Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Bitkisel veya hayvansal tabletler, vitaminler vb.
Cevapla
sultanfatih
Mesajlar: 4
Kayıt: 10.10.2023 - 01:08
Şehir: Adana
Hastalık Başlangıç Yılı: 2015

Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen sultanfatih »

Herkese ve Kadir Abiye Merhaba.

Daha önceden prostatit tedavisi olmuştum. Bu sefer yanma ve külodumda koku sebebiyle ilçede bir üroloji doktoruna gittim. İdrar tahlilim temiz çıkinca doktor o zaman prostatit diyip.

Cipro 750
Augmentin 100
Saw Palmetto yazdı.

Saw Palmettoyu almadım. Diğer iki ilacın etkileri olumlu .
Sürekli ishal gibiydim bağırsağım da normale döndü.

Şimdi Kadir Abi ve diğer arkadaşlara sorum.

Doğru yolda miyim? Bundan sonra ya da şuan hangi takviyeleri almamı önerirsiniz?
kadir
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 10254
Kayıt: 19.04.2015 - 23:04
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2004
Yaş: 64

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen kadir »

Merhaba kardeşim, prostat sivisi lökosit ve kültür tahlili yaptırıp enfeksiyonel bir bulgu var ise antibiyotik kullanılır...yoksa tahmin üzerine antibiyotik verilmesi uygun değildir.
sultanfatih
Mesajlar: 4
Kayıt: 10.10.2023 - 01:08
Şehir: Adana
Hastalık Başlangıç Yılı: 2015

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen sultanfatih »

Anladım Kadir abi en kısa zamanda yaptıracağım. Peki bu hastalıkta muhakkak kullanmalısın dediğin nelerdir? (Vitamin vs)
Aludra
Mesajlar: 45
Kayıt: 13.10.2022 - 17:44
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2022

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen Aludra »

sultanfatih yazdı: 13.10.2023 - 01:03 Anladım Kadir abi en kısa zamanda yaptıracağım. Peki bu hastalıkta muhakkak kullanmalısın dediğin nelerdir? (Vitamin vs)
Kadir abi bunları defalarca yazdı. Hatta başlıkta açtı bununla ilgili biraz formda geriye git hepsini tek tek görürsün. Ama enfeksiyon varsa vitaminden önce enfeksiyonu temizlemek daha iyi sonuca götürür.
sultanfatih
Mesajlar: 4
Kayıt: 10.10.2023 - 01:08
Şehir: Adana
Hastalık Başlangıç Yılı: 2015

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen sultanfatih »

Aludra yazdı: 13.10.2023 - 01:09
sultanfatih yazdı: 13.10.2023 - 01:03 Anladım Kadir abi en kısa zamanda yaptıracağım. Peki bu hastalıkta muhakkak kullanmalısın dediğin nelerdir? (Vitamin vs)
Kadir abi bunları defalarca yazdı. Hatta başlıkta açtı bununla ilgili biraz formda geriye git hepsini tek tek görürsün. Ama enfeksiyon varsa vitaminden önce enfeksiyonu temizlemek daha iyi sonuca götürür.

Link varsa atar mısın hocam. Benim denk geldiklerimde 15 20 kalem vitamin vardi.
Fatih34
Mesajlar: 245
Kayıt: 20.06.2022 - 14:01
Şehir: İstanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2021

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen Fatih34 »

sultanfatih yazdı: 13.10.2023 - 13:47
Aludra yazdı: 13.10.2023 - 01:09
sultanfatih yazdı: 13.10.2023 - 01:03 Anladım Kadir abi en kısa zamanda yaptıracağım. Peki bu hastalıkta muhakkak kullanmalısın dediğin nelerdir? (Vitamin vs)
Kadir abi bunları defalarca yazdı. Hatta başlıkta açtı bununla ilgili biraz formda geriye git hepsini tek tek görürsün. Ama enfeksiyon varsa vitaminden önce enfeksiyonu temizlemek daha iyi sonuca götürür.

Link varsa atar mısın hocam. Benim denk geldiklerimde 15 20 kalem vitamin vardi.
KBP ve KPAS da inflamatuar süreçte yapılacak olan beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri;
Üşütmemek, strese, anksiyeteye,depresyona maruz kalmamak,pozitif düşünmek, hergün yarım saat egzersiz ve yürüyüş yapmak, alkol,sigara kullanmamak, asitli ve pakete girmiş gıdalar tüketmemek. Hamur işi ve tatlılardan uzak durmak.
Üst üste mükerrer ejeküle olmamak. Güvensiz cinsellik yaşamamak. Bol su içmek 2.5-3lt/gün.
Kullanılacak olan vitamin ve takviyeler;
Alfalipoikasit - Günde 1 adet (Tok)
bromelain - Günde 3adet (Tok)
b12 vitamini - Günde 1 adet (sabah Aç)
e vitamini - Günde 1 adet (Tok)
omega3 - Günde 1 adet (Tok)
Arı poleni - Sabah 2 tatlı kaşığı (Aç) agizda cigneyip eritilerek tüketilecek.
Vücudun, kendisini hastalık ve yaralardan korumak için verdiği tepkilere ve iyileşmesine yardımcı olan doğal sürece; inflamasyon adı verilir. Vücut bu süreçte, beyaz kan hücrelerinin ve bağışıklık hücrelerinin üretimini arttırarak, kendini enfeksiyondan korumaya çalışır. Kısa süreli (akut) inflamasyon, vücut için yararlı bir süreç iken; kızarıklık, ağrı ve şişme gibi bulgular gözlenir. İnflamasyonun uzun süreli (kronik) olması ise; diyabet, kalp hastalıkları, karaciğer yağlanması ve kanser gibi hastalıklara neden olabilir.

Obezite, kronik inflamasyon ile karakterizeyken; metabolik sendrom ve insülin direnci gibi problemler ise kronik inflamasyonu arttırabilmektedir. Yağ oranı düşük bireylerde, yağ dokusu yüksek düzeyde anti-inflamatuar* maddeler salgılarken; yüksek kilolu, obez bireylerdeki yağ dokusu yüksek düzeyde pro-inflamatuar* maddeler salgılar.

Sağlıksız beslenme ve hareketsiz bir yaşam; vücudun kendini koruması için gerekli olan bu süreci, olumsuz hale getirebileceğinden, birtakım hastalıklara zemin hazırlayabilir. Alışkanlıklarda ve beslenme tarzında yapılacak küçük değişiklikler ile kronik inflamasyonu önlemek ve azaltmak mümkündür. Yaşam tarzı etkenleri ve bazı besinler inflamasyonu tetikleyebileceğinden, bu besinlerden uzak durmakta ve tüketimini sınırlamakta fayda vardır.
Bu besinlere;
Rafine edilmiş karbonhidratlar (beyaz ekmek, beyaz un, makarna…)
Sağlıksız yağlar (trans yağlar, doymuş yağlar…)
Basit şeker içeren paketli gıdalar
Şekerli, gazlı içecekler
Alkol
İşlenmiş et (sosis, salam, sucuk…) vb. örnek verilebilir.
Trans yağ içeren paketli yiyeceklerin; endotel hücrelere zarar vererek, inflamasyonu arttırdığı bilinmektedir.
Beyaz ekmek gibi rafine edilmiş, yani besleyici özelliğini, sağlıklı liflerini kaybetmiş karbonhidratların tüketilmesi; insülin direnci, diyabet, obezite ve inflamasyona neden olabilir.
Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et tüketimi ve aşırı alkol alımı da vücutta inflamatuar etkiye sebep olabilmektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzeni, inflamatuar belirteçleri ve kronik hastalık riskini azaltabilir. Örneğin, Akdeniz diyeti; CRP ve IL-6 gibi inflamatuar belirteçlerini azalttığı bilinen bir diyettir. Vejetaryen diyetler de, bol sebze ve meyve tüketimiyle, bu besinlerin içerdiği güçlü antioksidanlar, anti-inflamatuar maddeler sayesinde, vücuttaki inflamasyonu önlemede ve azaltmada etkilidir.
Kişinin inflamasyonu önlemek ve kronik inflamasyonun zararlı etkilerini azaltmak için yapabileceği en iyi şey; anti-inflamatuar bir beslenme düzenidir.
Anti-inflamatuar Diyet Nedir? Anti-İnflamatuar Besinler Hangileridir?
Anti-inflamatuar diyet; her öğünde sağlıklı protein, karbonhidrat ve yağ dengesini sağlayarak, yeterli vitamin, mineral, lif ve suyun tüketildiği bir beslenme düzenidir. Bu diyet süresince, anti-inflamatuar özellikli bazı besinleri diyetinize eklemenizde veya tüketimini arttırmanızda fayda vardır.
Çilek, yaban mersini, ahududu, böğürtlen, kiraz gibi kırmızı meyveler; birçok vitamin, mineral, antioksidan ve lif içerir. İçerdikleri antioksidan özellikli antosiyaninler; bağışıklığı arttırmada, inflamasyonu ve kalp hastalıkları riskini azaltmada etkilidir.

