Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Çin ve Rusya'daki klinik çalışmaları, diğer yöntemler.
ABittersweetLi
Mesajlar: 1753
Kayıt: 19.04.2015 - 20:38
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2014

Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen ABittersweetLi »

https://www.youtube.com/watch?v=e6ZwVQk ... e=youtu.be

prostatit ile ilgili yabancı bir grupta böyle bir video paylaşılmış.ingilizce alt yazılı.türkçeye çevirip buraya yazabilecek varsa iyi olur.
scott
Mesajlar: 7
Kayıt: 04.05.2015 - 11:17
Şehir: İzmir

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen scott »

Doktora sorulan sorular ve cevapları nacizane, çok da profosyonel olmayan ingiizcem ile çevirmeye çalıştım. Umarım faydalı olur.

"Size göre erkeklerde kronik prostatit geçirme yüzdesi nedir?
+ Bu hastalığa yakalananlar için son araştırmalar %70'ten fazla olabileceğini gösteriyor.

-(Hastalardaki)Kronik prostat problemini çözmeye yönelik kaç senedir uğraşıyorsunuz?
+ Kariyerimin başlangıcına paralel olarak, bu hastalıktan etkilenen erkek populasyonunun, özellikle de genç populasyonun fazla oldugunu farketmemle birlikte yaklaşık olarak 25 senedir bu uzmanlık alanındayım.

-Kronik prostatın sebepleri nelerdir?
+Bir dizi mikrorganizmanın sebep olduğu ( E.coli, proteus, staphylocossus,enterococcus bakterileri )genel idrar yolu enfeksiyonları olduğunu söyleyebiliriz. Daha nadir olarak chlamydia, mycoplasmae ve uroplasmae sebep olmaktadır.Fakat burada ana etken, vucuda gizlice yerleşen bu organizmaların prostat parankimasında bir dizi zincirleme reaksiyona sebep olup komplike bir hal haline getirmesidir. Buna örnek olarak bölgedeki sinirlerin sıkışması sonucunda kan damarlarının büzülmesine bağlı olarak prostat kanalı tıkanması gösterilebilir. Bunun sonucunda prostat dokusunda fibroz meydana gelir ve bu semptomların başlangıcına sebebiyet verdiği gibi bahsedilen semptomlar enfeksiyon bulaştıktan 3 ile 5 yıl sonrasında da ortaya çıkabilir. Bu noktada çoğu antibiyotik sorunun kaynak noktasına etki edememektedir ve bu hastalığın tedavisinde karşılaştığımız temel sorun budur.

-Kronik prostatitten şikayetçi hastalarda genel tespit edilen semptomlar nelerdir?
+Enfeksiyon vücuda girdikten sonra ciddi semptomlar hemen ortaya çıkmayabiliyor, bu 3 ila 5 yıl sonrasında da olabiliyor. Bu sürece kadar olan zamanda hafif semptomlar görülebiliyor ve bu semptomlar bize bazı teşhisleri koymakta fayda sağlayabiliyor.Örneğin peniste yanma, hassasiyet ve iğnelenme, karın boşluğunda ağrı hissetme , testislerde basınç ve ağrı hissetme gibi. Ayrıca yorgunluk, uyluk kemiğinde ağrılar gibi şikayetler de vardır. Fakat bu semptomlar hasta tarafından çok nadiren farkedien ve ciddi doktor bir ziyaretine sebep olmadığnı düşündüren semptomlardır. Doktor ziyareti yapıldığı takdirde de, bu çoğunlukla bir ürolog olmamaktadır. Semptomlar ileride ciddi hale geldiğinde başlaması ile birlikte çoğunlukla kalıcı hale gelebilmektedir. Örneğin şiddeti azalan sabah ereksiyonları, gitgide etkisini artıran erektil disfonksiyon ve nadir olarak seks sırasında yeterli ereksiyon sağlayamama gibi. Çok olmamakla birlikte, hastalar genellikle bunların psikolojik olabileceğini düşünseler de , bu fiziksel bir sorun olup bu gibi çoğu semptomlardan prosat sorumlu tutulmaktadır.Hastalarımda gördüğüm ve bir üroloğa gitmelerini gerektirecek kadar ciddi olan bir sorun ise , boşalma sırasında veya boşalmadan bir süre sonra yanma hissi görülmesidir. İnflamasyon, bu şikayetlerin yerini almaya başladığında , periurethral gland denilen organ da etkilenip elastikiyetini kaybetmesi sonucuda sertleşmeye başlamaktadır. Bu da mesaneye baskı yaptığından, buna bağlı olarak sıklıkla tuvalete gitme ihtiyacı çoklukla görüldüğü kadar, mesaneyi tam boşaltamama hissi de görülmektedir ( Sanki mesanede hala birşeyler kalmış gibi ) Veya bazen de çok acil tuvalete gitme isteği gibi. Diğer bir deyişle, normal koşullarda 30 dakika ile bir saat arası tutulabilen idrarın, kronik prostatit hastaları tarafından ertelenememesi diyebiliriz. Bu durum hatta idrar kaçırmaya bile yol açabilir. Bunların dışında, somut bir semptom olan , hastanın kısırlık problemleri ile karşılaşması da, kronk prostatitin spermleri etkilediğinden dolayı genelleme yapmamakla birlikte ana bir etken diyebiliriz.Kariyerimde neredeyse sıfır sperm sayısı ve düşük hareketlilik gibi bir çok olguyla karşılaştım.

-Kronik prostatitin basit antibiyotik tedavisi neden genellikle başarısız olmaktadır?
+Bu durumun açığa kavuşturulması ve doktorlar ve hastalar tarafından farkedilmesi gerekiyor. Patojenik mikroorganizma hasta vucuduna girdikten sonra 2,3 veya 5 sene içinde bile herhangi bir semptom yeterli bir delil olamıyor. Asıl semptomlar, hastanın medikal yardım arayışında olmasını sağlayacak olanlardır. Bu süre boyunca, prostat kanalı tıkandığından bir dizi inflamasyon çoktan vücütta yer edinmiş oluyor. Bu da prostat dokusunun oksijen yetersizliği, fibroz ve sklerozdan etkilendiği anlamına gelmektedir. Bunun sonucunda da, ağız veya damar yoluyla alınan antibiyotikler, enfekte olan dokuya zayıf bir penetrasyon sağlamaktadır.

-Antibiyotik kokteylleri ile yapılan intraprostatik enjeksiyonlar hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
+Bu antibiyotikler ağız ve damar yolu ile verilenler ile aynı.İntraprostatik enjeksiyon gerçekte ne ifade ediyor? Yani transrektal ultrasound izleme yardımı ile belirli bölgelere bu kokteylin enjekte edilmesi.Bu antibiyotik kokteylleri enjekte edildiği bölgelere kesinlikle daha geniş konsentrasyon sunmaktadır fakat komşu olduğu bölgeler ise değişmemektedir. Daha önce söylediğim gibi, aynı nedenden dolayı antibyotik difüzyonuna imkan olmayan durumlarda yani fibroz, katı doku, düşük kan akışı ve sinir boğulması diyebiliriz,böylelikle antibiyotiğin komşu dokulara yayılmasının önüne geçmektedir. Gerçekte, 2 veya en geç 3 ay sonunda komşu bölgelerden bakteri yenilenmesi olacağından bu durum eski haline nüksedecek ve antibiyotik enjeksiyonu yapılan nokta tekrar enfekte olacaktır. Bu da intraprostatik enjeksiyonların tamamen başarısız olmasının bir sonucudur.

-Normal olarak yapılan idrar, semen ve prostat sıvısı testleri prostattaki bakteriyi bulmak için neden güvenilir değil?
+Öncelikle, fibroz ve skleroz gibi kronik bozulmalardan etkilenen prostat dokusunda saptanan bakteri, çevre şartlardan izole edilmiş durumdadır.Prostat bu kadar izole edilmişken -prostat bezi veya bir parçası-, bakterinin boşalma sırasında dışarıya çıkmasının hiçbir yolu yoktur. Dolayısı ile farklı zamanlarda yapılan boşalmalarda bile hiçbir labaratuvar bulgu olmayabilir. Semen analizinden labaratuvar bulgusu elde etmek için tek olasılık, bakteri yakın zamanda henüz tıkanmamış olan glandular kanala hucum ettiğinde yani prostat sıvısı ile olan boşalmada elde edilen sıvıdan patojenik mikroorganizma kültürleri saptanabilir. Bununla beraber ,bu yöntem güvenilirdir anlamına da gelmez. En özellikli olan Stamey-Myers testi bile - doktorun hassas prostat masajı yapabilme yeteneğine bağlı olarak- grandular kanalı zorlayabilir ve bakteri dışarıya drene olabilir. Fakat bu testler yine de güvenilir olmayabilir çünkü bakteri hala prostat dokusunda izole edilmiş de olabilir. Kronik prostatı teşhis etmek için tamamen faydasız olan idrar testlerinden bahsetmeye gerek bile yok zaten.

