sonda ile ozon

Çin ve Rusya'daki klinik çalışmaları, diğer yöntemler.
Cevapla
cenksoydan
Mesajlar: 101
Kayıt: 28.06.2019 - 13:47
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2019

sonda ile ozon

Mesaj gönderen cenksoydan »

Merhaba arkadaslar

Sonda yoluyla ozon tedavisi deneyen oldu mu enjeksiyon gibi zarari olabilir mi?
osmankul
Mesajlar: 273
Kayıt: 23.06.2017 - 04:06
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2015

Re: sonda ile ozon

Mesaj gönderen osmankul »

O tip bir tedavi nerde uygulaniyor ki ? Prostatit icin uygulanabilirligi var mi ki ?
cenksoydan
Mesajlar: 101
Kayıt: 28.06.2019 - 13:47
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2019

Re: sonda ile ozon

Mesaj gönderen cenksoydan »

nette prostatit ozon yazinca cikiyor. Aradim sikayetlerde buyuk oranda azalma oluyor diyorlar ama kesin konuşmuyorlar. Orayi kanlandiriyormus yani tikanik damarlari aciyormus
akoray
Mesajlar: 368
Kayıt: 31.01.2018 - 20:48
Şehir: antalya
Hastalık Başlangıç Yılı: 2016
Yaş: 46

Re: sonda ile ozon

Mesaj gönderen akoray »

Zaten kanlanma yeteri olmadığı için iyilesemiyior bu organ bence denemekte fayda var
cenksoydan
Mesajlar: 101
Kayıt: 28.06.2019 - 13:47
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2019

Re: sonda ile ozon

Mesaj gönderen cenksoydan »

akoray yazdı:Zaten kanlanma yeteri olmadığı için iyilesemiyior bu organ bence denemekte fayda var
Aslinda denemeyi düşünüyorum ama sonda falan bilmedigim seyler mikrop falan kapma ihtimali yada orayi zedeleme durumlari olur mu o beni korkutuyor. Giyat sordum doktor seans sayısina gore tedavi haritasi cikariyor dedi. Cok pahali bisey degil dedi.
osmankul
Mesajlar: 273
Kayıt: 23.06.2017 - 04:06
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2015

Re: sonda ile ozon

Mesaj gönderen osmankul »

Bence iyice arastirmadan girmeyin bu ise para tuzagimi acaba diyorum!! Ozon mikroplari oldururde prostatin sunger gibi yapisinin icinde gaz her yere ulasamaz gibi geliyor birde ozonu mesanaye mi veriyorlar sadece prostatin icine o kadar kolay ulasilsaydi igne yerine ayni yolla antibiyotik veremezlermiydi ??
cenksoydan
Mesajlar: 101
Kayıt: 28.06.2019 - 13:47
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2019

Re: sonda ile ozon

Mesaj gönderen cenksoydan »

Bilmiyorum ben de ama cialis gibi kanlanma yapiyor sanirim. Damardan da oluyormus makattan da ama buna doktor karar veriyormus.
cenksoydan
Mesajlar: 101
Kayıt: 28.06.2019 - 13:47
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2019

Re: sonda ile ozon

Mesaj gönderen cenksoydan »

Benim tek korktugum sonda islemi enfeksiyon kapma yada oranin tahris olmasi sonra ugras dur. Yoksa ozon mantıklı geldi
orhan
Mesajlar: 249
Kayıt: 20.09.2017 - 14:15
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2016
Yaş: 56

Re: sonda ile ozon

Mesaj gönderen orhan »

cenksoydan yazdı:Benim tek korktugum sonda islemi enfeksiyon kapma yada oranin tahris olmasi sonra ugras dur. Yoksa ozon mantıklı geldi
SELAM geçmiş olsun
ben 10 seans yaptırdım bir çok şey de yaptırdım nelerin iyi geldiğini bilmiyorum yanma ve idrar kaçırma yumurtalarda ağrı vardı
şuan iyiyim ana bu illet hastalık geçmiyor hep bir yanlarda kasıkta bir huzursuzluk hep var eskiye nazaran tabikki iyiyim
istanbulda yapan doktor sinan ekici bağdat caddesinde denemek isteyen gidebilir ilk seans biraz garip geliyor hafif bir acı oluyor alışıyorsun
selamlar
cenksoydan
Mesajlar: 101
Kayıt: 28.06.2019 - 13:47
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2019