Yapılan bir çalışmada; her gün yaban mersini tüketen bir grup erkeğin, tüketmeyenlere kıyasla bağışıklık sistemini destekleyen hücreleri daha fazla ürettikleri gözlenmiştir.
Bir diğer çalışmada ise; çilek tüketen bireylerde kalp hastalıklarıyla ilgili bazı inflamatuar belirteç seviyelerinin, tüketmeyenlere kıyasla daha düşük olduğu belirtilmiştir.
Üzüm; inflamasyonu azaltan antosiyaninleri içerir. Resveratrolün en iyi kaynaklarındandır.

Mantar; anti-inflamatuar koruma sağlayan lektinleri ve fenolleri içerir. İçindeki bu yararlı bileşenler pişirme ile azalacağından, çiğ veya hafif pişmiş mantarın içindeki anti-inflamatuar bileşenler daha fazladır.

Avokado; inflamasyonu önleyen ve kanser riskini azaltan yararlı bileşenlere sahiptir. Yapılan bir çalışmada; hamburgerin yanında bir dilim avokado yiyen bireylerdeki inflamasyon seviyesinin, yalnızca hamburger tüketenlerin vücudundaki inflamasyon seviyesinden daha düşük olduğu gözlenmiştir.

Yeşil çay; epigallokateşin gallat (EGCG) adı verilen, antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip bir bileşen içerir. Yeşil çayın yüksek EGCG içeriği, hücreleri hastalıklardan korur ve inflamasyonu azaltır.

Omega 3 yağ asitleri (EPA-DHA) anti-inflamatuar etkiye sahiptir. Metabolik sendrom, diyabet, kalp ve böbrek hastalıklarına sebep olan inflamasyonu azaltmada önemlidir.

Yağlı balıklar; yüksek miktarda EPA ve DHA içerir. Yapılan bir çalışmada; somon tüketiminin ve EPA-DHA takviyesi alımının, kanda inflamasyon göstergesi olan C-reaktif protein (CRP) düzeyinde düşüş sağladığı gözlenmiştir.

Çalışmalar; omega 3 çoklu doymamış yağ asitlerinden (PUFA) zengin balık tüketiminin, kalp hastalıkları riskini azalttığını göstermektedir. Bu etki; PUFA’ların anti-inflamatuar özelliğinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple haftada iki kez balık tüketimi tavsiye edilmektedir.
Kakao; flavanoller gibi inflamasyonu azaltan antioksidan bileşenler içerir. Flavanoller, arterleri bağlayan endotel hücreleri koruyarak, kalp hastalık riskini azaltmada etkilidir. Çikolataya, anti-inflamatuar özelliği kazandıran şey ise, kakaoda bulunan flavanollerdir. Anti-inflamatuar özelliğinden faydalanmak için ise en az %70 kakao içeren koyu-bitter çikolata tercih edilmelidir.

Sigara içeren bireylerle yapılan bir çalışmada; yüksek flavanol içeren bitter çikolata tüketiminden 2 saat sonra, bireylerin endotel fonksiyonlarında anlamlı bir iyileşme görülmüştür.
Domates; yüksek miktarda C vitamini, likopen ve potasyum içeren, güçlü anti-inflamatuar bir besindir. İçerdiği likopen sayesinde kansere karşı korur. İnflamasyonu azaltmada etkilidir. Yapılan bir çalışmada; domates suyu tüketen aşırı kilolu kadınlarda, inflamatuar belirteçlerinin anlamlı ölçüde azaldığı belirtilmiştir. Domatesi zeytinyağında pişirmek, likopenin bu özelliklerinden daha çok faydalanılması açısından önemlidir. Çünkü likopen; yağda çözünen bir karotenoid olarak zeytinyağında daha iyi emilir.

Zerdeçala sarı rengini veren kurkumin maddesi, aynı zamanda zerdeçala güçlü bir anti-inflamatuar özellik kazandırır. Zerdeçal; HDL‘yi* yükseltmede, artrit, kanser, diyabet, obezite ve kalp hastalıklarını önlemede, iltihabı azaltmada etkilidir. Zerdeçalın karabiber ile birlikte tüketilmesi; karabiberin içindeki piperinin, zerdeçaldaki kurkuminin bağırsaklardan emilimini arttırıp, güçlü anti-inflamatuar özelliğinden daha çok yararlanmamızı sağladığı için önerilmektedir.

Akdeniz diyeti gibi sağlıklı beslenme şekillerinin hayata geçirilmesi durumunda, inflamasyon oranı azalmaktadır. Yapılan çalışmalar; Akdeniz diyetinde oldukça önemli olan zeytinyağı tüketiminin, inflamatuar belirteçlerde anlamlı ölçüde azalma sağladığını göstermektedir. Zeytinyağında yüksek miktarda bulunan oleik asidin; bazı kanser türlerini ve kalp hastalıklarını önlediği, kronik inflamasyonun tedavisine yardımcı olabileceği bildirilmiştir.

Akdeniz diyetinde bulunan meyve ve sebzeler; ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar, işlenmemiş tahıllar ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlarda bulunan antioksidan maddelerin, anti-kanserojen etkiye sahip olduğu bilinmektedir.

Yapılan çalışmalar; içerdikleri antioksidanların anti-inflamatuar etkileri sayesinde, turpgil sebzelerin tüketiminin; kalp hastalık riskini azaltmada etkili olduğu ve bazı kanser türlerini önlediğini göstermektedir.
Brokoli; inflamasyonu önleyen bir antioksidan olan sülforafandan zengindir. Bu yüzden anti-inflamatuar diyette yer verilmesi gereken besinlerdendir.
Sonuç olarak;
İnflamasyon, vücudun bağışıklık yanıtının bir parçasıdır. Yukarıda bahsetmiş olduğum sağlıksız besinlerin çok tüketilmesi ve hareketsiz bir yaşam tarzının sürdürülmesi halinde, vücudunuz kronik inflamasyona maruz kalabilir. Bu çeşit inflamasyon; kilo alımına, eklemde ağrılara şişkinliklere ve yorgunluğa sebep olmakla birlikte, diyabetten kalp hastalığına kadar birçok hastalığı tetiklemektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzenine ek olarak, diyetinize ekleyeceğiniz anti-inflamatuar özellikli besinler; kronik hastalık risklerini azaltarak, kandaki inflamasyon belirteçlerinde azalmaya; prostatit,artrit, obezite, diyabet ve otoimmün hastalıklarında iyileşmeye, daha dengeli bir kan şekeri ve kolesterole neden olacaktır. En önemlisi ise; ruh halinizde ve enerjinizde iyileşme sağlayacaktır.
BruceLee
Mesajlar: 781
Kayıt: 25.03.2022 - 22:19
Şehir: Türkiye
Hastalık Başlangıç Yılı: 2022

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen BruceLee »

Fatih34 yazdı: 13.10.2023 - 15:29
sultanfatih yazdı: 13.10.2023 - 13:47
Aludra yazdı: 13.10.2023 - 01:09

Kadir abi bunları defalarca yazdı. Hatta başlıkta açtı bununla ilgili biraz formda geriye git hepsini tek tek görürsün. Ama enfeksiyon varsa vitaminden önce enfeksiyonu temizlemek daha iyi sonuca götürür.

Link varsa atar mısın hocam. Benim denk geldiklerimde 15 20 kalem vitamin vardi.
KBP ve KPAS da inflamatuar süreçte yapılacak olan beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri;
Üşütmemek, strese, anksiyeteye,depresyona maruz kalmamak,pozitif düşünmek, hergün yarım saat egzersiz ve yürüyüş yapmak, alkol,sigara kullanmamak, asitli ve pakete girmiş gıdalar tüketmemek. Hamur işi ve tatlılardan uzak durmak.
Üst üste mükerrer ejeküle olmamak. Güvensiz cinsellik yaşamamak. Bol su içmek 2.5-3lt/gün.
Kullanılacak olan vitamin ve takviyeler;
Alfalipoikasit - Günde 1 adet (Tok)
bromelain - Günde 3adet (Tok)
b12 vitamini - Günde 1 adet (sabah Aç)
e vitamini - Günde 1 adet (Tok)
omega3 - Günde 1 adet (Tok)
Arı poleni - Sabah 2 tatlı kaşığı (Aç) agizda cigneyip eritilerek tüketilecek.
Vücudun, kendisini hastalık ve yaralardan korumak için verdiği tepkilere ve iyileşmesine yardımcı olan doğal sürece; inflamasyon adı verilir. Vücut bu süreçte, beyaz kan hücrelerinin ve bağışıklık hücrelerinin üretimini arttırarak, kendini enfeksiyondan korumaya çalışır. Kısa süreli (akut) inflamasyon, vücut için yararlı bir süreç iken; kızarıklık, ağrı ve şişme gibi bulgular gözlenir. İnflamasyonun uzun süreli (kronik) olması ise; diyabet, kalp hastalıkları, karaciğer yağlanması ve kanser gibi hastalıklara neden olabilir.

