yaşamımızın her anını belirleyen, yönlendiren bir olgu haline geldi. Artık bilim masumiyetini kaybetti, ırzına geçildi. Hastalıklara ilaç değil, ilaçlara hastalık aranıyor.” (6)

Ayrıca, Prof. Dr. Ahmet Aydın yaptığı çok ilginç bir araştırma hakkında şöyle der : “Damar bir kez sertleştikten sonra bir daha ameliyatsız düzelmez efsanesi var ya. Kliniğimizde yapılan bir çalışmada şişman çocukların damar kalınlıkları ve esneklikleri ölçüldü. Sonra bir bölümüne düşük yağlı, bir bölümüne düşük karbonhidratlı diyet uygulandı. Yağı azaltılan grupta hiçbir iyileşme görülmezken, şekeri kısıtlanan grupta damarda belirgin incelme, esneklikte bariz artma saptandı. Bu deneyler çok zor değildir. Bazı basit kan testleriyle de beslenme biçiminin bedene etkileri izlenebiliyor.” (7)

Peki, ne yapmamız gerekiyor ?

Çözüm Fonksiyonel Tıp paradigmasında (bakış açısında). Fonksiyonel Tıbbı araştırın. Uzun zamandır aradığınız soruların cevabını onda bulabilirsiniz.

OTOİMMÜN HASTALIKLARDAN KURTULUŞ YOLUNDAKİ İLK TEMEL ADIM .. ALS, ASTIM, BEHÇET, ALZHEIMER, ÜRTİKER, CROHN, ÜLSERATİF KOLİT, AKNE ROZASEA, GULLIAN-BARRE, SİSTEMİK LUPUS, MULTİPL SKLEROZ, MS, HASHİMOTO TROİDİTİ, ADDİSON, FİBROMİYALJİ, IGA NEFROPATİ, VİTİLİGO, OTİZM, DERMATOMİYOZİT, ANKİLOZAN SPONDİLİT, HEMOLİTİK ANEMİ, ÇÖLYAK, REAKTİF ARTİRİT, ALOPESİ AREATA, TİP1 DİYABET, EGZAMA, SEDEF MYASTHENİA GRAVİS, GRAVES, ROMATOİD ARTİRİT, FONKSİYONEL TIP, CEMİL SÜLEMİ, ULTRA TEDAVİLER, HACAMAT, TIBBİ HACAMAT, TIBBİ HİCAMET, SÜLÜK, HİCAMET, APİTERAPİ, FİTOTERAPİ, SÜLÜK, HİRUDOTERAPİ, AROMATERAPİ, TIBBİ BESLENME, TIBBİ PERHİZ, RUKYE, YAĞLI KUPA, RENK TERAPİSİ, PSİKOTERAPİ, ŞİFA, DUA, NEBEVİ TIP, AĞIR METAL, DOĞAL ŞELASYON, ALTERNATİF TIP, DOĞAL TEDAVİLER, GDO, ŞEKER, ORGANİK, EKOLOJİK, SAFRA, YUNAN TIBBI, İSLAM TIBBI, ALGOLOJİ, FONKSİYONEL ALGOLOJİ, KRONİK AĞRILAR, KRONİK HASTALIKLAR, BUZDAĞININ ALTI, HASTALIK NEDENLERİ, MİKROBİYATA, FAYDALI BAKTERİLER, MİGREN, ROMATİZMA, BAŞ AĞRILARI

Ayrıca ve aslında herşeyden önce … Unutmayın ki, şifâ ve kronik ağrı ve kronik hastalıklardan kurtuluş bir nasip ve büyük bir nimettir. Bu yüzden bir yandan gerçek bilimsel tıbbı ve gerçek doğru tedavileri araştırmak gerekir ve öbür yandan da asıl şifâyı bahşeden Yüce Allah’a, bizi en uygun şifâ vesilesine denk gelmemiz için, O’na içten yakarmamız ve dua etmemiz gerekir ki böyle büyük bir nimet ile nasiplenmeye mazhar olalım.

Zira, O dilemediği takdirde, ne kimyasal, ne fonksiyonel, ne integratif, ne alternatif tıp uzmanları bize fayda veremez. ALLAH, bir kişiye şifâyı dilemedikçe, dünyanın en iyi Fonksiyonel Tıp uzmanı dahi, kronik ağrısı veya kronik hastalığı olan hastanın ağrısı veya hastalığı altında yatan nedeni bulmaya veya tedavi etmeye muvaffak olamaz !

Hastaların hânesine değil, şifânın hânesine ulaşmanız ümidi ile.

Maddi Sağlığınız ve Mânevi Esenliğiniz Daim Olsun.

Cemil A. Sülemi
Fonksiyonel Tıp Uzmanı | Nebevi Tıp Danışmanı | Araştırmacı-Yazar
e-posta: eniyitedavi@gmail.com
KAYNAKLAR:
(1) The Ultra Mind Solution, Mark Hyman, MD, sayfa 42-43, Scribner, 1. Baskı, 2008, New York.
(2) The Ultra Mind Solution, Mark Hyman, MD, sayfa 42-43, Scribner, 1. Baskı, 2008, New York.
(3) The Blood Sugar Solution, Mark Hyman, MD, sayfa 55-56, Little, Brown and Company, 1. Baskı, 2012, New York.
(4) GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu, Uzm. Dr. Natasha Campbell-McBride MD, Sayfa 44-45, Adalin Yayınları, 2014.
(5) Rabbim beni doktorlardan koru, sayfa 19-20, hayykitap, 1. Baskı, 2013.
(6) Tıp Bu Değil, İlknur Arslanoğlu, sayfa 46, ithaki, 5. Baskı, 2012.
(7) Tıp Bu Değil, İlknur Arslanoğlu, sayfa 52, ithaki, 5. Baskı, 2012.
Cevapla