Re: sonda ile ozon

Mesaj gönderen cenksoydan »

orhan yazdı:
cenksoydan yazdı:Benim tek korktugum sonda islemi enfeksiyon kapma yada oranin tahris olmasi sonra ugras dur. Yoksa ozon mantıklı geldi
SELAM geçmiş olsun
ben 10 seans yaptırdım bir çok şey de yaptırdım nelerin iyi geldiğini bilmiyorum yanma ve idrar kaçırma yumurtalarda ağrı vardı
şuan iyiyim ana bu illet hastalık geçmiyor hep bir yanlarda kasıkta bir huzursuzluk hep var eskiye nazaran tabikki iyiyim
istanbulda yapan doktor sinan ekici bağdat caddesinde denemek isteyen gidebilir ilk seans biraz garip geliyor hafif bir acı oluyor alışıyorsun
selamlar
Teşekkür ederim bilgileriniz icin
cenksoydan
Mesajlar: 101
Kayıt: 28.06.2019 - 13:47
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2019

Re: sonda ile ozon

Mesaj gönderen cenksoydan »

eserben yazdı:
Forumda bulunan çok eski bir yazıyı buldum arkadaşlar paylaşıyorum.

scott
Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis
05.05.2015 - 14:35

Doktora sorulan sorular ve cevapları nacizane, çok da profosyonel olmayan ingiizcem ile çevirmeye çalıştım. Umarım faydalı olur.

"Size göre erkeklerde kronik prostatit geçirme yüzdesi nedir?
+ Bu hastalığa yakalananlar için son araştırmalar %70'ten fazla olabileceğini gösteriyor.

-(Hastalardaki)Kronik prostat problemini çözmeye yönelik kaç senedir uğraşıyorsunuz?
+ Kariyerimin başlangıcına paralel olarak, bu hastalıktan etkilenen erkek populasyonunun, özellikle de genç populasyonun fazla oldugunu farketmemle birlikte yaklaşık olarak 25 senedir bu uzmanlık alanındayım.

-Kronik prostatın sebepleri nelerdir?
+Bir dizi mikrorganizmanın sebep olduğu ( E.coli, proteus, staphylocossus,enterococcus bakterileri )genel idrar yolu enfeksiyonları olduğunu söyleyebiliriz. Daha nadir olarak chlamydia, mycoplasmae ve uroplasmae sebep olmaktadır.Fakat burada ana etken, vucuda gizlice yerleşen bu organizmaların prostat parankimasında bir dizi zincirleme reaksiyona sebep olup komplike bir hal haline getirmesidir. Buna örnek olarak bölgedeki sinirlerin sıkışması sonucunda kan damarlarının büzülmesine bağlı olarak prostat kanalı tıkanması gösterilebilir. Bunun sonucunda prostat dokusunda fibroz meydana gelir ve bu semptomların başlangıcına sebebiyet verdiği gibi bahsedilen semptomlar enfeksiyon bulaştıktan 3 ile 5 yıl sonrasında da ortaya çıkabilir. Bu noktada çoğu antibiyotik sorunun kaynak noktasına etki edememektedir ve bu hastalığın tedavisinde karşılaştığımız temel sorun budur.