Obezite, kronik inflamasyon ile karakterizeyken; metabolik sendrom ve insülin direnci gibi problemler ise kronik inflamasyonu arttırabilmektedir. Yağ oranı düşük bireylerde, yağ dokusu yüksek düzeyde anti-inflamatuar* maddeler salgılarken; yüksek kilolu, obez bireylerdeki yağ dokusu yüksek düzeyde pro-inflamatuar* maddeler salgılar.

Sağlıksız beslenme ve hareketsiz bir yaşam; vücudun kendini koruması için gerekli olan bu süreci, olumsuz hale getirebileceğinden, birtakım hastalıklara zemin hazırlayabilir. Alışkanlıklarda ve beslenme tarzında yapılacak küçük değişiklikler ile kronik inflamasyonu önlemek ve azaltmak mümkündür. Yaşam tarzı etkenleri ve bazı besinler inflamasyonu tetikleyebileceğinden, bu besinlerden uzak durmakta ve tüketimini sınırlamakta fayda vardır.
Bu besinlere;
Rafine edilmiş karbonhidratlar (beyaz ekmek, beyaz un, makarna…)
Sağlıksız yağlar (trans yağlar, doymuş yağlar…)
Basit şeker içeren paketli gıdalar
Şekerli, gazlı içecekler
Alkol
İşlenmiş et (sosis, salam, sucuk…) vb. örnek verilebilir.
Trans yağ içeren paketli yiyeceklerin; endotel hücrelere zarar vererek, inflamasyonu arttırdığı bilinmektedir.
Beyaz ekmek gibi rafine edilmiş, yani besleyici özelliğini, sağlıklı liflerini kaybetmiş karbonhidratların tüketilmesi; insülin direnci, diyabet, obezite ve inflamasyona neden olabilir.
Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et tüketimi ve aşırı alkol alımı da vücutta inflamatuar etkiye sebep olabilmektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzeni, inflamatuar belirteçleri ve kronik hastalık riskini azaltabilir. Örneğin, Akdeniz diyeti; CRP ve IL-6 gibi inflamatuar belirteçlerini azalttığı bilinen bir diyettir. Vejetaryen diyetler de, bol sebze ve meyve tüketimiyle, bu besinlerin içerdiği güçlü antioksidanlar, anti-inflamatuar maddeler sayesinde, vücuttaki inflamasyonu önlemede ve azaltmada etkilidir.
Kişinin inflamasyonu önlemek ve kronik inflamasyonun zararlı etkilerini azaltmak için yapabileceği en iyi şey; anti-inflamatuar bir beslenme düzenidir.
Anti-inflamatuar Diyet Nedir? Anti-İnflamatuar Besinler Hangileridir?
Anti-inflamatuar diyet; her öğünde sağlıklı protein, karbonhidrat ve yağ dengesini sağlayarak, yeterli vitamin, mineral, lif ve suyun tüketildiği bir beslenme düzenidir. Bu diyet süresince, anti-inflamatuar özellikli bazı besinleri diyetinize eklemenizde veya tüketimini arttırmanızda fayda vardır.
Çilek, yaban mersini, ahududu, böğürtlen, kiraz gibi kırmızı meyveler; birçok vitamin, mineral, antioksidan ve lif içerir. İçerdikleri antioksidan özellikli antosiyaninler; bağışıklığı arttırmada, inflamasyonu ve kalp hastalıkları riskini azaltmada etkilidir.

Yapılan bir çalışmada; her gün yaban mersini tüketen bir grup erkeğin, tüketmeyenlere kıyasla bağışıklık sistemini destekleyen hücreleri daha fazla ürettikleri gözlenmiştir.
Bir diğer çalışmada ise; çilek tüketen bireylerde kalp hastalıklarıyla ilgili bazı inflamatuar belirteç seviyelerinin, tüketmeyenlere kıyasla daha düşük olduğu belirtilmiştir.
Üzüm; inflamasyonu azaltan antosiyaninleri içerir. Resveratrolün en iyi kaynaklarındandır.

Mantar; anti-inflamatuar koruma sağlayan lektinleri ve fenolleri içerir. İçindeki bu yararlı bileşenler pişirme ile azalacağından, çiğ veya hafif pişmiş mantarın içindeki anti-inflamatuar bileşenler daha fazladır.

Avokado; inflamasyonu önleyen ve kanser riskini azaltan yararlı bileşenlere sahiptir. Yapılan bir çalışmada; hamburgerin yanında bir dilim avokado yiyen bireylerdeki inflamasyon seviyesinin, yalnızca hamburger tüketenlerin vücudundaki inflamasyon seviyesinden daha düşük olduğu gözlenmiştir.

Yeşil çay; epigallokateşin gallat (EGCG) adı verilen, antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip bir bileşen içerir. Yeşil çayın yüksek EGCG içeriği, hücreleri hastalıklardan korur ve inflamasyonu azaltır.

Omega 3 yağ asitleri (EPA-DHA) anti-inflamatuar etkiye sahiptir. Metabolik sendrom, diyabet, kalp ve böbrek hastalıklarına sebep olan inflamasyonu azaltmada önemlidir.

Yağlı balıklar; yüksek miktarda EPA ve DHA içerir. Yapılan bir çalışmada; somon tüketiminin ve EPA-DHA takviyesi alımının, kanda inflamasyon göstergesi olan C-reaktif protein (CRP) düzeyinde düşüş sağladığı gözlenmiştir.

Çalışmalar; omega 3 çoklu doymamış yağ asitlerinden (PUFA) zengin balık tüketiminin, kalp hastalıkları riskini azalttığını göstermektedir. Bu etki; PUFA’ların anti-inflamatuar özelliğinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple haftada iki kez balık tüketimi tavsiye edilmektedir.
Kakao; flavanoller gibi inflamasyonu azaltan antioksidan bileşenler içerir. Flavanoller, arterleri bağlayan endotel hücreleri koruyarak, kalp hastalık riskini azaltmada etkilidir. Çikolataya, anti-inflamatuar özelliği kazandıran şey ise, kakaoda bulunan flavanollerdir. Anti-inflamatuar özelliğinden faydalanmak için ise en az %70 kakao içeren koyu-bitter çikolata tercih edilmelidir.

Sigara içeren bireylerle yapılan bir çalışmada; yüksek flavanol içeren bitter çikolata tüketiminden 2 saat sonra, bireylerin endotel fonksiyonlarında anlamlı bir iyileşme görülmüştür.
Domates; yüksek miktarda C vitamini, likopen ve potasyum içeren, güçlü anti-inflamatuar bir besindir. İçerdiği likopen sayesinde kansere karşı korur. İnflamasyonu azaltmada etkilidir. Yapılan bir çalışmada; domates suyu tüketen aşırı kilolu kadınlarda, inflamatuar belirteçlerinin anlamlı ölçüde azaldığı belirtilmiştir. Domatesi zeytinyağında pişirmek, likopenin bu özelliklerinden daha çok faydalanılması açısından önemlidir. Çünkü likopen; yağda çözünen bir karotenoid olarak zeytinyağında daha iyi emilir.

Zerdeçala sarı rengini veren kurkumin maddesi, aynı zamanda zerdeçala güçlü bir anti-inflamatuar özellik kazandırır. Zerdeçal; HDL‘yi* yükseltmede, artrit, kanser, diyabet, obezite ve kalp hastalıklarını önlemede, iltihabı azaltmada etkilidir. Zerdeçalın karabiber ile birlikte tüketilmesi; karabiberin içindeki piperinin, zerdeçaldaki kurkuminin bağırsaklardan emilimini arttırıp, güçlü anti-inflamatuar özelliğinden daha çok yararlanmamızı sağladığı için önerilmektedir.