-Kronik prostat teşhisinde ilk olarak uyguladığınız testler nelerdir?
+Kronik prostat hastasının durumu değerlendiğinde, inflamasyon olan organ fakat aynı zamanda inflamasyonun sebep olduğu komplikasyonlar da göz önüne alınıp transabdominal ultrason ile böbrekler ve mesane, testis ultrasonu ile olası komplikasyonlar ve hatta spermleri etkileyen varikoz damar genişlemelerine bakılabilir.Ayrıca günümüzde uygulanan en özellikli test olan ve prostat dokusunu daha yakından incelemeye olanak tanıyan prostat transrectal ultrasound u da kesinlikle unutmamak gerekir. Böylelikle prostatın boyu, büyümesi, doku değişimi ve inflamasyona bağlı olarak prostat dokusunda ne tür komplikasyonlar geliştiği gözlenebilir.Bütün bu tetkikler değerlendirildiğinde ayrıca idrar akış testi de tavsiye ediebilir. Bunlarla birlikte, prostat sıvısından alınan örnekte bakteri varlığından da emin olunmalıdır. Bu noktada , gerekli hassasiyet ve yeterlilikle yapılması gereken prostat masajının önemi çok büyüktür. Bunu takip eden bir spermiyogram testi, kronik prostatitten etkilenen spermin kalitesi ve sayısı hakkında bize bilgi verebilir.

-Birkaç kelimeyle, sizin metodunuzdaki şartlar nedir? Kronik prostatit ile nasıl başa çıkılabilir?
+Daha önceden de belirttiğim gibi, bakteri üretraya girdikten sonra periurethal gland a enfekte olur ve periurethal alanı sertleştirir. Daha sonra da gland ve periurethal gland dışına yayılmaya başlar. Bütün bu dokuya baktığımızda sonuçta olan şey,glandular kanalların tıkanmasıdır. Yani normal fonksiyonlarının azalması,sinirlerin boğulması ve kan akışının çarpıcı bir şekilde düşüp dokunun skleroz ve fibroza öncülük edecek olmasıdır. Benim yaptığım şey, bu sertleşmeyi kırmak ve yumuşatmak, ve bu da parmak basıncı ile prostat dokusunu sıkıştırıp daha sonra yavaşça yumuşatmaya dayalı. Bu doku yumuşatması, o noktadaki sinir boğulmasının rahatlamasına ve kan akışının artmasına yol açıyor. Ve sonuç olarak düzgün oksijenlenmeyi sağlıyor.Böylelikle aynı anda verilen ilaçlar, dokudaki en uzak ve en zor yerlere penetre olabiliyor- bahsedilen prostat dokusunu sıkıştırma masajı olmadan verilen ilaçların penetre olması neredeyse imkansız- Daha sonra ise bağışıklık sistemi bu tedaviye yardım amacı ile devreye girip, o ana kadar olan inflamasyonu tanımak suretiyle dokunun iyileşmesine kademeli olarak olanak tanıyor. Tedavi 3 aşamadan oluşuyor. Birinci ve en önemli kısmı günlük veya buna yakın periyotlarda 35-45 seanstan meydana geliyor. Bizim hedefimiz problemi en az %80 oranında düşürmek. Bunu takip eden aşama aylık seanslar, neticede buradaki hedef prostat dokusundaki bütün bakteriden kurtulmak ve tamamen yumuşatmak. Böylelikle prostat mikrop olmaksızın kendini iyileştirebilir. Üçüncü aşama ise her üç ayda bir yapılan, yeni bir enfeksiyon oluşmasını gözlemek ve önlemek suretiyle prostata normal şartlarda iyileşme için yeterli zamanı tanıyor.


-Seanslar boyunca hastaların hafifleyen şikayetleri nelerdir ve ne şekilde test sonuçlarını iyileştiriyor?
+Gerçekten ilgilendiğim şey, dokuyu yumuşatmak.Sinir boğulmasını gevşetmek ve kan akışının artmasını sağlamak. Bağışıklık sistemine iyileştirmesie yardımcı olmak ve neticede istenen etkiyi getirmek. Ve tabii ki bakterileri yok edecek antibiyotikleri aynı anda uygulamak.Bu bir uygulama ve daha önce belirttiğim gibi bir merkezin etrafındaki çevreyi takip ediyor. Yine söylediğim gibi,birkaç aşamamız var, temel aşama , aylık aşama ve her 3 ayda bir olan aşama. Bu aşamalar boyunca semptomlar azalmaya başlıyor. Daha sonra bazıları birden kayboluyor. İdrar yapma kademeli olarak iyileşiyor. Erektil fonksiyon da gitgide iyileşiyor ve ağrılar artık gitmeye başlıyor. Fakat burada açıklığa kavuşturulması gereken şey, benim görevim sadece hastanın geçici bir iyi hissetme sağlamasına yönelik değil. Özel bir hedefim var ve bu da tamamı ile prostatitten kurtulmak. Bu şu anlama geliyor, tedavi bir yandan devam ederken , parmak sıkıştırma masajı sonrasında bazı hafif semptomları arttırabilen yeni enfekte olmuş alanlar ile karşılaşabiliyorum. Bu, prostatitin kötüye gittiği anlamına gelmiyor. Basit olarak, prostat mükemmel olarak iyileşene kadar basitçe beklenen birşey bu.Hastalarımızda bu tedavi aşamaları sonrasına %90 a varan iyileşmelere şahit oluyoruz. Hasta genellikle neredeyse bütün semptomlarının yok oldugunu görecek. Bazı ufak semptomlar tabi ki bakteriler tamamı ile yok olana kadar aylar sonucunda yok olacak, çünkü bakteriler oldukça semptomlar devam edecektir. Hastalar zamanla kademeli olarak veya birdenbire semptomlarının bittiğini görecekler ve sonucunda hayal kırıklığı olmayacak. Tedavi sürecinde olası hafif yoğunluklu semptomları da görebilirler, ayrıca bilmeleri gerekir ki aylık aşamaların sonunda çarpıcı gelişmeler gözlemleyecekler. Benim hedefim tamamen problemi ortadan kaldırmak ve problem ortadan kalkmadan ben kesinlikle durmayacağım. Bu hedefi, olguların %90 dan fazlasında başarırım. Başarı oranlarım neredeyse %94-95 e yakın. Kalan % 5 ise şüphesiz ki semptomlarının çarpıcı bir şekilde iyileştiklerini gözlediler fakat neredeyse 20 veya 30 yıllık bir prostat hastalığı ile başa çıkmak, dokunun tam olarak iyileşmesine olanak vermiyor. Fakat bu, yine de sonuçtan memnun olmayacakları anlamına gelmiyor.

-Peki ya klinik testler doktor?
+Klinik testlerle ilgili olarak, her aşama sonunda bağımsız gözlem yapmaktayız. Birinci aşama bittiğinde başka bir transrektal ultrasound yapıyoruz. Bunun yanında urodynamic test, ve tabi ki gerekli ise böbrek, mesane ve testis ultrasoundu. Ama besbelli olan şu ki, prostat parankimasında bağımsız iyileşme oluyor. Prostat boyunu küçültmek ise çetrefilli bir iş. Çoğu hastada boy küçülmesi orjinal prostat hacminin %30 dan da fazlası kadar oluyor, ki cerrahi ile bile zor yapılabilen bir durum. Ve tabi ki bütün aktif olan inflamasyonlar yok oluyor. Yani birinci tedavi aşaması sonrası hedefim aktif inflamasyonları neredeyse tamamı ile ortadan kaldırmak. İkinci aşama öncesi bazı kültür testleri uygulayacağız. Bu testleri 3. ve 4.ay aralarında ve en son da 6.ay sonunda tekrar uygulayacağız. Aynı zamanda semen ve prostat sıvısı kültürleri de uygulayacağız. Yine söylüyorum, hedefim prostt dokusunu tamamı le bakterilerden arındırmak ve tabi ki prostat hacminde değişik olgulara dayanarak %40-50 oranında küçülme başarısı var. Aynı zamanda aktif inflamasyonlar sonucu oluşan hasarı tamamı ile iyileştirme ve 3.aşamada prostit parankim dokusunun iyileştirilmesini elde ediyoruz.