-Kronik prostatitten şikayetçi hastalarda genel tespit edilen semptomlar nelerdir?
+Enfeksiyon vücuda girdikten sonra ciddi semptomlar hemen ortaya çıkmayabiliyor, bu 3 ila 5 yıl sonrasında da olabiliyor. Bu sürece kadar olan zamanda hafif semptomlar görülebiliyor ve bu semptomlar bize bazı teşhisleri koymakta fayda sağlayabiliyor.Örneğin peniste yanma, hassasiyet ve iğnelenme, karın boşluğunda ağrı hissetme , testislerde basınç ve ağrı hissetme gibi. Ayrıca yorgunluk, uyluk kemiğinde ağrılar gibi şikayetler de vardır. Fakat bu semptomlar hasta tarafından çok nadiren farkedien ve ciddi doktor bir ziyaretine sebep olmadığnı düşündüren semptomlardır. Doktor ziyareti yapıldığı takdirde de, bu çoğunlukla bir ürolog olmamaktadır. Semptomlar ileride ciddi hale geldiğinde başlaması ile birlikte çoğunlukla kalıcı hale gelebilmektedir. Örneğin şiddeti azalan sabah ereksiyonları, gitgide etkisini artıran erektil disfonksiyon ve nadir olarak seks sırasında yeterli ereksiyon sağlayamama gibi. Çok olmamakla birlikte, hastalar genellikle bunların psikolojik olabileceğini düşünseler de , bu fiziksel bir sorun olup bu gibi çoğu semptomlardan prosat sorumlu tutulmaktadır.Hastalarımda gördüğüm ve bir üroloğa gitmelerini gerektirecek kadar ciddi olan bir sorun ise , boşalma sırasında veya boşalmadan bir süre sonra yanma hissi görülmesidir. İnflamasyon, bu şikayetlerin yerini almaya başladığında , periurethral gland denilen organ da etkilenip elastikiyetini kaybetmesi sonucuda sertleşmeye başlamaktadır. Bu da mesaneye baskı yaptığından, buna bağlı olarak sıklıkla tuvalete gitme ihtiyacı çoklukla görüldüğü kadar, mesaneyi tam boşaltamama hissi de görülmektedir ( Sanki mesanede hala birşeyler kalmış gibi ) Veya bazen de çok acil tuvalete gitme isteği gibi. Diğer bir deyişle, normal koşullarda 30 dakika ile bir saat arası tutulabilen idrarın, kronik prostatit hastaları tarafından ertelenememesi diyebiliriz. Bu durum hatta idrar kaçırmaya bile yol açabilir. Bunların dışında, somut bir semptom olan , hastanın kısırlık problemleri ile karşılaşması da, kronk prostatitin spermleri etkilediğinden dolayı genelleme yapmamakla birlikte ana bir etken diyebiliriz.Kariyerimde neredeyse sıfır sperm sayısı ve düşük hareketlilik gibi bir çok olguyla karşılaştım.

-Kronik prostatitin basit antibiyotik tedavisi neden genellikle başarısız olmaktadır?
+Bu durumun açığa kavuşturulması ve doktorlar ve hastalar tarafından farkedilmesi gerekiyor. Patojenik mikroorganizma hasta vucuduna girdikten sonra 2,3 veya 5 sene içinde bile herhangi bir semptom yeterli bir delil olamıyor. Asıl semptomlar, hastanın medikal yardım arayışında olmasını sağlayacak olanlardır. Bu süre boyunca, prostat kanalı tıkandığından bir dizi inflamasyon çoktan vücütta yer edinmiş oluyor. Bu da prostat dokusunun oksijen yetersizliği, fibroz ve sklerozdan etkilendiği anlamına gelmektedir. Bunun sonucunda da, ağız veya damar yoluyla alınan antibiyotikler, enfekte olan dokuya zayıf bir penetrasyon sağlamaktadır.

-Antibiyotik kokteylleri ile yapılan intraprostatik enjeksiyonlar hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
+Bu antibiyotikler ağız ve damar yolu ile verilenler ile aynı.İntraprostatik enjeksiyon gerçekte ne ifade ediyor? Yani transrektal ultrasound izleme yardımı ile belirli bölgelere bu kokteylin enjekte edilmesi.Bu antibiyotik kokteylleri enjekte edildiği bölgelere kesinlikle daha geniş konsentrasyon sunmaktadır fakat komşu olduğu bölgeler ise değişmemektedir. Daha önce söylediğim gibi, aynı nedenden dolayı antibyotik difüzyonuna imkan olmayan durumlarda yani fibroz, katı doku, düşük kan akışı ve sinir boğulması diyebiliriz,böylelikle antibiyotiğin komşu dokulara yayılmasının önüne geçmektedir. Gerçekte, 2 veya en geç 3 ay sonunda komşu bölgelerden bakteri yenilenmesi olacağından bu durum eski haline nüksedecek ve antibiyotik enjeksiyonu yapılan nokta tekrar enfekte olacaktır. Bu da intraprostatik enjeksiyonların tamamen başarısız olmasının bir sonucudur.