Akdeniz diyeti gibi sağlıklı beslenme şekillerinin hayata geçirilmesi durumunda, inflamasyon oranı azalmaktadır. Yapılan çalışmalar; Akdeniz diyetinde oldukça önemli olan zeytinyağı tüketiminin, inflamatuar belirteçlerde anlamlı ölçüde azalma sağladığını göstermektedir. Zeytinyağında yüksek miktarda bulunan oleik asidin; bazı kanser türlerini ve kalp hastalıklarını önlediği, kronik inflamasyonun tedavisine yardımcı olabileceği bildirilmiştir.

Akdeniz diyetinde bulunan meyve ve sebzeler; ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar, işlenmemiş tahıllar ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlarda bulunan antioksidan maddelerin, anti-kanserojen etkiye sahip olduğu bilinmektedir.

Yapılan çalışmalar; içerdikleri antioksidanların anti-inflamatuar etkileri sayesinde, turpgil sebzelerin tüketiminin; kalp hastalık riskini azaltmada etkili olduğu ve bazı kanser türlerini önlediğini göstermektedir.
Brokoli; inflamasyonu önleyen bir antioksidan olan sülforafandan zengindir. Bu yüzden anti-inflamatuar diyette yer verilmesi gereken besinlerdendir.
Sonuç olarak;
İnflamasyon, vücudun bağışıklık yanıtının bir parçasıdır. Yukarıda bahsetmiş olduğum sağlıksız besinlerin çok tüketilmesi ve hareketsiz bir yaşam tarzının sürdürülmesi halinde, vücudunuz kronik inflamasyona maruz kalabilir. Bu çeşit inflamasyon; kilo alımına, eklemde ağrılara şişkinliklere ve yorgunluğa sebep olmakla birlikte, diyabetten kalp hastalığına kadar birçok hastalığı tetiklemektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzenine ek olarak, diyetinize ekleyeceğiniz anti-inflamatuar özellikli besinler; kronik hastalık risklerini azaltarak, kandaki inflamasyon belirteçlerinde azalmaya; prostatit,artrit, obezite, diyabet ve otoimmün hastalıklarında iyileşmeye, daha dengeli bir kan şekeri ve kolesterole neden olacaktır. En önemlisi ise; ruh halinizde ve enerjinizde iyileşme sağlayacaktır.
Adamsın. Çok doğru
sultanfatih
Mesajlar: 4
Kayıt: 10.10.2023 - 01:08
Şehir: Adana
Hastalık Başlangıç Yılı: 2015

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen sultanfatih »

Fatih34 yazdı: 13.10.2023 - 15:29
sultanfatih yazdı: 13.10.2023 - 13:47
Aludra yazdı: 13.10.2023 - 01:09

Kadir abi bunları defalarca yazdı. Hatta başlıkta açtı bununla ilgili biraz formda geriye git hepsini tek tek görürsün. Ama enfeksiyon varsa vitaminden önce enfeksiyonu temizlemek daha iyi sonuca götürür.

Link varsa atar mısın hocam. Benim denk geldiklerimde 15 20 kalem vitamin vardi.
KBP ve KPAS da inflamatuar süreçte yapılacak olan beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri;
Üşütmemek, strese, anksiyeteye,depresyona maruz kalmamak,pozitif düşünmek, hergün yarım saat egzersiz ve yürüyüş yapmak, alkol,sigara kullanmamak, asitli ve pakete girmiş gıdalar tüketmemek. Hamur işi ve tatlılardan uzak durmak.
Üst üste mükerrer ejeküle olmamak. Güvensiz cinsellik yaşamamak. Bol su içmek 2.5-3lt/gün.
Kullanılacak olan vitamin ve takviyeler;
Alfalipoikasit - Günde 1 adet (Tok)
bromelain - Günde 3adet (Tok)
b12 vitamini - Günde 1 adet (sabah Aç)
e vitamini - Günde 1 adet (Tok)
omega3 - Günde 1 adet (Tok)
Arı poleni - Sabah 2 tatlı kaşığı (Aç) agizda cigneyip eritilerek tüketilecek.
Vücudun, kendisini hastalık ve yaralardan korumak için verdiği tepkilere ve iyileşmesine yardımcı olan doğal sürece; inflamasyon adı verilir. Vücut bu süreçte, beyaz kan hücrelerinin ve bağışıklık hücrelerinin üretimini arttırarak, kendini enfeksiyondan korumaya çalışır. Kısa süreli (akut) inflamasyon, vücut için yararlı bir süreç iken; kızarıklık, ağrı ve şişme gibi bulgular gözlenir. İnflamasyonun uzun süreli (kronik) olması ise; diyabet, kalp hastalıkları, karaciğer yağlanması ve kanser gibi hastalıklara neden olabilir.

Obezite, kronik inflamasyon ile karakterizeyken; metabolik sendrom ve insülin direnci gibi problemler ise kronik inflamasyonu arttırabilmektedir. Yağ oranı düşük bireylerde, yağ dokusu yüksek düzeyde anti-inflamatuar* maddeler salgılarken; yüksek kilolu, obez bireylerdeki yağ dokusu yüksek düzeyde pro-inflamatuar* maddeler salgılar.

Sağlıksız beslenme ve hareketsiz bir yaşam; vücudun kendini koruması için gerekli olan bu süreci, olumsuz hale getirebileceğinden, birtakım hastalıklara zemin hazırlayabilir. Alışkanlıklarda ve beslenme tarzında yapılacak küçük değişiklikler ile kronik inflamasyonu önlemek ve azaltmak mümkündür. Yaşam tarzı etkenleri ve bazı besinler inflamasyonu tetikleyebileceğinden, bu besinlerden uzak durmakta ve tüketimini sınırlamakta fayda vardır.
Bu besinlere;
Rafine edilmiş karbonhidratlar (beyaz ekmek, beyaz un, makarna…)
Sağlıksız yağlar (trans yağlar, doymuş yağlar…)
Basit şeker içeren paketli gıdalar
Şekerli, gazlı içecekler
Alkol
İşlenmiş et (sosis, salam, sucuk…) vb. örnek verilebilir.
Trans yağ içeren paketli yiyeceklerin; endotel hücrelere zarar vererek, inflamasyonu arttırdığı bilinmektedir.
Beyaz ekmek gibi rafine edilmiş, yani besleyici özelliğini, sağlıklı liflerini kaybetmiş karbonhidratların tüketilmesi; insülin direnci, diyabet, obezite ve inflamasyona neden olabilir.
Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et tüketimi ve aşırı alkol alımı da vücutta inflamatuar etkiye sebep olabilmektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzeni, inflamatuar belirteçleri ve kronik hastalık riskini azaltabilir. Örneğin, Akdeniz diyeti; CRP ve IL-6 gibi inflamatuar belirteçlerini azalttığı bilinen bir diyettir. Vejetaryen diyetler de, bol sebze ve meyve tüketimiyle, bu besinlerin içerdiği güçlü antioksidanlar, anti-inflamatuar maddeler sayesinde, vücuttaki inflamasyonu önlemede ve azaltmada etkilidir.
Kişinin inflamasyonu önlemek ve kronik inflamasyonun zararlı etkilerini azaltmak için yapabileceği en iyi şey; anti-inflamatuar bir beslenme düzenidir.
Anti-inflamatuar Diyet Nedir? Anti-İnflamatuar Besinler Hangileridir?
Anti-inflamatuar diyet; her öğünde sağlıklı protein, karbonhidrat ve yağ dengesini sağlayarak, yeterli vitamin, mineral, lif ve suyun tüketildiği bir beslenme düzenidir. Bu diyet süresince, anti-inflamatuar özellikli bazı besinleri diyetinize eklemenizde veya tüketimini arttırmanızda fayda vardır.
Çilek, yaban mersini, ahududu, böğürtlen, kiraz gibi kırmızı meyveler; birçok vitamin, mineral, antioksidan ve lif içerir. İçerdikleri antioksidan özellikli antosiyaninler; bağışıklığı arttırmada, inflamasyonu ve kalp hastalıkları riskini azaltmada etkilidir.

Yapılan bir çalışmada; her gün yaban mersini tüketen bir grup erkeğin, tüketmeyenlere kıyasla bağışıklık sistemini destekleyen hücreleri daha fazla ürettikleri gözlenmiştir.
Bir diğer çalışmada ise; çilek tüketen bireylerde kalp hastalıklarıyla ilgili bazı inflamatuar belirteç seviyelerinin, tüketmeyenlere kıyasla daha düşük olduğu belirtilmiştir.
Üzüm; inflamasyonu azaltan antosiyaninleri içerir. Resveratrolün en iyi kaynaklarındandır.

Mantar; anti-inflamatuar koruma sağlayan lektinleri ve fenolleri içerir. İçindeki bu yararlı bileşenler pişirme ile azalacağından, çiğ veya hafif pişmiş mantarın içindeki anti-inflamatuar bileşenler daha fazladır.