-Neden çoğu erkek farkında olmadan kronik prostatitten muzdarip? Bu tedavi geciktirilirse ne olur?
+Söylediğim gibi , kronik prostatit sinsi bir hastalık.Bazı alışkın olmayan durumlarda bakterinin semptomlarının meydana gelmesi 3-5 yılı bulabiliyor. Erkekler genellikle semptomların illa ki idrar yaparken zorluk veya inflamasyonlu prostat büyümesi şeklinde olacağını düşünüyorlar.
Gerçek olan şu ki, kronik prostat inflamasyonuna bağlı olarak bir dizi daha hafif semptomlar görülüyor.Hastalar ilk seferde bir ürologa görünmüyorlar. Çeşitli doktorlara gidebiliyorlar. Bu doktorlar hastalığı teşhis edemeyebilirler. Tek yaptıkları şey semptomlarını sadece rahatlatacak antibiyotik yazmak, bazı durumlarda 6 ay, bazısında 1 sene , bazısında 2 sene boyunca. Kişisel olarak, semptomların 5 sene sonra tekrar nüksettiğini gördüğüm bir vaka oldu. Diğer bir deyişle inflamasyon yayılıyor. Ve çoğu semptom daha çok oluşmaya başlıyor ve kalıcı hale geliyor. Ve bunun sonucunda hasta mecburen bir ürologa görünüyor. Sorunlar genel olarak erektil disfonksiyon, kısırlık problemleri ve idrar yapmaya bağlı problemler. Son aşamada kronik inflamasyona bağlı olarak prostat büyüyor. Prostatın büyümesi normal durumda 60 yaş üzeri erkeklerde 10 ila 15 seneyi bulabiliyor.Bağışıklık sistemi gitgide azaldığı için ne yazık ki iltihaplı hücreler bir dizi kanser hücre genlerini tetikliyor. Ve büyüme sonucunda bir tümör oluşuyor. Bütün bunlar demek oluyor ki, kronik inflamasyon, prostat büyümesine ve ciddi komplikasyonlara yol açıyor. 60-65 yaşlarında bile kanser riski oluşuyor. Ayrıca kronik prostat hastalığında, iltihaptan muzdarip olan karsiyongenez hücrelerinin, normalde iltihap olmayan prostata göre 6 ila 9 kat daha fazla hızlı büyüdüğü biliniyor.

-Sizin kullandığınız metodun iyi huylu prostat büyümesine iyi geldiği söylenebilir mi? Diğer bir deyişle bu yöntem, iyi huylu prostat büyümesi sonucunda olası kanser hücrelerinin gelişme riskini azaltıyor mu?

+Dediğim gibi yöntemim, prostattaki bakteriden kurtulmayı denediğimiz radikal bir yöntem. Yani prostat parankimindeki iltihaplanmayı ve ileride daha da zarar görmesini azaltmayı deniyoruz bu da demek oluyor ki aynı zamanda iyi huylu prostat büyüme olasılığını da azaltıyoruz.Bununla birlikte,hastalarda yürüttüğüm vakalarda genellikle 50 yaş üzeri erkeklerde bu olay ciddi derecede prostat büyümesi ile bağlantılı ( prostatic yperplasia ).Bu hastalar iltihaptan etkilendikleri gibi, iltihap aynı zamanda prostat büyümesini de ivmelendiriyor. Benim yaptığım , prostatı bakterilerden büyük oranda veya tamamen kurtararak prostat hacminde farkedilebiir biz azalma sağlamak. İltihap yüzünden büyümeye fırsat sağlayacak herhangi bir şans bırakmıyorum. Şu gerçeği de dikkate alırsak, kronik prostat iltihabından kaynaklanan karsinogenez olasılığı normalden 6 kat daha fazladır ve genellikle bağışıklık sisteminin azaldığı 60-65 yaşlarından itibaren başlar. Yani siz prostat iltihabı olduğunu biliyorsanız, bu yüzden oluşacak hastalığın gelişmesini de kesin olarak azaltabilirsiniz. Bu tip prostatlarda, biyopsilerin kanserojen gelişmeyi tam olarak saptayamadığı durumlarda hastalardaki yüksek PSA seviyelerinden tedavi için fikir sağlayabiliriz. Kronik iltihap ve prostat hyperplasia başarılı bir şekilde tedavi edildikten sonra gördüğüm şey, PSA seviyelerinin farkedilir ölçülerde düşmesiydi. Dikkate alınacak ölçüde düşük olan bu değer, hastaların artık yüksek risk grubunda olmadığını gösteriyor ve kanser gelişme riski de ortadan kalkıyor.

-Kronik prostatiti tedavi etme yönteminizin neden dünya çapında tek olduğunu düşünüyorsunuz?
+Tedavi yöntemim bilinen bir amaç üzerine dayandırılıyor.İltihabın prostata yaptığı etkiyi gitgide geri döndürmek ve prostat dokusunun hastalık olmadan önceki normal sağlıklı dokusunda olduğu şekilde iyileştirmek.Bu daha önce bahsettiğim tedavi aşamaları ile sağlanıyor. Birinci temel tedavi, aylık tedavi ve 3 aylık ayrı tedavi. Hedefim, prostattaki bakterilerden tamamı ile kurtulmayı sağlamak ve prostat hacmini mümkün olduğunca azaltmak. Aynı zamanda idrar akımında optimum sonuçları sağlamak, çünkü çoğu hasta bu durumdan şikayetçi.Sonuç olarak baktığınızda ütopik görünen ve cerrahi olmayan tedavi yöntemleri için beni ziyaret ettiklerinde hastanın memnun olarak ayrılmasını sağlayacak şekilde başarı yakalamak. Bu da şu anlama geliyor, hastalarım herhangi bir cerrahi müdahaleye maruz kalmaktan kurtuluyorlar. Tedavi sonrasındaki mükemmel sonuçlara baktığımızda kesinikle söyleyebilirim ki, dünyada şu anda bu gibi başarılı sonuçları almamızı sağlayan tek yöntem.Bununla birlikte, tedavi sonrasındaki sonuçlar hakkında hastalarımın tavsiyeleri internet üzerinde bulunabilir.Veya bilakis önceden yaşadıkları semptomlar ve tedavi sonrası tecrübeleri de sözlerimin geçerliliğini doğruluyor.Şunu da eklemeliyim ki, internet üzerinde veya başka bir yerde diğer doktorların yazmış olduğu tedavilerde hiç benim yöntemime benzer bir şey ile karşılaşmadım. Ek olarak , bugünlerde bir iş seyahati için Çin'e gittim ve Çin Üniversitesi'nde ülkenin seçkin üroloji profesörleri tarafından karşılandım. Metodlarımızı konuşup fikir alışverişi yaptıktan sonra ben tedavi sonuçlarımı sunduğumda prostatiti yok eden tek yöntem olan bu metodu onayladılar. Üniversite bünyesinde bana çok miktarda hastanın yer aldığı bir hastanede, üstelik dünyada resmi olabilecek bir ortamdı bu, işbirliği de teklif edildi. Bütün bu birikimlerden yola çıkıldığında, yöntemimin dünyada tek olduğu görülüyor.

-Özet olarak, gençlere ve aynı zamanda her yaştan hasta olanlara ne tavsiye edersiniz?
+Gençler derken öncelikle şunu açıklığa kavuşturmalıyız, bu tip hastalıkların gelişmesinde çok güvenli değiller.Bu hastalık birçok genç yaştaki insanı etkiliyor ve kronik prostat olma oranı da çok yüksek. Neticede, herhangi bir belirtiye karşı tetikte olmaları lazım. İnternette bununla ilgili bir çok döküman var. Alışkanlıklarını ve hayat tarzını değiştiren farklı birşeyler olduğunu farkettikleri zaman bir an önce tedavi için uzman bir üroloğa görünmelidirler. Hastalar veya yaşlılar dikkate alındığında, tedavide cesaretlendirilmeleri gerektiğine inanıyorum. Daha önceden olmayan semptomları görüyorlarsa problemin çözümünü bir an evvel araştırmaları gerekiyor ve inanıyorum ki bulacaklar. En azından bütün kalbimle denediğim bir şey, daha ötesinde ise sonuçlara bakıldığında doğru yolda olduğuma inanıyorum.