-Normal olarak yapılan idrar, semen ve prostat sıvısı testleri prostattaki bakteriyi bulmak için neden güvenilir değil?
+Öncelikle, fibroz ve skleroz gibi kronik bozulmalardan etkilenen prostat dokusunda saptanan bakteri, çevre şartlardan izole edilmiş durumdadır.Prostat bu kadar izole edilmişken -prostat bezi veya bir parçası-, bakterinin boşalma sırasında dışarıya çıkmasının hiçbir yolu yoktur. Dolayısı ile farklı zamanlarda yapılan boşalmalarda bile hiçbir labaratuvar bulgu olmayabilir. Semen analizinden labaratuvar bulgusu elde etmek için tek olasılık, bakteri yakın zamanda henüz tıkanmamış olan glandular kanala hucum ettiğinde yani prostat sıvısı ile olan boşalmada elde edilen sıvıdan patojenik mikroorganizma kültürleri saptanabilir. Bununla beraber ,bu yöntem güvenilirdir anlamına da gelmez. En özellikli olan Stamey-Myers testi bile - doktorun hassas prostat masajı yapabilme yeteneğine bağlı olarak- grandular kanalı zorlayabilir ve bakteri dışarıya drene olabilir. Fakat bu testler yine de güvenilir olmayabilir çünkü bakteri hala prostat dokusunda izole edilmiş de olabilir. Kronik prostatı teşhis etmek için tamamen faydasız olan idrar testlerinden bahsetmeye gerek bile yok zaten.

-Kronik prostat teşhisinde ilk olarak uyguladığınız testler nelerdir?
+Kronik prostat hastasının durumu değerlendiğinde, inflamasyon olan organ fakat aynı zamanda inflamasyonun sebep olduğu komplikasyonlar da göz önüne alınıp transabdominal ultrason ile böbrekler ve mesane, testis ultrasonu ile olası komplikasyonlar ve hatta spermleri etkileyen varikoz damar genişlemelerine bakılabilir.Ayrıca günümüzde uygulanan en özellikli test olan ve prostat dokusunu daha yakından incelemeye olanak tanıyan prostat transrectal ultrasound u da kesinlikle unutmamak gerekir. Böylelikle prostatın boyu, büyümesi, doku değişimi ve inflamasyona bağlı olarak prostat dokusunda ne tür komplikasyonlar geliştiği gözlenebilir.Bütün bu tetkikler değerlendirildiğinde ayrıca idrar akış testi de tavsiye ediebilir. Bunlarla birlikte, prostat sıvısından alınan örnekte bakteri varlığından da emin olunmalıdır. Bu noktada , gerekli hassasiyet ve yeterlilikle yapılması gereken prostat masajının önemi çok büyüktür. Bunu takip eden bir spermiyogram testi, kronik prostatitten etkilenen spermin kalitesi ve sayısı hakkında bize bilgi verebilir.

-Birkaç kelimeyle, sizin metodunuzdaki şartlar nedir? Kronik prostatit ile nasıl başa çıkılabilir?
+Daha önceden de belirttiğim gibi, bakteri üretraya girdikten sonra periurethal gland a enfekte olur ve periurethal alanı sertleştirir. Daha sonra da gland ve periurethal gland dışına yayılmaya başlar. Bütün bu dokuya baktığımızda sonuçta olan şey,glandular kanalların tıkanmasıdır. Yani normal fonksiyonlarının azalması,sinirlerin boğulması ve kan akışının çarpıcı bir şekilde düşüp dokunun skleroz ve fibroza öncülük edecek olmasıdır. Benim yaptığım şey, bu sertleşmeyi kırmak ve yumuşatmak, ve bu da parmak basıncı ile prostat dokusunu sıkıştırıp daha sonra yavaşça yumuşatmaya dayalı. Bu doku yumuşatması, o noktadaki sinir boğulmasının rahatlamasına ve kan akışının artmasına yol açıyor. Ve sonuç olarak düzgün oksijenlenmeyi sağlıyor.Böylelikle aynı anda verilen ilaçlar, dokudaki en uzak ve en zor yerlere penetre olabiliyor- bahsedilen prostat dokusunu sıkıştırma masajı olmadan verilen ilaçların penetre olması neredeyse imkansız- Daha sonra ise bağışıklık sistemi bu tedaviye yardım amacı ile devreye girip, o ana kadar olan inflamasyonu tanımak suretiyle dokunun iyileşmesine kademeli olarak olanak tanıyor. Tedavi 3 aşamadan oluşuyor. Birinci ve en önemli kısmı günlük veya buna yakın periyotlarda 35-45 seanstan meydana geliyor. Bizim hedefimiz problemi en az %80 oranında düşürmek. Bunu takip eden aşama aylık seanslar, neticede buradaki hedef prostat dokusundaki bütün bakteriden kurtulmak ve tamamen yumuşatmak. Böylelikle prostat mikrop olmaksızın kendini iyileştirebilir. Üçüncü aşama ise her üç ayda bir yapılan, yeni bir enfeksiyon oluşmasını gözlemek ve önlemek suretiyle prostata normal şartlarda iyileşme için yeterli zamanı tanıyor.