Avokado; inflamasyonu önleyen ve kanser riskini azaltan yararlı bileşenlere sahiptir. Yapılan bir çalışmada; hamburgerin yanında bir dilim avokado yiyen bireylerdeki inflamasyon seviyesinin, yalnızca hamburger tüketenlerin vücudundaki inflamasyon seviyesinden daha düşük olduğu gözlenmiştir.

Yeşil çay; epigallokateşin gallat (EGCG) adı verilen, antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip bir bileşen içerir. Yeşil çayın yüksek EGCG içeriği, hücreleri hastalıklardan korur ve inflamasyonu azaltır.

Omega 3 yağ asitleri (EPA-DHA) anti-inflamatuar etkiye sahiptir. Metabolik sendrom, diyabet, kalp ve böbrek hastalıklarına sebep olan inflamasyonu azaltmada önemlidir.

Yağlı balıklar; yüksek miktarda EPA ve DHA içerir. Yapılan bir çalışmada; somon tüketiminin ve EPA-DHA takviyesi alımının, kanda inflamasyon göstergesi olan C-reaktif protein (CRP) düzeyinde düşüş sağladığı gözlenmiştir.

Çalışmalar; omega 3 çoklu doymamış yağ asitlerinden (PUFA) zengin balık tüketiminin, kalp hastalıkları riskini azalttığını göstermektedir. Bu etki; PUFA’ların anti-inflamatuar özelliğinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple haftada iki kez balık tüketimi tavsiye edilmektedir.
Kakao; flavanoller gibi inflamasyonu azaltan antioksidan bileşenler içerir. Flavanoller, arterleri bağlayan endotel hücreleri koruyarak, kalp hastalık riskini azaltmada etkilidir. Çikolataya, anti-inflamatuar özelliği kazandıran şey ise, kakaoda bulunan flavanollerdir. Anti-inflamatuar özelliğinden faydalanmak için ise en az %70 kakao içeren koyu-bitter çikolata tercih edilmelidir.

Sigara içeren bireylerle yapılan bir çalışmada; yüksek flavanol içeren bitter çikolata tüketiminden 2 saat sonra, bireylerin endotel fonksiyonlarında anlamlı bir iyileşme görülmüştür.
Domates; yüksek miktarda C vitamini, likopen ve potasyum içeren, güçlü anti-inflamatuar bir besindir. İçerdiği likopen sayesinde kansere karşı korur. İnflamasyonu azaltmada etkilidir. Yapılan bir çalışmada; domates suyu tüketen aşırı kilolu kadınlarda, inflamatuar belirteçlerinin anlamlı ölçüde azaldığı belirtilmiştir. Domatesi zeytinyağında pişirmek, likopenin bu özelliklerinden daha çok faydalanılması açısından önemlidir. Çünkü likopen; yağda çözünen bir karotenoid olarak zeytinyağında daha iyi emilir.

Zerdeçala sarı rengini veren kurkumin maddesi, aynı zamanda zerdeçala güçlü bir anti-inflamatuar özellik kazandırır. Zerdeçal; HDL‘yi* yükseltmede, artrit, kanser, diyabet, obezite ve kalp hastalıklarını önlemede, iltihabı azaltmada etkilidir. Zerdeçalın karabiber ile birlikte tüketilmesi; karabiberin içindeki piperinin, zerdeçaldaki kurkuminin bağırsaklardan emilimini arttırıp, güçlü anti-inflamatuar özelliğinden daha çok yararlanmamızı sağladığı için önerilmektedir.

Akdeniz diyeti gibi sağlıklı beslenme şekillerinin hayata geçirilmesi durumunda, inflamasyon oranı azalmaktadır. Yapılan çalışmalar; Akdeniz diyetinde oldukça önemli olan zeytinyağı tüketiminin, inflamatuar belirteçlerde anlamlı ölçüde azalma sağladığını göstermektedir. Zeytinyağında yüksek miktarda bulunan oleik asidin; bazı kanser türlerini ve kalp hastalıklarını önlediği, kronik inflamasyonun tedavisine yardımcı olabileceği bildirilmiştir.

Akdeniz diyetinde bulunan meyve ve sebzeler; ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar, işlenmemiş tahıllar ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlarda bulunan antioksidan maddelerin, anti-kanserojen etkiye sahip olduğu bilinmektedir.

Yapılan çalışmalar; içerdikleri antioksidanların anti-inflamatuar etkileri sayesinde, turpgil sebzelerin tüketiminin; kalp hastalık riskini azaltmada etkili olduğu ve bazı kanser türlerini önlediğini göstermektedir.
Brokoli; inflamasyonu önleyen bir antioksidan olan sülforafandan zengindir. Bu yüzden anti-inflamatuar diyette yer verilmesi gereken besinlerdendir.
Sonuç olarak;
İnflamasyon, vücudun bağışıklık yanıtının bir parçasıdır. Yukarıda bahsetmiş olduğum sağlıksız besinlerin çok tüketilmesi ve hareketsiz bir yaşam tarzının sürdürülmesi halinde, vücudunuz kronik inflamasyona maruz kalabilir. Bu çeşit inflamasyon; kilo alımına, eklemde ağrılara şişkinliklere ve yorgunluğa sebep olmakla birlikte, diyabetten kalp hastalığına kadar birçok hastalığı tetiklemektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzenine ek olarak, diyetinize ekleyeceğiniz anti-inflamatuar özellikli besinler; kronik hastalık risklerini azaltarak, kandaki inflamasyon belirteçlerinde azalmaya; prostatit,artrit, obezite, diyabet ve otoimmün hastalıklarında iyileşmeye, daha dengeli bir kan şekeri ve kolesterole neden olacaktır. En önemlisi ise; ruh halinizde ve enerjinizde iyileşme sağlayacaktır.
Çok teşekkür ederim
Fatih34
Mesajlar: 245
Kayıt: 20.06.2022 - 14:01
Şehir: İstanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2021

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen Fatih34 »

BruceLee yazdı: 13.10.2023 - 17:40
Fatih34 yazdı: 13.10.2023 - 15:29
sultanfatih yazdı: 13.10.2023 - 13:47


Link varsa atar mısın hocam. Benim denk geldiklerimde 15 20 kalem vitamin vardi.
KBP ve KPAS da inflamatuar süreçte yapılacak olan beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri;
Üşütmemek, strese, anksiyeteye,depresyona maruz kalmamak,pozitif düşünmek, hergün yarım saat egzersiz ve yürüyüş yapmak, alkol,sigara kullanmamak, asitli ve pakete girmiş gıdalar tüketmemek. Hamur işi ve tatlılardan uzak durmak.
Üst üste mükerrer ejeküle olmamak. Güvensiz cinsellik yaşamamak. Bol su içmek 2.5-3lt/gün.
Kullanılacak olan vitamin ve takviyeler;
Alfalipoikasit - Günde 1 adet (Tok)
bromelain - Günde 3adet (Tok)
b12 vitamini - Günde 1 adet (sabah Aç)
e vitamini - Günde 1 adet (Tok)
omega3 - Günde 1 adet (Tok)
Arı poleni - Sabah 2 tatlı kaşığı (Aç) agizda cigneyip eritilerek tüketilecek.
Vücudun, kendisini hastalık ve yaralardan korumak için verdiği tepkilere ve iyileşmesine yardımcı olan doğal sürece; inflamasyon adı verilir. Vücut bu süreçte, beyaz kan hücrelerinin ve bağışıklık hücrelerinin üretimini arttırarak, kendini enfeksiyondan korumaya çalışır. Kısa süreli (akut) inflamasyon, vücut için yararlı bir süreç iken; kızarıklık, ağrı ve şişme gibi bulgular gözlenir. İnflamasyonun uzun süreli (kronik) olması ise; diyabet, kalp hastalıkları, karaciğer yağlanması ve kanser gibi hastalıklara neden olabilir.

Obezite, kronik inflamasyon ile karakterizeyken; metabolik sendrom ve insülin direnci gibi problemler ise kronik inflamasyonu arttırabilmektedir. Yağ oranı düşük bireylerde, yağ dokusu yüksek düzeyde anti-inflamatuar* maddeler salgılarken; yüksek kilolu, obez bireylerdeki yağ dokusu yüksek düzeyde pro-inflamatuar* maddeler salgılar.