-Çok teşekkür ederim."
kadir
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 10276
Kayıt: 19.04.2015 - 23:04
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2004
Yaş: 64

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen kadir »

Scott çok sağol,çok iyi tercüme etmişsin...anladığım kadarı ile sık sık seanslarla yapılan rektal tuşe ve prostat masajıyla enfekte ve sertleşmiş olan prostatın içindeki iltihaplı sıvıyı sık sık dışarı atma bakterilerden temizleme seansları ve sonrasında antibiyotik tedavisine devam edilmesi durumu.
teşekkürler.
boyturk
Mesajlar: 207
Kayıt: 20.04.2015 - 12:14
Şehir: istanbul
Yaş: 51

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen boyturk »

elinize agzınıza saglık
scott
Mesajlar: 7
Kayıt: 04.05.2015 - 11:17
Şehir: İzmir

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen scott »

Selamlar,

Teşekkür eden herkese asıl ben rica ederim, dediğim gibi faydalı olabildiysem ne mutlu. Ben de bu hastalıktan muzdarip birisi olarak nerede yeni bir umut ışığı varsa takip ediyorum. Videoyu izleyen arkadaşların belki merak ettiği şeyler olabilir düşüncesiyle elimden geldiğince çevirdim. Doktor arkadaş da bu konuda iddialı gözüküyor. Bahsettiği gibi bu tedavi sonuç veriyorsa kovalamak lazım. Aynı zamanda doktor da kendisinde tedavi olan hastaların yorumları internette var diyor, arayıp bulmak lazım ben de aynen takipteyim.
ABittersweetLi
Mesajlar: 1753
Kayıt: 19.04.2015 - 20:38
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2014

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen ABittersweetLi »

Allah razı olsun scott.ben bu videoyu facebookta prostatitis isminde yabancı bir grup var.orada görmüştüm.bu doktora muayene olan bulabiliriz sanırım.
Galip
Mesajlar: 361
Kayıt: 19.04.2015 - 14:28

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen Galip »

Scott eline sağlık,ben ve bizler hep okuyoruz hep bi çare peşindeyiz hiç şüpesiz bu yazılanları ürologların okuması ve hayata geçirmesi çok yararlı olurdu
Malesef çoğu zaman bu tip yararlı yazı ve makalelri biz hastaların okumasından daha ileri gitmemekte
Dogan
Mesajlar: 9
Kayıt: 21.04.2015 - 09:24

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen Dogan »

Cüneyt sevinç hocanında üç aşağı beş yukarı yaptığı tedavi aynı yalnız bizim hastalarımız devamlılık yapmıyorlar haftada 2 defa ile başlayıp sonra haftada bire sonra 15 günde bire düşürerek ben yüzde doksan oranında rahatladım tüm fonksiyonlarımda yerimde yaşım 50 2 yıl sürdü tedavi bahsettiğiniz doktorunda tedavi süresi yaklaşık aynı.
Doğan
secret
Mesajlar: 119
Kayıt: 20.04.2015 - 02:04

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen secret »

Teşekkürler scott. Yazıyı tekrar baştan okuyacağım ama yöntem olarak bahsettiği şeyden tam olarak bahsetmemiş sanırım. Onun dışında durumu güzel açıklamış doktorlarda bizi baktariyel olmayan prostatit diye kandırıyorlar.
scott
Mesajlar: 7
Kayıt: 04.05.2015 - 11:17
Şehir: İzmir

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen scott »

secret yazdı:Teşekkürler scott. Yazıyı tekrar baştan okuyacağım ama yöntem olarak bahsettiği şeyden tam olarak bahsetmemiş sanırım. Onun dışında durumu güzel açıklamış doktorlarda bizi baktariyel olmayan prostatit diye kandırıyorlar.
Evet secret , doktor uyguladığı yönteme üstü kapalı değinmiş sadece, tek bildiğimiz uzun bir tedavi sürecine dayanan, parmak masajıyla prostatı önce sıkıştırıp sonra yumuşatma mantığına dayalı o bölgedeki kan akışını ve oksijenlenmeyi artırarak yapılan antibiyotik tedavisi uygulaması var. Ben internet sitesinde hasta yorumlarını gördüm, bir sürü ultrason ve tahlil sonuclarını da post etmişler fakat yazılar doğal olarak Yunan dili olduğu için google amca ile çeviri yapmaya çalışıyorum. Birşeyler yakalarsam burada paylaşmaya çalışacağım.
secret
Mesajlar: 119
Kayıt: 20.04.2015 - 02:04

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen secret »

Bu doktora yurtdışında gitme şansımız olmayacağına göre , levent hocamız yada başka bir doktor bahsedilen yöntemi doktorla iletişime geçerek bize uygular mı acaba ?
baran17
Mesajlar: 136
Kayıt: 19.04.2015 - 20:21

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen baran17 »

Paylasan arkadasin ellerine saglik tam sekiz yildir bu konuda okudugum en mantikli aciklama ve tedavi yöntemi .Anlayamadigim binlerce ürologum diye gecinen doktor nasil kacirir bu adami ve bilgilerini ,yaziklar olsun ...



scott yazdı:Doktora sorulan sorular ve cevapları nacizane, çok da profosyonel olmayan ingiizcem ile çevirmeye çalıştım. Umarım faydalı olur.

"Size göre erkeklerde kronik prostatit geçirme yüzdesi nedir?
+ Bu hastalığa yakalananlar için son araştırmalar %70'ten fazla olabileceğini gösteriyor.

-(Hastalardaki)Kronik prostat problemini çözmeye yönelik kaç senedir uğraşıyorsunuz?
+ Kariyerimin başlangıcına paralel olarak, bu hastalıktan etkilenen erkek populasyonunun, özellikle de genç populasyonun fazla oldugunu farketmemle birlikte yaklaşık olarak 25 senedir bu uzmanlık alanındayım.

-Kronik prostatın sebepleri nelerdir?
+Bir dizi mikrorganizmanın sebep olduğu ( E.coli, proteus, staphylocossus,enterococcus bakterileri )genel idrar yolu enfeksiyonları olduğunu söyleyebiliriz. Daha nadir olarak chlamydia, mycoplasmae ve uroplasmae sebep olmaktadır.Fakat burada ana etken, vucuda gizlice yerleşen bu organizmaların prostat parankimasında bir dizi zincirleme reaksiyona sebep olup komplike bir hal haline getirmesidir. Buna örnek olarak bölgedeki sinirlerin sıkışması sonucunda kan damarlarının büzülmesine bağlı olarak prostat kanalı tıkanması gösterilebilir. Bunun sonucunda prostat dokusunda fibroz meydana gelir ve bu semptomların başlangıcına sebebiyet verdiği gibi bahsedilen semptomlar enfeksiyon bulaştıktan 3 ile 5 yıl sonrasında da ortaya çıkabilir. Bu noktada çoğu antibiyotik sorunun kaynak noktasına etki edememektedir ve bu hastalığın tedavisinde karşılaştığımız temel sorun budur.

-Kronik prostatitten şikayetçi hastalarda genel tespit edilen semptomlar nelerdir?
+Enfeksiyon vücuda girdikten sonra ciddi semptomlar hemen ortaya çıkmayabiliyor, bu 3 ila 5 yıl sonrasında da olabiliyor. Bu sürece kadar olan zamanda hafif semptomlar görülebiliyor ve bu semptomlar bize bazı teşhisleri koymakta fayda sağlayabiliyor.Örneğin peniste yanma, hassasiyet ve iğnelenme, karın boşluğunda ağrı hissetme , testislerde basınç ve ağrı hissetme gibi. Ayrıca yorgunluk, uyluk kemiğinde ağrılar gibi şikayetler de vardır. Fakat bu semptomlar hasta tarafından çok nadiren farkedien ve ciddi doktor bir ziyaretine sebep olmadığnı düşündüren semptomlardır. Doktor ziyareti yapıldığı takdirde de, bu çoğunlukla bir ürolog olmamaktadır. Semptomlar ileride ciddi hale geldiğinde başlaması ile birlikte çoğunlukla kalıcı hale gelebilmektedir. Örneğin şiddeti azalan sabah ereksiyonları, gitgide etkisini artıran erektil disfonksiyon ve nadir olarak seks sırasında yeterli ereksiyon sağlayamama gibi. Çok olmamakla birlikte, hastalar genellikle bunların psikolojik olabileceğini düşünseler de , bu fiziksel bir sorun olup bu gibi çoğu semptomlardan prosat sorumlu tutulmaktadır.Hastalarımda gördüğüm ve bir üroloğa gitmelerini gerektirecek kadar ciddi olan bir sorun ise , boşalma sırasında veya boşalmadan bir süre sonra yanma hissi görülmesidir. İnflamasyon, bu şikayetlerin yerini almaya başladığında , periurethral gland denilen organ da etkilenip elastikiyetini kaybetmesi sonucuda sertleşmeye başlamaktadır. Bu da mesaneye baskı yaptığından, buna bağlı olarak sıklıkla tuvalete gitme ihtiyacı çoklukla görüldüğü kadar, mesaneyi tam boşaltamama hissi de görülmektedir ( Sanki mesanede hala birşeyler kalmış gibi ) Veya bazen de çok acil tuvalete gitme isteği gibi. Diğer bir deyişle, normal koşullarda 30 dakika ile bir saat arası tutulabilen idrarın, kronik prostatit hastaları tarafından ertelenememesi diyebiliriz. Bu durum hatta idrar kaçırmaya bile yol açabilir. Bunların dışında, somut bir semptom olan , hastanın kısırlık problemleri ile karşılaşması da, kronk prostatitin spermleri etkilediğinden dolayı genelleme yapmamakla birlikte ana bir etken diyebiliriz.Kariyerimde neredeyse sıfır sperm sayısı ve düşük hareketlilik gibi bir çok olguyla karşılaştım.