-Seanslar boyunca hastaların hafifleyen şikayetleri nelerdir ve ne şekilde test sonuçlarını iyileştiriyor?
+Gerçekten ilgilendiğim şey, dokuyu yumuşatmak.Sinir boğulmasını gevşetmek ve kan akışının artmasını sağlamak. Bağışıklık sistemine iyileştirmesie yardımcı olmak ve neticede istenen etkiyi getirmek. Ve tabii ki bakterileri yok edecek antibiyotikleri aynı anda uygulamak.Bu bir uygulama ve daha önce belirttiğim gibi bir merkezin etrafındaki çevreyi takip ediyor. Yine söylediğim gibi,birkaç aşamamız var, temel aşama , aylık aşama ve her 3 ayda bir olan aşama. Bu aşamalar boyunca semptomlar azalmaya başlıyor. Daha sonra bazıları birden kayboluyor. İdrar yapma kademeli olarak iyileşiyor. Erektil fonksiyon da gitgide iyileşiyor ve ağrılar artık gitmeye başlıyor. Fakat burada açıklığa kavuşturulması gereken şey, benim görevim sadece hastanın geçici bir iyi hissetme sağlamasına yönelik değil. Özel bir hedefim var ve bu da tamamı ile prostatitten kurtulmak. Bu şu anlama geliyor, tedavi bir yandan devam ederken , parmak sıkıştırma masajı sonrasında bazı hafif semptomları arttırabilen yeni enfekte olmuş alanlar ile karşılaşabiliyorum. Bu, prostatitin kötüye gittiği anlamına gelmiyor. Basit olarak, prostat mükemmel olarak iyileşene kadar basitçe beklenen birşey bu.Hastalarımızda bu tedavi aşamaları sonrasına %90 a varan iyileşmelere şahit oluyoruz. Hasta genellikle neredeyse bütün semptomlarının yok oldugunu görecek. Bazı ufak semptomlar tabi ki bakteriler tamamı ile yok olana kadar aylar sonucunda yok olacak, çünkü bakteriler oldukça semptomlar devam edecektir. Hastalar zamanla kademeli olarak veya birdenbire semptomlarının bittiğini görecekler ve sonucunda hayal kırıklığı olmayacak. Tedavi sürecinde olası hafif yoğunluklu semptomları da görebilirler, ayrıca bilmeleri gerekir ki aylık aşamaların sonunda çarpıcı gelişmeler gözlemleyecekler. Benim hedefim tamamen problemi ortadan kaldırmak ve problem ortadan kalkmadan ben kesinlikle durmayacağım. Bu hedefi, olguların %90 dan fazlasında başarırım. Başarı oranlarım neredeyse %94-95 e yakın. Kalan % 5 ise şüphesiz ki semptomlarının çarpıcı bir şekilde iyileştiklerini gözlediler fakat neredeyse 20 veya 30 yıllık bir prostat hastalığı ile başa çıkmak, dokunun tam olarak iyileşmesine olanak vermiyor. Fakat bu, yine de sonuçtan memnun olmayacakları anlamına gelmiyor.