Sağlıksız beslenme ve hareketsiz bir yaşam; vücudun kendini koruması için gerekli olan bu süreci, olumsuz hale getirebileceğinden, birtakım hastalıklara zemin hazırlayabilir. Alışkanlıklarda ve beslenme tarzında yapılacak küçük değişiklikler ile kronik inflamasyonu önlemek ve azaltmak mümkündür. Yaşam tarzı etkenleri ve bazı besinler inflamasyonu tetikleyebileceğinden, bu besinlerden uzak durmakta ve tüketimini sınırlamakta fayda vardır.
Bu besinlere;
Rafine edilmiş karbonhidratlar (beyaz ekmek, beyaz un, makarna…)
Sağlıksız yağlar (trans yağlar, doymuş yağlar…)
Basit şeker içeren paketli gıdalar
Şekerli, gazlı içecekler
Alkol
İşlenmiş et (sosis, salam, sucuk…) vb. örnek verilebilir.
Trans yağ içeren paketli yiyeceklerin; endotel hücrelere zarar vererek, inflamasyonu arttırdığı bilinmektedir.
Beyaz ekmek gibi rafine edilmiş, yani besleyici özelliğini, sağlıklı liflerini kaybetmiş karbonhidratların tüketilmesi; insülin direnci, diyabet, obezite ve inflamasyona neden olabilir.
Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et tüketimi ve aşırı alkol alımı da vücutta inflamatuar etkiye sebep olabilmektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzeni, inflamatuar belirteçleri ve kronik hastalık riskini azaltabilir. Örneğin, Akdeniz diyeti; CRP ve IL-6 gibi inflamatuar belirteçlerini azalttığı bilinen bir diyettir. Vejetaryen diyetler de, bol sebze ve meyve tüketimiyle, bu besinlerin içerdiği güçlü antioksidanlar, anti-inflamatuar maddeler sayesinde, vücuttaki inflamasyonu önlemede ve azaltmada etkilidir.
Kişinin inflamasyonu önlemek ve kronik inflamasyonun zararlı etkilerini azaltmak için yapabileceği en iyi şey; anti-inflamatuar bir beslenme düzenidir.
Anti-inflamatuar Diyet Nedir? Anti-İnflamatuar Besinler Hangileridir?
Anti-inflamatuar diyet; her öğünde sağlıklı protein, karbonhidrat ve yağ dengesini sağlayarak, yeterli vitamin, mineral, lif ve suyun tüketildiği bir beslenme düzenidir. Bu diyet süresince, anti-inflamatuar özellikli bazı besinleri diyetinize eklemenizde veya tüketimini arttırmanızda fayda vardır.
Çilek, yaban mersini, ahududu, böğürtlen, kiraz gibi kırmızı meyveler; birçok vitamin, mineral, antioksidan ve lif içerir. İçerdikleri antioksidan özellikli antosiyaninler; bağışıklığı arttırmada, inflamasyonu ve kalp hastalıkları riskini azaltmada etkilidir.

Yapılan bir çalışmada; her gün yaban mersini tüketen bir grup erkeğin, tüketmeyenlere kıyasla bağışıklık sistemini destekleyen hücreleri daha fazla ürettikleri gözlenmiştir.
Bir diğer çalışmada ise; çilek tüketen bireylerde kalp hastalıklarıyla ilgili bazı inflamatuar belirteç seviyelerinin, tüketmeyenlere kıyasla daha düşük olduğu belirtilmiştir.
Üzüm; inflamasyonu azaltan antosiyaninleri içerir. Resveratrolün en iyi kaynaklarındandır.

Mantar; anti-inflamatuar koruma sağlayan lektinleri ve fenolleri içerir. İçindeki bu yararlı bileşenler pişirme ile azalacağından, çiğ veya hafif pişmiş mantarın içindeki anti-inflamatuar bileşenler daha fazladır.

Avokado; inflamasyonu önleyen ve kanser riskini azaltan yararlı bileşenlere sahiptir. Yapılan bir çalışmada; hamburgerin yanında bir dilim avokado yiyen bireylerdeki inflamasyon seviyesinin, yalnızca hamburger tüketenlerin vücudundaki inflamasyon seviyesinden daha düşük olduğu gözlenmiştir.

Yeşil çay; epigallokateşin gallat (EGCG) adı verilen, antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip bir bileşen içerir. Yeşil çayın yüksek EGCG içeriği, hücreleri hastalıklardan korur ve inflamasyonu azaltır.

Omega 3 yağ asitleri (EPA-DHA) anti-inflamatuar etkiye sahiptir. Metabolik sendrom, diyabet, kalp ve böbrek hastalıklarına sebep olan inflamasyonu azaltmada önemlidir.

Yağlı balıklar; yüksek miktarda EPA ve DHA içerir. Yapılan bir çalışmada; somon tüketiminin ve EPA-DHA takviyesi alımının, kanda inflamasyon göstergesi olan C-reaktif protein (CRP) düzeyinde düşüş sağladığı gözlenmiştir.

Çalışmalar; omega 3 çoklu doymamış yağ asitlerinden (PUFA) zengin balık tüketiminin, kalp hastalıkları riskini azalttığını göstermektedir. Bu etki; PUFA’ların anti-inflamatuar özelliğinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple haftada iki kez balık tüketimi tavsiye edilmektedir.
Kakao; flavanoller gibi inflamasyonu azaltan antioksidan bileşenler içerir. Flavanoller, arterleri bağlayan endotel hücreleri koruyarak, kalp hastalık riskini azaltmada etkilidir. Çikolataya, anti-inflamatuar özelliği kazandıran şey ise, kakaoda bulunan flavanollerdir. Anti-inflamatuar özelliğinden faydalanmak için ise en az %70 kakao içeren koyu-bitter çikolata tercih edilmelidir.

Sigara içeren bireylerle yapılan bir çalışmada; yüksek flavanol içeren bitter çikolata tüketiminden 2 saat sonra, bireylerin endotel fonksiyonlarında anlamlı bir iyileşme görülmüştür.
Domates; yüksek miktarda C vitamini, likopen ve potasyum içeren, güçlü anti-inflamatuar bir besindir. İçerdiği likopen sayesinde kansere karşı korur. İnflamasyonu azaltmada etkilidir. Yapılan bir çalışmada; domates suyu tüketen aşırı kilolu kadınlarda, inflamatuar belirteçlerinin anlamlı ölçüde azaldığı belirtilmiştir. Domatesi zeytinyağında pişirmek, likopenin bu özelliklerinden daha çok faydalanılması açısından önemlidir. Çünkü likopen; yağda çözünen bir karotenoid olarak zeytinyağında daha iyi emilir.

Zerdeçala sarı rengini veren kurkumin maddesi, aynı zamanda zerdeçala güçlü bir anti-inflamatuar özellik kazandırır. Zerdeçal; HDL‘yi* yükseltmede, artrit, kanser, diyabet, obezite ve kalp hastalıklarını önlemede, iltihabı azaltmada etkilidir. Zerdeçalın karabiber ile birlikte tüketilmesi; karabiberin içindeki piperinin, zerdeçaldaki kurkuminin bağırsaklardan emilimini arttırıp, güçlü anti-inflamatuar özelliğinden daha çok yararlanmamızı sağladığı için önerilmektedir.

Akdeniz diyeti gibi sağlıklı beslenme şekillerinin hayata geçirilmesi durumunda, inflamasyon oranı azalmaktadır. Yapılan çalışmalar; Akdeniz diyetinde oldukça önemli olan zeytinyağı tüketiminin, inflamatuar belirteçlerde anlamlı ölçüde azalma sağladığını göstermektedir. Zeytinyağında yüksek miktarda bulunan oleik asidin; bazı kanser türlerini ve kalp hastalıklarını önlediği, kronik inflamasyonun tedavisine yardımcı olabileceği bildirilmiştir.

Akdeniz diyetinde bulunan meyve ve sebzeler; ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar, işlenmemiş tahıllar ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlarda bulunan antioksidan maddelerin, anti-kanserojen etkiye sahip olduğu bilinmektedir.