-Kronik prostatitin basit antibiyotik tedavisi neden genellikle başarısız olmaktadır?
+Bu durumun açığa kavuşturulması ve doktorlar ve hastalar tarafından farkedilmesi gerekiyor. Patojenik mikroorganizma hasta vucuduna girdikten sonra 2,3 veya 5 sene içinde bile herhangi bir semptom yeterli bir delil olamıyor. Asıl semptomlar, hastanın medikal yardım arayışında olmasını sağlayacak olanlardır. Bu süre boyunca, prostat kanalı tıkandığından bir dizi inflamasyon çoktan vücütta yer edinmiş oluyor. Bu da prostat dokusunun oksijen yetersizliği, fibroz ve sklerozdan etkilendiği anlamına gelmektedir. Bunun sonucunda da, ağız veya damar yoluyla alınan antibiyotikler, enfekte olan dokuya zayıf bir penetrasyon sağlamaktadır.

-Antibiyotik kokteylleri ile yapılan intraprostatik enjeksiyonlar hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
+Bu antibiyotikler ağız ve damar yolu ile verilenler ile aynı.İntraprostatik enjeksiyon gerçekte ne ifade ediyor? Yani transrektal ultrasound izleme yardımı ile belirli bölgelere bu kokteylin enjekte edilmesi.Bu antibiyotik kokteylleri enjekte edildiği bölgelere kesinlikle daha geniş konsentrasyon sunmaktadır fakat komşu olduğu bölgeler ise değişmemektedir. Daha önce söylediğim gibi, aynı nedenden dolayı antibyotik difüzyonuna imkan olmayan durumlarda yani fibroz, katı doku, düşük kan akışı ve sinir boğulması diyebiliriz,böylelikle antibiyotiğin komşu dokulara yayılmasının önüne geçmektedir. Gerçekte, 2 veya en geç 3 ay sonunda komşu bölgelerden bakteri yenilenmesi olacağından bu durum eski haline nüksedecek ve antibiyotik enjeksiyonu yapılan nokta tekrar enfekte olacaktır. Bu da intraprostatik enjeksiyonların tamamen başarısız olmasının bir sonucudur.

-Normal olarak yapılan idrar, semen ve prostat sıvısı testleri prostattaki bakteriyi bulmak için neden güvenilir değil?
+Öncelikle, fibroz ve skleroz gibi kronik bozulmalardan etkilenen prostat dokusunda saptanan bakteri, çevre şartlardan izole edilmiş durumdadır.Prostat bu kadar izole edilmişken -prostat bezi veya bir parçası-, bakterinin boşalma sırasında dışarıya çıkmasının hiçbir yolu yoktur. Dolayısı ile farklı zamanlarda yapılan boşalmalarda bile hiçbir labaratuvar bulgu olmayabilir. Semen analizinden labaratuvar bulgusu elde etmek için tek olasılık, bakteri yakın zamanda henüz tıkanmamış olan glandular kanala hucum ettiğinde yani prostat sıvısı ile olan boşalmada elde edilen sıvıdan patojenik mikroorganizma kültürleri saptanabilir. Bununla beraber ,bu yöntem güvenilirdir anlamına da gelmez. En özellikli olan Stamey-Myers testi bile - doktorun hassas prostat masajı yapabilme yeteneğine bağlı olarak- grandular kanalı zorlayabilir ve bakteri dışarıya drene olabilir. Fakat bu testler yine de güvenilir olmayabilir çünkü bakteri hala prostat dokusunda izole edilmiş de olabilir. Kronik prostatı teşhis etmek için tamamen faydasız olan idrar testlerinden bahsetmeye gerek bile yok zaten.

-Kronik prostat teşhisinde ilk olarak uyguladığınız testler nelerdir?
+Kronik prostat hastasının durumu değerlendiğinde, inflamasyon olan organ fakat aynı zamanda inflamasyonun sebep olduğu komplikasyonlar da göz önüne alınıp transabdominal ultrason ile böbrekler ve mesane, testis ultrasonu ile olası komplikasyonlar ve hatta spermleri etkileyen varikoz damar genişlemelerine bakılabilir.Ayrıca günümüzde uygulanan en özellikli test olan ve prostat dokusunu daha yakından incelemeye olanak tanıyan prostat transrectal ultrasound u da kesinlikle unutmamak gerekir. Böylelikle prostatın boyu, büyümesi, doku değişimi ve inflamasyona bağlı olarak prostat dokusunda ne tür komplikasyonlar geliştiği gözlenebilir.Bütün bu tetkikler değerlendirildiğinde ayrıca idrar akış testi de tavsiye ediebilir. Bunlarla birlikte, prostat sıvısından alınan örnekte bakteri varlığından da emin olunmalıdır. Bu noktada , gerekli hassasiyet ve yeterlilikle yapılması gereken prostat masajının önemi çok büyüktür. Bunu takip eden bir spermiyogram testi, kronik prostatitten etkilenen spermin kalitesi ve sayısı hakkında bize bilgi verebilir.

-Birkaç kelimeyle, sizin metodunuzdaki şartlar nedir? Kronik prostatit ile nasıl başa çıkılabilir?
+Daha önceden de belirttiğim gibi, bakteri üretraya girdikten sonra periurethal gland a enfekte olur ve periurethal alanı sertleştirir. Daha sonra da gland ve periurethal gland dışına yayılmaya başlar. Bütün bu dokuya baktığımızda sonuçta olan şey,glandular kanalların tıkanmasıdır. Yani normal fonksiyonlarının azalması,sinirlerin boğulması ve kan akışının çarpıcı bir şekilde düşüp dokunun skleroz ve fibroza öncülük edecek olmasıdır. Benim yaptığım şey, bu sertleşmeyi kırmak ve yumuşatmak, ve bu da parmak basıncı ile prostat dokusunu sıkıştırıp daha sonra yavaşça yumuşatmaya dayalı. Bu doku yumuşatması, o noktadaki sinir boğulmasının rahatlamasına ve kan akışının artmasına yol açıyor. Ve sonuç olarak düzgün oksijenlenmeyi sağlıyor.Böylelikle aynı anda verilen ilaçlar, dokudaki en uzak ve en zor yerlere penetre olabiliyor- bahsedilen prostat dokusunu sıkıştırma masajı olmadan verilen ilaçların penetre olması neredeyse imkansız- Daha sonra ise bağışıklık sistemi bu tedaviye yardım amacı ile devreye girip, o ana kadar olan inflamasyonu tanımak suretiyle dokunun iyileşmesine kademeli olarak olanak tanıyor. Tedavi 3 aşamadan oluşuyor. Birinci ve en önemli kısmı günlük veya buna yakın periyotlarda 35-45 seanstan meydana geliyor. Bizim hedefimiz problemi en az %80 oranında düşürmek. Bunu takip eden aşama aylık seanslar, neticede buradaki hedef prostat dokusundaki bütün bakteriden kurtulmak ve tamamen yumuşatmak. Böylelikle prostat mikrop olmaksızın kendini iyileştirebilir. Üçüncü aşama ise her üç ayda bir yapılan, yeni bir enfeksiyon oluşmasını gözlemek ve önlemek suretiyle prostata normal şartlarda iyileşme için yeterli zamanı tanıyor.