-Peki ya klinik testler doktor?
+Klinik testlerle ilgili olarak, her aşama sonunda bağımsız gözlem yapmaktayız. Birinci aşama bittiğinde başka bir transrektal ultrasound yapıyoruz. Bunun yanında urodynamic test, ve tabi ki gerekli ise böbrek, mesane ve testis ultrasoundu. Ama besbelli olan şu ki, prostat parankimasında bağımsız iyileşme oluyor. Prostat boyunu küçültmek ise çetrefilli bir iş. Çoğu hastada boy küçülmesi orjinal prostat hacminin %30 dan da fazlası kadar oluyor, ki cerrahi ile bile zor yapılabilen bir durum. Ve tabi ki bütün aktif olan inflamasyonlar yok oluyor. Yani birinci tedavi aşaması sonrası hedefim aktif inflamasyonları neredeyse tamamı ile ortadan kaldırmak. İkinci aşama öncesi bazı kültür testleri uygulayacağız. Bu testleri 3. ve 4.ay aralarında ve en son da 6.ay sonunda tekrar uygulayacağız. Aynı zamanda semen ve prostat sıvısı kültürleri de uygulayacağız. Yine söylüyorum, hedefim prostt dokusunu tamamı le bakterilerden arındırmak ve tabi ki prostat hacminde değişik olgulara dayanarak %40-50 oranında küçülme başarısı var. Aynı zamanda aktif inflamasyonlar sonucu oluşan hasarı tamamı ile iyileştirme ve 3.aşamada prostit parankim dokusunun iyileştirilmesini elde ediyoruz.

-Neden çoğu erkek farkında olmadan kronik prostatitten muzdarip? Bu tedavi geciktirilirse ne olur?
+Söylediğim gibi , kronik prostatit sinsi bir hastalık.Bazı alışkın olmayan durumlarda bakterinin semptomlarının meydana gelmesi 3-5 yılı bulabiliyor. Erkekler genellikle semptomların illa ki idrar yaparken zorluk veya inflamasyonlu prostat büyümesi şeklinde olacağını düşünüyorlar.
Gerçek olan şu ki, kronik prostat inflamasyonuna bağlı olarak bir dizi daha hafif semptomlar görülüyor.Hastalar ilk seferde bir ürologa görünmüyorlar. Çeşitli doktorlara gidebiliyorlar. Bu doktorlar hastalığı teşhis edemeyebilirler. Tek yaptıkları şey semptomlarını sadece rahatlatacak antibiyotik yazmak, bazı durumlarda 6 ay, bazısında 1 sene , bazısında 2 sene boyunca. Kişisel olarak, semptomların 5 sene sonra tekrar nüksettiğini gördüğüm bir vaka oldu. Diğer bir deyişle inflamasyon yayılıyor. Ve çoğu semptom daha çok oluşmaya başlıyor ve kalıcı hale geliyor. Ve bunun sonucunda hasta mecburen bir ürologa görünüyor. Sorunlar genel olarak erektil disfonksiyon, kısırlık problemleri ve idrar yapmaya bağlı problemler. Son aşamada kronik inflamasyona bağlı olarak prostat büyüyor. Prostatın büyümesi normal durumda 60 yaş üzeri erkeklerde 10 ila 15 seneyi bulabiliyor.Bağışıklık sistemi gitgide azaldığı için ne yazık ki iltihaplı hücreler bir dizi kanser hücre genlerini tetikliyor. Ve büyüme sonucunda bir tümör oluşuyor. Bütün bunlar demek oluyor ki, kronik inflamasyon, prostat büyümesine ve ciddi komplikasyonlara yol açıyor. 60-65 yaşlarında bile kanser riski oluşuyor. Ayrıca kronik prostat hastalığında, iltihaptan muzdarip olan karsiyongenez hücrelerinin, normalde iltihap olmayan prostata göre 6 ila 9 kat daha fazla hızlı büyüdüğü biliniyor.