Yapılan çalışmalar; içerdikleri antioksidanların anti-inflamatuar etkileri sayesinde, turpgil sebzelerin tüketiminin; kalp hastalık riskini azaltmada etkili olduğu ve bazı kanser türlerini önlediğini göstermektedir.
Brokoli; inflamasyonu önleyen bir antioksidan olan sülforafandan zengindir. Bu yüzden anti-inflamatuar diyette yer verilmesi gereken besinlerdendir.
Sonuç olarak;
İnflamasyon, vücudun bağışıklık yanıtının bir parçasıdır. Yukarıda bahsetmiş olduğum sağlıksız besinlerin çok tüketilmesi ve hareketsiz bir yaşam tarzının sürdürülmesi halinde, vücudunuz kronik inflamasyona maruz kalabilir. Bu çeşit inflamasyon; kilo alımına, eklemde ağrılara şişkinliklere ve yorgunluğa sebep olmakla birlikte, diyabetten kalp hastalığına kadar birçok hastalığı tetiklemektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzenine ek olarak, diyetinize ekleyeceğiniz anti-inflamatuar özellikli besinler; kronik hastalık risklerini azaltarak, kandaki inflamasyon belirteçlerinde azalmaya; prostatit,artrit, obezite, diyabet ve otoimmün hastalıklarında iyileşmeye, daha dengeli bir kan şekeri ve kolesterole neden olacaktır. En önemlisi ise; ruh halinizde ve enerjinizde iyileşme sağlayacaktır.
Adamsın. Çok doğru
Kadir abinin yazısı benimmiş gibi algılanmasın arkadaş bulamadı diye attım bende kayıtlıydı :)
BruceLee
Mesajlar: 781
Kayıt: 25.03.2022 - 22:19
Şehir: Türkiye
Hastalık Başlangıç Yılı: 2022

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen BruceLee »

Fatih34 yazdı: 14.10.2023 - 17:10
BruceLee yazdı: 13.10.2023 - 17:40
Fatih34 yazdı: 13.10.2023 - 15:29
KBP ve KPAS da inflamatuar süreçte yapılacak olan beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri;
Üşütmemek, strese, anksiyeteye,depresyona maruz kalmamak,pozitif düşünmek, hergün yarım saat egzersiz ve yürüyüş yapmak, alkol,sigara kullanmamak, asitli ve pakete girmiş gıdalar tüketmemek. Hamur işi ve tatlılardan uzak durmak.
Üst üste mükerrer ejeküle olmamak. Güvensiz cinsellik yaşamamak. Bol su içmek 2.5-3lt/gün.
Kullanılacak olan vitamin ve takviyeler;
Alfalipoikasit - Günde 1 adet (Tok)
bromelain - Günde 3adet (Tok)
b12 vitamini - Günde 1 adet (sabah Aç)
e vitamini - Günde 1 adet (Tok)
omega3 - Günde 1 adet (Tok)
Arı poleni - Sabah 2 tatlı kaşığı (Aç) agizda cigneyip eritilerek tüketilecek.
Vücudun, kendisini hastalık ve yaralardan korumak için verdiği tepkilere ve iyileşmesine yardımcı olan doğal sürece; inflamasyon adı verilir. Vücut bu süreçte, beyaz kan hücrelerinin ve bağışıklık hücrelerinin üretimini arttırarak, kendini enfeksiyondan korumaya çalışır. Kısa süreli (akut) inflamasyon, vücut için yararlı bir süreç iken; kızarıklık, ağrı ve şişme gibi bulgular gözlenir. İnflamasyonun uzun süreli (kronik) olması ise; diyabet, kalp hastalıkları, karaciğer yağlanması ve kanser gibi hastalıklara neden olabilir.

Obezite, kronik inflamasyon ile karakterizeyken; metabolik sendrom ve insülin direnci gibi problemler ise kronik inflamasyonu arttırabilmektedir. Yağ oranı düşük bireylerde, yağ dokusu yüksek düzeyde anti-inflamatuar* maddeler salgılarken; yüksek kilolu, obez bireylerdeki yağ dokusu yüksek düzeyde pro-inflamatuar* maddeler salgılar.

Sağlıksız beslenme ve hareketsiz bir yaşam; vücudun kendini koruması için gerekli olan bu süreci, olumsuz hale getirebileceğinden, birtakım hastalıklara zemin hazırlayabilir. Alışkanlıklarda ve beslenme tarzında yapılacak küçük değişiklikler ile kronik inflamasyonu önlemek ve azaltmak mümkündür. Yaşam tarzı etkenleri ve bazı besinler inflamasyonu tetikleyebileceğinden, bu besinlerden uzak durmakta ve tüketimini sınırlamakta fayda vardır.
Bu besinlere;
Rafine edilmiş karbonhidratlar (beyaz ekmek, beyaz un, makarna…)
Sağlıksız yağlar (trans yağlar, doymuş yağlar…)
Basit şeker içeren paketli gıdalar
Şekerli, gazlı içecekler
Alkol
İşlenmiş et (sosis, salam, sucuk…) vb. örnek verilebilir.
Trans yağ içeren paketli yiyeceklerin; endotel hücrelere zarar vererek, inflamasyonu arttırdığı bilinmektedir.
Beyaz ekmek gibi rafine edilmiş, yani besleyici özelliğini, sağlıklı liflerini kaybetmiş karbonhidratların tüketilmesi; insülin direnci, diyabet, obezite ve inflamasyona neden olabilir.
Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et tüketimi ve aşırı alkol alımı da vücutta inflamatuar etkiye sebep olabilmektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzeni, inflamatuar belirteçleri ve kronik hastalık riskini azaltabilir. Örneğin, Akdeniz diyeti; CRP ve IL-6 gibi inflamatuar belirteçlerini azalttığı bilinen bir diyettir. Vejetaryen diyetler de, bol sebze ve meyve tüketimiyle, bu besinlerin içerdiği güçlü antioksidanlar, anti-inflamatuar maddeler sayesinde, vücuttaki inflamasyonu önlemede ve azaltmada etkilidir.
Kişinin inflamasyonu önlemek ve kronik inflamasyonun zararlı etkilerini azaltmak için yapabileceği en iyi şey; anti-inflamatuar bir beslenme düzenidir.
Anti-inflamatuar Diyet Nedir? Anti-İnflamatuar Besinler Hangileridir?
Anti-inflamatuar diyet; her öğünde sağlıklı protein, karbonhidrat ve yağ dengesini sağlayarak, yeterli vitamin, mineral, lif ve suyun tüketildiği bir beslenme düzenidir. Bu diyet süresince, anti-inflamatuar özellikli bazı besinleri diyetinize eklemenizde veya tüketimini arttırmanızda fayda vardır.
Çilek, yaban mersini, ahududu, böğürtlen, kiraz gibi kırmızı meyveler; birçok vitamin, mineral, antioksidan ve lif içerir. İçerdikleri antioksidan özellikli antosiyaninler; bağışıklığı arttırmada, inflamasyonu ve kalp hastalıkları riskini azaltmada etkilidir.

Yapılan bir çalışmada; her gün yaban mersini tüketen bir grup erkeğin, tüketmeyenlere kıyasla bağışıklık sistemini destekleyen hücreleri daha fazla ürettikleri gözlenmiştir.
Bir diğer çalışmada ise; çilek tüketen bireylerde kalp hastalıklarıyla ilgili bazı inflamatuar belirteç seviyelerinin, tüketmeyenlere kıyasla daha düşük olduğu belirtilmiştir.
Üzüm; inflamasyonu azaltan antosiyaninleri içerir. Resveratrolün en iyi kaynaklarındandır.

Mantar; anti-inflamatuar koruma sağlayan lektinleri ve fenolleri içerir. İçindeki bu yararlı bileşenler pişirme ile azalacağından, çiğ veya hafif pişmiş mantarın içindeki anti-inflamatuar bileşenler daha fazladır.

Avokado; inflamasyonu önleyen ve kanser riskini azaltan yararlı bileşenlere sahiptir. Yapılan bir çalışmada; hamburgerin yanında bir dilim avokado yiyen bireylerdeki inflamasyon seviyesinin, yalnızca hamburger tüketenlerin vücudundaki inflamasyon seviyesinden daha düşük olduğu gözlenmiştir.

Yeşil çay; epigallokateşin gallat (EGCG) adı verilen, antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip bir bileşen içerir. Yeşil çayın yüksek EGCG içeriği, hücreleri hastalıklardan korur ve inflamasyonu azaltır.

Omega 3 yağ asitleri (EPA-DHA) anti-inflamatuar etkiye sahiptir. Metabolik sendrom, diyabet, kalp ve böbrek hastalıklarına sebep olan inflamasyonu azaltmada önemlidir.

Yağlı balıklar; yüksek miktarda EPA ve DHA içerir. Yapılan bir çalışmada; somon tüketiminin ve EPA-DHA takviyesi alımının, kanda inflamasyon göstergesi olan C-reaktif protein (CRP) düzeyinde düşüş sağladığı gözlenmiştir.

Çalışmalar; omega 3 çoklu doymamış yağ asitlerinden (PUFA) zengin balık tüketiminin, kalp hastalıkları riskini azalttığını göstermektedir. Bu etki; PUFA’ların anti-inflamatuar özelliğinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple haftada iki kez balık tüketimi tavsiye edilmektedir.
Kakao; flavanoller gibi inflamasyonu azaltan antioksidan bileşenler içerir. Flavanoller, arterleri bağlayan endotel hücreleri koruyarak, kalp hastalık riskini azaltmada etkilidir. Çikolataya, anti-inflamatuar özelliği kazandıran şey ise, kakaoda bulunan flavanollerdir. Anti-inflamatuar özelliğinden faydalanmak için ise en az %70 kakao içeren koyu-bitter çikolata tercih edilmelidir.