-Seanslar boyunca hastaların hafifleyen şikayetleri nelerdir ve ne şekilde test sonuçlarını iyileştiriyor?
+Gerçekten ilgilendiğim şey, dokuyu yumuşatmak.Sinir boğulmasını gevşetmek ve kan akışının artmasını sağlamak. Bağışıklık sistemine iyileştirmesie yardımcı olmak ve neticede istenen etkiyi getirmek. Ve tabii ki bakterileri yok edecek antibiyotikleri aynı anda uygulamak.Bu bir uygulama ve daha önce belirttiğim gibi bir merkezin etrafındaki çevreyi takip ediyor. Yine söylediğim gibi,birkaç aşamamız var, temel aşama , aylık aşama ve her 3 ayda bir olan aşama. Bu aşamalar boyunca semptomlar azalmaya başlıyor. Daha sonra bazıları birden kayboluyor. İdrar yapma kademeli olarak iyileşiyor. Erektil fonksiyon da gitgide iyileşiyor ve ağrılar artık gitmeye başlıyor. Fakat burada açıklığa kavuşturulması gereken şey, benim görevim sadece hastanın geçici bir iyi hissetme sağlamasına yönelik değil. Özel bir hedefim var ve bu da tamamı ile prostatitten kurtulmak. Bu şu anlama geliyor, tedavi bir yandan devam ederken , parmak sıkıştırma masajı sonrasında bazı hafif semptomları arttırabilen yeni enfekte olmuş alanlar ile karşılaşabiliyorum. Bu, prostatitin kötüye gittiği anlamına gelmiyor. Basit olarak, prostat mükemmel olarak iyileşene kadar basitçe beklenen birşey bu.Hastalarımızda bu tedavi aşamaları sonrasına %90 a varan iyileşmelere şahit oluyoruz. Hasta genellikle neredeyse bütün semptomlarının yok oldugunu görecek. Bazı ufak semptomlar tabi ki bakteriler tamamı ile yok olana kadar aylar sonucunda yok olacak, çünkü bakteriler oldukça semptomlar devam edecektir. Hastalar zamanla kademeli olarak veya birdenbire semptomlarının bittiğini görecekler ve sonucunda hayal kırıklığı olmayacak. Tedavi sürecinde olası hafif yoğunluklu semptomları da görebilirler, ayrıca bilmeleri gerekir ki aylık aşamaların sonunda çarpıcı gelişmeler gözlemleyecekler. Benim hedefim tamamen problemi ortadan kaldırmak ve problem ortadan kalkmadan ben kesinlikle durmayacağım. Bu hedefi, olguların %90 dan fazlasında başarırım. Başarı oranlarım neredeyse %94-95 e yakın. Kalan % 5 ise şüphesiz ki semptomlarının çarpıcı bir şekilde iyileştiklerini gözlediler fakat neredeyse 20 veya 30 yıllık bir prostat hastalığı ile başa çıkmak, dokunun tam olarak iyileşmesine olanak vermiyor. Fakat bu, yine de sonuçtan memnun olmayacakları anlamına gelmiyor.

-Peki ya klinik testler doktor?
+Klinik testlerle ilgili olarak, her aşama sonunda bağımsız gözlem yapmaktayız. Birinci aşama bittiğinde başka bir transrektal ultrasound yapıyoruz. Bunun yanında urodynamic test, ve tabi ki gerekli ise böbrek, mesane ve testis ultrasoundu. Ama besbelli olan şu ki, prostat parankimasında bağımsız iyileşme oluyor. Prostat boyunu küçültmek ise çetrefilli bir iş. Çoğu hastada boy küçülmesi orjinal prostat hacminin %30 dan da fazlası kadar oluyor, ki cerrahi ile bile zor yapılabilen bir durum. Ve tabi ki bütün aktif olan inflamasyonlar yok oluyor. Yani birinci tedavi aşaması sonrası hedefim aktif inflamasyonları neredeyse tamamı ile ortadan kaldırmak. İkinci aşama öncesi bazı kültür testleri uygulayacağız. Bu testleri 3. ve 4.ay aralarında ve en son da 6.ay sonunda tekrar uygulayacağız. Aynı zamanda semen ve prostat sıvısı kültürleri de uygulayacağız. Yine söylüyorum, hedefim prostt dokusunu tamamı le bakterilerden arındırmak ve tabi ki prostat hacminde değişik olgulara dayanarak %40-50 oranında küçülme başarısı var. Aynı zamanda aktif inflamasyonlar sonucu oluşan hasarı tamamı ile iyileştirme ve 3.aşamada prostit parankim dokusunun iyileştirilmesini elde ediyoruz.

-Neden çoğu erkek farkında olmadan kronik prostatitten muzdarip? Bu tedavi geciktirilirse ne olur?
+Söylediğim gibi , kronik prostatit sinsi bir hastalık.Bazı alışkın olmayan durumlarda bakterinin semptomlarının meydana gelmesi 3-5 yılı bulabiliyor. Erkekler genellikle semptomların illa ki idrar yaparken zorluk veya inflamasyonlu prostat büyümesi şeklinde olacağını düşünüyorlar.
Gerçek olan şu ki, kronik prostat inflamasyonuna bağlı olarak bir dizi daha hafif semptomlar görülüyor.Hastalar ilk seferde bir ürologa görünmüyorlar. Çeşitli doktorlara gidebiliyorlar. Bu doktorlar hastalığı teşhis edemeyebilirler. Tek yaptıkları şey semptomlarını sadece rahatlatacak antibiyotik yazmak, bazı durumlarda 6 ay, bazısında 1 sene , bazısında 2 sene boyunca. Kişisel olarak, semptomların 5 sene sonra tekrar nüksettiğini gördüğüm bir vaka oldu. Diğer bir deyişle inflamasyon yayılıyor. Ve çoğu semptom daha çok oluşmaya başlıyor ve kalıcı hale geliyor. Ve bunun sonucunda hasta mecburen bir ürologa görünüyor. Sorunlar genel olarak erektil disfonksiyon, kısırlık problemleri ve idrar yapmaya bağlı problemler. Son aşamada kronik inflamasyona bağlı olarak prostat büyüyor. Prostatın büyümesi normal durumda 60 yaş üzeri erkeklerde 10 ila 15 seneyi bulabiliyor.Bağışıklık sistemi gitgide azaldığı için ne yazık ki iltihaplı hücreler bir dizi kanser hücre genlerini tetikliyor. Ve büyüme sonucunda bir tümör oluşuyor. Bütün bunlar demek oluyor ki, kronik inflamasyon, prostat büyümesine ve ciddi komplikasyonlara yol açıyor. 60-65 yaşlarında bile kanser riski oluşuyor. Ayrıca kronik prostat hastalığında, iltihaptan muzdarip olan karsiyongenez hücrelerinin, normalde iltihap olmayan prostata göre 6 ila 9 kat daha fazla hızlı büyüdüğü biliniyor.

-Sizin kullandığınız metodun iyi huylu prostat büyümesine iyi geldiği söylenebilir mi? Diğer bir deyişle bu yöntem, iyi huylu prostat büyümesi sonucunda olası kanser hücrelerinin gelişme riskini azaltıyor mu?

+Dediğim gibi yöntemim, prostattaki bakteriden kurtulmayı denediğimiz radikal bir yöntem. Yani prostat parankimindeki iltihaplanmayı ve ileride daha da zarar görmesini azaltmayı deniyoruz bu da demek oluyor ki aynı zamanda iyi huylu prostat büyüme olasılığını da azaltıyoruz.Bununla birlikte,hastalarda yürüttüğüm vakalarda genellikle 50 yaş üzeri erkeklerde bu olay ciddi derecede prostat büyümesi ile bağlantılı ( prostatic yperplasia ).Bu hastalar iltihaptan etkilendikleri gibi, iltihap aynı zamanda prostat büyümesini de ivmelendiriyor. Benim yaptığım , prostatı bakterilerden büyük oranda veya tamamen kurtararak prostat hacminde farkedilebiir biz azalma sağlamak. İltihap yüzünden büyümeye fırsat sağlayacak herhangi bir şans bırakmıyorum. Şu gerçeği de dikkate alırsak, kronik prostat iltihabından kaynaklanan karsinogenez olasılığı normalden 6 kat daha fazladır ve genellikle bağışıklık sisteminin azaldığı 60-65 yaşlarından itibaren başlar. Yani siz prostat iltihabı olduğunu biliyorsanız, bu yüzden oluşacak hastalığın gelişmesini de kesin olarak azaltabilirsiniz. Bu tip prostatlarda, biyopsilerin kanserojen gelişmeyi tam olarak saptayamadığı durumlarda hastalardaki yüksek PSA seviyelerinden tedavi için fikir sağlayabiliriz. Kronik iltihap ve prostat hyperplasia başarılı bir şekilde tedavi edildikten sonra gördüğüm şey, PSA seviyelerinin farkedilir ölçülerde düşmesiydi. Dikkate alınacak ölçüde düşük olan bu değer, hastaların artık yüksek risk grubunda olmadığını gösteriyor ve kanser gelişme riski de ortadan kalkıyor.