-Sizin kullandığınız metodun iyi huylu prostat büyümesine iyi geldiği söylenebilir mi? Diğer bir deyişle bu yöntem, iyi huylu prostat büyümesi sonucunda olası kanser hücrelerinin gelişme riskini azaltıyor mu?
+Dediğim gibi yöntemim, prostattaki bakteriden kurtulmayı denediğimiz radikal bir yöntem. Yani prostat parankimindeki iltihaplanmayı ve ileride daha da zarar görmesini azaltmayı deniyoruz bu da demek oluyor ki aynı zamanda iyi huylu prostat büyüme olasılığını da azaltıyoruz.Bununla birlikte,hastalarda yürüttüğüm vakalarda genellikle 50 yaş üzeri erkeklerde bu olay ciddi derecede prostat büyümesi ile bağlantılı ( prostatic yperplasia ).Bu hastalar iltihaptan etkilendikleri gibi, iltihap aynı zamanda prostat büyümesini de ivmelendiriyor. Benim yaptığım , prostatı bakterilerden büyük oranda veya tamamen kurtararak prostat hacminde farkedilebiir biz azalma sağlamak. İltihap yüzünden büyümeye fırsat sağlayacak herhangi bir şans bırakmıyorum. Şu gerçeği de dikkate alırsak, kronik prostat iltihabından kaynaklanan karsinogenez olasılığı normalden 6 kat daha fazladır ve genellikle bağışıklık sisteminin azaldığı 60-65 yaşlarından itibaren başlar. Yani siz prostat iltihabı olduğunu biliyorsanız, bu yüzden oluşacak hastalığın gelişmesini de kesin olarak azaltabilirsiniz. Bu tip prostatlarda, biyopsilerin kanserojen gelişmeyi tam olarak saptayamadığı durumlarda hastalardaki yüksek PSA seviyelerinden tedavi için fikir sağlayabiliriz. Kronik iltihap ve prostat hyperplasia başarılı bir şekilde tedavi edildikten sonra gördüğüm şey, PSA seviyelerinin farkedilir ölçülerde düşmesiydi. Dikkate alınacak ölçüde düşük olan bu değer, hastaların artık yüksek risk grubunda olmadığını gösteriyor ve kanser gelişme riski de ortadan kalkıyor.

-Kronik prostatiti tedavi etme yönteminizin neden dünya çapında tek olduğunu düşünüyorsunuz?
+Tedavi yöntemim bilinen bir amaç üzerine dayandırılıyor.İltihabın prostata yaptığı etkiyi gitgide geri döndürmek ve prostat dokusunun hastalık olmadan önceki normal sağlıklı dokusunda olduğu şekilde iyileştirmek.Bu daha önce bahsettiğim tedavi aşamaları ile sağlanıyor. Birinci temel tedavi, aylık tedavi ve 3 aylık ayrı tedavi. Hedefim, prostattaki bakterilerden tamamı ile kurtulmayı sağlamak ve prostat hacmini mümkün olduğunca azaltmak. Aynı zamanda idrar akımında optimum sonuçları sağlamak, çünkü çoğu hasta bu durumdan şikayetçi.Sonuç olarak baktığınızda ütopik görünen ve cerrahi olmayan tedavi yöntemleri için beni ziyaret ettiklerinde hastanın memnun olarak ayrılmasını sağlayacak şekilde başarı yakalamak. Bu da şu anlama geliyor, hastalarım herhangi bir cerrahi müdahaleye maruz kalmaktan kurtuluyorlar. Tedavi sonrasındaki mükemmel sonuçlara baktığımızda kesinikle söyleyebilirim ki, dünyada şu anda bu gibi başarılı sonuçları almamızı sağlayan tek yöntem.Bununla birlikte, tedavi sonrasındaki sonuçlar hakkında hastalarımın tavsiyeleri internet üzerinde bulunabilir.Veya bilakis önceden yaşadıkları semptomlar ve tedavi sonrası tecrübeleri de sözlerimin geçerliliğini doğruluyor.Şunu da eklemeliyim ki, internet üzerinde veya başka bir yerde diğer doktorların yazmış olduğu tedavilerde hiç benim yöntemime benzer bir şey ile karşılaşmadım. Ek olarak , bugünlerde bir iş seyahati için Çin'e gittim ve Çin Üniversitesi'nde ülkenin seçkin üroloji profesörleri tarafından karşılandım. Metodlarımızı konuşup fikir alışverişi yaptıktan sonra ben tedavi sonuçlarımı sunduğumda prostatiti yok eden tek yöntem olan bu metodu onayladılar. Üniversite bünyesinde bana çok miktarda hastanın yer aldığı bir hastanede, üstelik dünyada resmi olabilecek bir ortamdı bu, işbirliği de teklif edildi. Bütün bu birikimlerden yola çıkıldığında, yöntemimin dünyada tek olduğu görülüyor.

-Özet olarak, gençlere ve aynı zamanda her yaştan hasta olanlara ne tavsiye edersiniz?
+Gençler derken öncelikle şunu açıklığa kavuşturmalıyız, bu tip hastalıkların gelişmesinde çok güvenli değiller.Bu hastalık birçok genç yaştaki insanı etkiliyor ve kronik prostat olma oranı da çok yüksek. Neticede, herhangi bir belirtiye karşı tetikte olmaları lazım. İnternette bununla ilgili bir çok döküman var. Alışkanlıklarını ve hayat tarzını değiştiren farklı birşeyler olduğunu farkettikleri zaman bir an önce tedavi için uzman bir üroloğa görünmelidirler. Hastalar veya yaşlılar dikkate alındığında, tedavide cesaretlendirilmeleri gerektiğine inanıyorum. Daha önceden olmayan semptomları görüyorlarsa problemin çözümünü bir an evvel araştırmaları gerekiyor ve inanıyorum ki bulacaklar. En azından bütün kalbimle denediğim bir şey, daha ötesinde ise sonuçlara bakıldığında doğru yolda olduğuma inanıyorum.

Formda bir arkadas Muhsin Balaban basligi altinda bu yararli ceviriyi paylasmis. Burdaki doktor buranin tikanan damarlarin acilmasinin onemini belirtmis. Zamanla buranin oksijensiz kaldigini soylemis. Masaj haricinde ozon da antibiyotikle beraber yaninda guclu bir tedavi araci olabilir diye düşünüyorum. Prostat sivisindan pcr ve kultur yaptirip Muhsin Hocadan bilimsel yardim alip bu tedavi ile sureci kisaltabiliriz gibi geldi. İnsallah arkadaslar sureci baslattigimda sizlerle paylasicam.
purology
Mesajlar: 221
Kayıt: 25.04.2019 - 02:03
Şehir: los angeles
Hastalık Başlangıç Yılı: 2018

Re: sonda ile ozon

Mesaj gönderen purology »

bu doktorun soyledikleri sanki cok mantikli. Acaba aramizdan hic giden veya gitmis olani bilen var midir ?
cenksoydan
Mesajlar: 101
Kayıt: 28.06.2019 - 13:47
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2019

Re: sonda ile ozon

Mesaj gönderen cenksoydan »

purology yazdı:bu doktorun soyledikleri sanki cok mantikli. Acaba aramizdan hic giden veya gitmis olani bilen var midir ?
Yabanci ulkede ama Türkiye den giden oldugunu sanmıyorum
purology
Mesajlar: 221
Kayıt: 25.04.2019 - 02:03
Şehir: los angeles
Hastalık Başlangıç Yılı: 2018

Re: sonda ile ozon

Mesaj gönderen purology »

evet yunanistan da anladigim kadariyla.

google da arastirdigim da, hastaliktan kurtuldugunu iddia eden bir turk un yorumu var. Su an ulasmaya calisiyorum kendisine

Utku Yazici
2 reviews
a year ago-
I have suffered from chronic prostatitis for 3 years and I have seen different doctors in United Arab Emirates, Turkey and United Kingdom and none of them offered a cure, they all said I have to live with it. This all changed after I found Dr. Georgeadis, I have first read about him on prostatitis forums and I have read the details of his therapy on his website, it all made sense and I decided to go to Athens. I have been healed after three sessions of therapies where each session took about 3 weeks. The recovery process changes from patient to patient. If you are suffering from chronic prostatitis you have to visit Dr. Georgiadis, you don't have to accept it and live with it.

https://www.google.com/search?rlz=1C5CH ... dbabaed7,1,,,
Cevapla