-Kronik prostatiti tedavi etme yönteminizin neden dünya çapında tek olduğunu düşünüyorsunuz?
+Tedavi yöntemim bilinen bir amaç üzerine dayandırılıyor.İltihabın prostata yaptığı etkiyi gitgide geri döndürmek ve prostat dokusunun hastalık olmadan önceki normal sağlıklı dokusunda olduğu şekilde iyileştirmek.Bu daha önce bahsettiğim tedavi aşamaları ile sağlanıyor. Birinci temel tedavi, aylık tedavi ve 3 aylık ayrı tedavi. Hedefim, prostattaki bakterilerden tamamı ile kurtulmayı sağlamak ve prostat hacmini mümkün olduğunca azaltmak. Aynı zamanda idrar akımında optimum sonuçları sağlamak, çünkü çoğu hasta bu durumdan şikayetçi.Sonuç olarak baktığınızda ütopik görünen ve cerrahi olmayan tedavi yöntemleri için beni ziyaret ettiklerinde hastanın memnun olarak ayrılmasını sağlayacak şekilde başarı yakalamak. Bu da şu anlama geliyor, hastalarım herhangi bir cerrahi müdahaleye maruz kalmaktan kurtuluyorlar. Tedavi sonrasındaki mükemmel sonuçlara baktığımızda kesinikle söyleyebilirim ki, dünyada şu anda bu gibi başarılı sonuçları almamızı sağlayan tek yöntem.Bununla birlikte, tedavi sonrasındaki sonuçlar hakkında hastalarımın tavsiyeleri internet üzerinde bulunabilir.Veya bilakis önceden yaşadıkları semptomlar ve tedavi sonrası tecrübeleri de sözlerimin geçerliliğini doğruluyor.Şunu da eklemeliyim ki, internet üzerinde veya başka bir yerde diğer doktorların yazmış olduğu tedavilerde hiç benim yöntemime benzer bir şey ile karşılaşmadım. Ek olarak , bugünlerde bir iş seyahati için Çin'e gittim ve Çin Üniversitesi'nde ülkenin seçkin üroloji profesörleri tarafından karşılandım. Metodlarımızı konuşup fikir alışverişi yaptıktan sonra ben tedavi sonuçlarımı sunduğumda prostatiti yok eden tek yöntem olan bu metodu onayladılar. Üniversite bünyesinde bana çok miktarda hastanın yer aldığı bir hastanede, üstelik dünyada resmi olabilecek bir ortamdı bu, işbirliği de teklif edildi. Bütün bu birikimlerden yola çıkıldığında, yöntemimin dünyada tek olduğu görülüyor.

-Özet olarak, gençlere ve aynı zamanda her yaştan hasta olanlara ne tavsiye edersiniz?
+Gençler derken öncelikle şunu açıklığa kavuşturmalıyız, bu tip hastalıkların gelişmesinde çok güvenli değiller.Bu hastalık birçok genç yaştaki insanı etkiliyor ve kronik prostat olma oranı da çok yüksek. Neticede, herhangi bir belirtiye karşı tetikte olmaları lazım. İnternette bununla ilgili bir çok döküman var. Alışkanlıklarını ve hayat tarzını değiştiren farklı birşeyler olduğunu farkettikleri zaman bir an önce tedavi için uzman bir üroloğa görünmelidirler. Hastalar veya yaşlılar dikkate alındığında, tedavide cesaretlendirilmeleri gerektiğine inanıyorum. Daha önceden olmayan semptomları görüyorlarsa problemin çözümünü bir an evvel araştırmaları gerekiyor ve inanıyorum ki bulacaklar. En azından bütün kalbimle denediğim bir şey, daha ötesinde ise sonuçlara bakıldığında doğru yolda olduğuma inanıyorum.

-Çok teşekkür ederim."
baran17
Mesajlar: 136
Kayıt: 19.04.2015 - 20:21

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen baran17 »

Doktor yunan sanirim ,sanirim orada calisiyor yakin olsada gitsek kurtulsak su illetten .Bu adam teshisi benim hikayeme cok benziyor bende cok sonra aciga cikti ve hastalik sinsi sinsi ilerledi hafif batmalar nadir erkesiyon problemi ve cinsel istegin yavas yok olasi sabah ereksiyonu iseme bozuklugu ve bosalma sirasinda yanma .Sikayetlerim hafif seyrettigi icin sende prostatit yok diyen bile oldu .
kenanankara
Mesajlar: 160
Kayıt: 22.04.2015 - 19:27
Şehir: ankara
Hastalık Başlangıç Yılı: 2015

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen kenanankara »

bir iki kez gitmekle kurtulsak gideriz bir şekilde ama 1-2 yıl sürerse tedavi ,Allah bilir kaç defa gitmemiz gerekecek.ve muayene ücreti ne kadardır bilmiyoruz.
ABittersweetLi
Mesajlar: 1753
Kayıt: 19.04.2015 - 20:38
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2014

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen ABittersweetLi »

cüneyt sevinç hocada aynı işlemleri yapıyor.ama ne tür antibiyotikler kullanıyor bilmiyorum.artı olarak eswt tedaviside uyguluyor
NeverGiveUp
Mesajlar: 792
Kayıt: 19.04.2015 - 18:09

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen NeverGiveUp »

Scott, çeviri çok iyi eline sağlık. Senden bir ricam var, vaktin olursa bu yunan doktorla ilgili yapılan hasta yorumları var mı yabancı sitelerde bakabilir misin? Teşekkürler, selamlar.
Ozan | 29 | Kayseri | 19 Kasım 2014

Ne dilersen HAK'tan dile, kılavuz ol doğru yola.
scott
Mesajlar: 7
Kayıt: 04.05.2015 - 11:17
Şehir: İzmir

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen scott »

NeverGiveUp yazdı:Scott, çeviri çok iyi eline sağlık. Senden bir ricam var, vaktin olursa bu yunan doktorla ilgili yapılan hasta yorumları var mı yabancı sitelerde bakabilir misin? Teşekkürler, selamlar.
NeverGiveUp,rica ederim. ABittersweetLi güzel bir video paylaşmış bana da çevirmek nasip oldu.O yorumlara vakit buldukça bakıyorum, ama derleyip toplayamadım henüz. Hatta konusu açılmışken aklıma geldi, bunu söyleme yeri belki burası olmayabilir ama benim şöyle bir önerim var, site yöneticileri de uygun görürlerse forum başlıklarında enternasyonel bilgi paylaşımı için İngilizce bir kısım açılsa mesela, Google arama motoruna da gerekli keyword lar yazıldığında yabancı hasta veya doktorlar burayı bulabilirler. Bildiğim kadarı ile bizim foruma benzer olarak yabancı dilde 1 veya 2 forum gözüme çarptı internette. Bu forumlarda da gayet somut tedavi yöntemleri paylaşılıyor. Biz de yabancılar için böyle bir bölüm açabilirsek bakarsınız dikkat çekebiliriz ve forumun uluslar arası olarak kullanımda olmasını sağlayabiliriz. Yazılan çizilen konularda ben de merak eden arkadaşlara elimden geldiğince çeviri olarak destek olmaya çalışırım. İnanıyorum ki forumlarda yine çeviri yapacak arkadaşlar da vardır benden başka ayrıca.

Selamlar,
NeverGiveUp
Mesajlar: 792
Kayıt: 19.04.2015 - 18:09

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen NeverGiveUp »

scott yazdı:
NeverGiveUp yazdı:Scott, çeviri çok iyi eline sağlık. Senden bir ricam var, vaktin olursa bu yunan doktorla ilgili yapılan hasta yorumları var mı yabancı sitelerde bakabilir misin? Teşekkürler, selamlar.
NeverGiveUp,rica ederim. ABittersweetLi güzel bir video paylaşmış bana da çevirmek nasip oldu.O yorumlara vakit buldukça bakıyorum, ama derleyip toplayamadım henüz. Hatta konusu açılmışken aklıma geldi, bunu söyleme yeri belki burası olmayabilir ama benim şöyle bir önerim var, site yöneticileri de uygun görürlerse forum başlıklarında enternasyonel bilgi paylaşımı için İngilizce bir kısım açılsa mesela, Google arama motoruna da gerekli keyword lar yazıldığında yabancı hasta veya doktorlar burayı bulabilirler. Bildiğim kadarı ile bizim foruma benzer olarak yabancı dilde 1 veya 2 forum gözüme çarptı internette. Bu forumlarda da gayet somut tedavi yöntemleri paylaşılıyor. Biz de yabancılar için böyle bir bölüm açabilirsek bakarsınız dikkat çekebiliriz ve forumun uluslar arası olarak kullanımda olmasını sağlayabiliriz. Yazılan çizilen konularda ben de merak eden arkadaşlara elimden geldiğince çeviri olarak destek olmaya çalışırım. İnanıyorum ki forumlarda yine çeviri yapacak arkadaşlar da vardır benden başka ayrıca.

Selamlar,
Selçuk abinin de zaten forumu açarken buna benzer "uluslararası" bir forum fikri vardi. Eminim burayi da okuyacak ve degerlendirecektir. Bana göre de akla oldukca yatkin bir düsünce.

Yunan doktorun hasta yorumlarini olumlu/olumsuz firsat buldukca cevirip atarsan seviniriz..
Ozan | 29 | Kayseri | 19 Kasım 2014

Ne dilersen HAK'tan dile, kılavuz ol doğru yola.
prostatiniseveyim
Mesajlar: 1027
Kayıt: 19.04.2015 - 20:19

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen prostatiniseveyim »

cogumuzun bakis acisini degisitirebilecek bir sitenin linkini veriyorum asagida

zamaninda eski forumdakiler arastirmis igne olalim demisler lobi yaparak bi doktoru ikne etmisler. Bu sefer farkli bi bakis acisi lazim igneye inananlar icin yapan biri varda bu adagidaki konuya kafa yoran biri turkiyede varsa ben bulamadim

Bence artik bu asagidaki konu icin bi doktordan yardim isteme zamani geldi

benim ceviri yetenegim yok scott cevirirse ne mutlu bize http://www.chronicprostatitis.com/chron ... condition/
kenanankara
Mesajlar: 160
Kayıt: 22.04.2015 - 19:27
Şehir: ankara
Hastalık Başlangıç Yılı: 2015

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen kenanankara »

doktorun tedavinin nasıl ve hangi sürede biteceğine dair göndermiş olduğu mail.
Türkçeye çevirirseniz ne olduğunu tam anlarız.

My original protocol for chronic prostatitis spreads up to 2 years, but for international patients I try to break it to a Basic stage and Monthly stages. My protocol consists of daily or bidaily prostatic pressure massages and antibiotics. At the end of each stage, I perform an intraprostatic injection (in the form of microsurgery, with hospital discharge within 2-3 hours) which drastically improves the results.


Since you are an international patient, I suggest you come at least 30 days and we do 60 prostatic pressures + 1-2 intraprostatic injections.


- Cost per prostatic pressure session: 50€. I do double sessions each day, so for one month, assume about (50 + 50) * 30 = 3000€, for 60 prostatic pressure sessions. I cannot give an exact number of the necessary sessions, since this will depend on the patient's progress (some patients may need just 30, some may need 70).

- Cost of the diagnostic tests: The full diagnostic tests cost 250€. I perform those at the beginning as well as the end of the therapy. As such, estimate 500€ cost for both diagnostic test sessions.

- Cost of medication: These are bought off the local pharmacies, so I cannot give an exact number, but I estimate it to be something between 250€-500€ for the whole month.

- Cost of intraprostatic injections: These are done in the form of microsurgery (discharge within 2-3 hours), and cost 1200€ each. I generally perform them at the end of the month and they drastically enhance the results of my method. Assuming we do 1-2, estimate a cost of 1200-2400€ (this includes the hospital charge).




So, an approximate total cost of the therapy would be: 6400€ = 3000 (1 month of double therapies) + 500 (diagnostic tests) + 2400 (2 intraprostatic injections & hospital charge) + 500 (medications).




This will not lead to a full therapy but you will be infinitely better than before and have few or no symptoms left. For a 100% full cure you might have to visit again every 2-3 months for 10-20 therapies. This all depends on how long you have had chronic prostatitis and how fast you recover from it.





I hope this answers some of your questions. If you are still interested in coming, please let me know and contact my secretary at: georgiadis.urology@gmail.com to book accordingly. I am just letting you know that I will not be available in the following dates due to conferences:





June: 22-27

July: 22-29

August: 06-30





Since you would have to stay at least a month, I can only see two possible cases:

- You either come really soon to start (double therapies per day), and we take a 5-day break in June, and resume in July, possibly take a break in July and continue afterwards or

- You come from September onwards.




I hope this helps.




Kind regards,

Dr Pavlos Georgiadis
baran
Mesajlar: 249
Kayıt: 23.04.2015 - 15:48
Şehir: diyarbakır
Hastalık Başlangıç Yılı: 2014
Yaş: 52

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen baran »

scott kardeşim eline sağlık evin şen olsun
Kpros
Mesajlar: 95
Kayıt: 29.04.2015 - 18:40
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2013

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen Kpros »

Kisaca cevireyim;
Normal tedavim iki yil suruyor. Prostat masaji + antibiyotik + intraprostatic enjeksiyon. Prostat masajini gunluk yada iki gunde bir uyguluyorum. Her kur bitisinde enjeksiyon yapiyorum.

Sen yurtdisinda yasadigin icin sana bir aylik bir program hazirlayabiliriz. Gunde iki kez masaj + antibiyotik + bir veya iki kez enjeksiyon.

Prostat masaji seansi = 50 €
Full test = 250 €
Ilaclar = 250 € - 500 €
Enjeksiyon: 1200 €

Toplamda = 6400 €'ya mal oluyor bir aylik tedavi.

Her kurun sonunda yaptigim prostatik enjeksyion, sonuclari ciddi sekilde iyilestiriyor.

Asagidaki tarihler arasinda tatildeyim:
June: 22-27
July: 22-29
August: 06-30

Tam olarak iyilesmek icin 2-3 ayda bir 10-20 terapilik bir tedavi icin tekrar gelmen gerekiyor.

Ozeti bu.

Benim dusuncem, eger kararliysaniz bunu Turkiyedede yaptirabilirsiniz.
1- Masaj yapacak bir doktor ile anlasmak. Parasini verdiginizde yardimci olacak doktor mutlaka var. Cuneyt hoca, Zafer Hoca yaparlar.
2- Antibiyotik secimi. Bence her kurde antibiyotigi degistiriyordur. Asagidaki calismada en gecerli antibiyotikleri gorebilirsin.
http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1 ... 1.pub2/pdf
3- Enjeksiyon yapan yer de var Turkiyede ama enjeksiyonun icerigi tabii ki bu doktorunki ile ayni olmayacak. Cunku bu igneler ozel hazirlaniyor.

Maliyeti etkileyecek en onemli faktor, doktor ile ne kadara anlasacaginiz.
Ve bu tedaviye gecmeden once mutlaka hangi tur Kronik prostatit hatasi oldugunuzu eger mikrop uruyorsa hangi tur mirop oldugunu bulmaniz gerektigini dusunuyorum.

Buradan da anlasilacagi uzre, bu hastaligi gecirmek kolay degil. Ciddi ugrasmak lazim. Ama gecmeyecek diyede birsey yok diye INANIYORUM.
Demir
Mesajlar: 26
Kayıt: 07.06.2015 - 21:28
Şehir: izmir
Hastalık Başlangıç Yılı: 2015

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen Demir »

Peki bu tedavi ile iyilesenler olmusmu yorumlarda falan ne diyolar?
Kpros
Mesajlar: 95
Kayıt: 29.04.2015 - 18:40
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2013

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen Kpros »

Ceviriyi okudum. Scott kardesim eline saglik. Allah razi olsun.

Yukarida yazdiklarim zaten yazinin icinde de varmis. Sonunda bu ise el atmis bir doktor. Dunyada bir tane :)

Doktorunda dedigi gibi olay prostati yumusatmak, ileri seviyedeki hastalar icin bu elzem gibi gozukuyor.

http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1 ... 545.x/epdf

Buradaki calismada doktorun dedigi gibi duzenli prostat masaji ile prostat sivisindaki lokosit miktarinin arttigini gorebilirsiniz.
Haftada 3 masaj yapiliyor. Ikinci haftanin icinde lokosit miktari tavan yapiyor, ucuncu hafta sonunda min sayiya ulasiyor.
Bu calisma sirasinda kullanilan antibiyotik : ofloxacin 400 mg x 2 , minocycline 100 mg x 2, 4. masajdan sonra metronidazole 2 g bir kez, tedavi sonucunda ketaconozole 400 mg
Calismada 35 hastanin bir cogu iyilestigi icin tedaviye devam etmemis ve sonuc olarak kendilerine ulasilamamis. Tedavi sonucunda ulasilan 5 kisiden 4'u tamamen iyilestigini soylemis. Yuksek bir iyilesme orani saglanmis. Darisi basimiza...

Calismanin ozeti; haftada uc masaj + kinolon + doksisilin


Sonuc; once kendi kendime nasil prostat masaji yapilir onu ogrenip, sonra bunun kursunu acicam. Illaki gelen olur. Dertlesiriz.

Ben su anda kendime ciddi bir tedavi uyguluyorum. Yalniz prostat masaji yok. Onu nasil eklesem kara kara dusunuyorum.

Aklima birsey geldi. Bence Istanbuldaki yakin oturan arkadaslar birbirine yardimci olabilir. Mutualist yasammiydi neydi. Prostat kardesligi. Olur mu olur. Ben orada olsam dusunurdum. Bazi doktorlar sadece masaj icin 100 TL aliyor. Bence bunu Istanbuldaki arkadaslar dusunsun. Yalniz tuvalete birlikte girip cikarken yakalanmayin :)
vanpersie
Mesajlar: 72
Kayıt: 26.05.2015 - 18:51
Şehir: ist
Hastalık Başlangıç Yılı: 2010

Re: Georgiadis Urology - Chronic Prostatitis

Mesaj gönderen vanpersie »

Iflas eden ulkede bile bu tur calismalar yapilirken saglik turizminde cag atladik denilen ulkemizde neden bu isle daha fazla ilgilenilmez.
Cevapla