Sigara içeren bireylerle yapılan bir çalışmada; yüksek flavanol içeren bitter çikolata tüketiminden 2 saat sonra, bireylerin endotel fonksiyonlarında anlamlı bir iyileşme görülmüştür.
Domates; yüksek miktarda C vitamini, likopen ve potasyum içeren, güçlü anti-inflamatuar bir besindir. İçerdiği likopen sayesinde kansere karşı korur. İnflamasyonu azaltmada etkilidir. Yapılan bir çalışmada; domates suyu tüketen aşırı kilolu kadınlarda, inflamatuar belirteçlerinin anlamlı ölçüde azaldığı belirtilmiştir. Domatesi zeytinyağında pişirmek, likopenin bu özelliklerinden daha çok faydalanılması açısından önemlidir. Çünkü likopen; yağda çözünen bir karotenoid olarak zeytinyağında daha iyi emilir.

Zerdeçala sarı rengini veren kurkumin maddesi, aynı zamanda zerdeçala güçlü bir anti-inflamatuar özellik kazandırır. Zerdeçal; HDL‘yi* yükseltmede, artrit, kanser, diyabet, obezite ve kalp hastalıklarını önlemede, iltihabı azaltmada etkilidir. Zerdeçalın karabiber ile birlikte tüketilmesi; karabiberin içindeki piperinin, zerdeçaldaki kurkuminin bağırsaklardan emilimini arttırıp, güçlü anti-inflamatuar özelliğinden daha çok yararlanmamızı sağladığı için önerilmektedir.

Akdeniz diyeti gibi sağlıklı beslenme şekillerinin hayata geçirilmesi durumunda, inflamasyon oranı azalmaktadır. Yapılan çalışmalar; Akdeniz diyetinde oldukça önemli olan zeytinyağı tüketiminin, inflamatuar belirteçlerde anlamlı ölçüde azalma sağladığını göstermektedir. Zeytinyağında yüksek miktarda bulunan oleik asidin; bazı kanser türlerini ve kalp hastalıklarını önlediği, kronik inflamasyonun tedavisine yardımcı olabileceği bildirilmiştir.

Akdeniz diyetinde bulunan meyve ve sebzeler; ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar, işlenmemiş tahıllar ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlarda bulunan antioksidan maddelerin, anti-kanserojen etkiye sahip olduğu bilinmektedir.

Yapılan çalışmalar; içerdikleri antioksidanların anti-inflamatuar etkileri sayesinde, turpgil sebzelerin tüketiminin; kalp hastalık riskini azaltmada etkili olduğu ve bazı kanser türlerini önlediğini göstermektedir.
Brokoli; inflamasyonu önleyen bir antioksidan olan sülforafandan zengindir. Bu yüzden anti-inflamatuar diyette yer verilmesi gereken besinlerdendir.
Sonuç olarak;
İnflamasyon, vücudun bağışıklık yanıtının bir parçasıdır. Yukarıda bahsetmiş olduğum sağlıksız besinlerin çok tüketilmesi ve hareketsiz bir yaşam tarzının sürdürülmesi halinde, vücudunuz kronik inflamasyona maruz kalabilir. Bu çeşit inflamasyon; kilo alımına, eklemde ağrılara şişkinliklere ve yorgunluğa sebep olmakla birlikte, diyabetten kalp hastalığına kadar birçok hastalığı tetiklemektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzenine ek olarak, diyetinize ekleyeceğiniz anti-inflamatuar özellikli besinler; kronik hastalık risklerini azaltarak, kandaki inflamasyon belirteçlerinde azalmaya; prostatit,artrit, obezite, diyabet ve otoimmün hastalıklarında iyileşmeye, daha dengeli bir kan şekeri ve kolesterole neden olacaktır. En önemlisi ise; ruh halinizde ve enerjinizde iyileşme sağlayacaktır.
Adamsın. Çok doğru
Kadir abinin yazısı benimmiş gibi algılanmasın arkadaş bulamadı diye attım bende kayıtlıydı :)
Evet Kadir abinin inflamasyon diyetini hatırlattığın için Adamsın :)
Fatih34
Mesajlar: 245
Kayıt: 20.06.2022 - 14:01
Şehir: İstanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2021

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen Fatih34 »

BruceLee yazdı: 15.10.2023 - 20:43
Fatih34 yazdı: 14.10.2023 - 17:10
BruceLee yazdı: 13.10.2023 - 17:40

Adamsın. Çok doğru
Kadir abinin yazısı benimmiş gibi algılanmasın arkadaş bulamadı diye attım bende kayıtlıydı :)
Evet Kadir abinin inflamasyon diyetini hatırlattığın için Adamsın :)
Bruce abi sende beslenmeye kafayı çok vermiş birisin bize şöyle beslenme ile hangi semptomları aştığını yazabilir misin
BruceLee
Mesajlar: 781
Kayıt: 25.03.2022 - 22:19
Şehir: Türkiye
Hastalık Başlangıç Yılı: 2022

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen BruceLee »

Fatih34 yazdı: 16.10.2023 - 09:07
BruceLee yazdı: 15.10.2023 - 20:43
Fatih34 yazdı: 14.10.2023 - 17:10

Kadir abinin yazısı benimmiş gibi algılanmasın arkadaş bulamadı diye attım bende kayıtlıydı :)
Evet Kadir abinin inflamasyon diyetini hatırlattığın için Adamsın :)
Bruce abi sende beslenmeye kafayı çok vermiş birisin bize şöyle beslenme ile hangi semptomları aştığını yazabilir misin
Merhaba Dostum. Sürekli idrar hissi, idrara sık çıkma ve gece idrara çıkma (noktüri) konularında iyileştim
Fatih34
Mesajlar: 245
Kayıt: 20.06.2022 - 14:01
Şehir: İstanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2021

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen Fatih34 »

BruceLee yazdı: 17.10.2023 - 15:29
Fatih34 yazdı: 16.10.2023 - 09:07
BruceLee yazdı: 15.10.2023 - 20:43

Evet Kadir abinin inflamasyon diyetini hatırlattığın için Adamsın :)
Bruce abi sende beslenmeye kafayı çok vermiş birisin bize şöyle beslenme ile hangi semptomları aştığını yazabilir misin
Merhaba Dostum. Sürekli idrar hissi, idrara sık çıkma ve gece idrara çıkma (noktüri) konularında iyileştim
Kalan ağrı sızı semptom var mı abi
Fzt
Mesajlar: 220
Kayıt: 28.05.2022 - 17:22
Şehir: Mersin

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen Fzt »

BruceLee yazdı: 17.10.2023 - 15:29
Fatih34 yazdı: 16.10.2023 - 09:07
BruceLee yazdı: 15.10.2023 - 20:43

Evet Kadir abinin inflamasyon diyetini hatırlattığın için Adamsın :)
Bruce abi sende beslenmeye kafayı çok vermiş birisin bize şöyle beslenme ile hangi semptomları aştığını yazabilir misin
Merhaba Dostum. Sürekli idrar hissi, idrara sık çıkma ve gece idrara çıkma (noktüri) konularında iyileştim
Beslenmelerde nelere dikkat ediyorsunuz hocam. Forumdaki bilgili kişilerden birisiniz fikir almak isteriz sizden
BruceLee
Mesajlar: 781
Kayıt: 25.03.2022 - 22:19
Şehir: Türkiye
Hastalık Başlangıç Yılı: 2022

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen BruceLee »

Fatih34 yazdı: 19.10.2023 - 12:26
BruceLee yazdı: 17.10.2023 - 15:29
Fatih34 yazdı: 16.10.2023 - 09:07
Bruce abi sende beslenmeye kafayı çok vermiş birisin bize şöyle beslenme ile hangi semptomları aştığını yazabilir misin
Merhaba Dostum. Sürekli idrar hissi, idrara sık çıkma ve gece idrara çıkma (noktüri) konularında iyileştim
Kalan ağrı sızı semptom var mı abi
Uzun süre oturunca huzursuzluk var hâla
BruceLee
Mesajlar: 781
Kayıt: 25.03.2022 - 22:19
Şehir: Türkiye
Hastalık Başlangıç Yılı: 2022

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen BruceLee »

Fzt yazdı: 19.10.2023 - 13:52
BruceLee yazdı: 17.10.2023 - 15:29
Fatih34 yazdı: 16.10.2023 - 09:07
Bruce abi sende beslenmeye kafayı çok vermiş birisin bize şöyle beslenme ile hangi semptomları aştığını yazabilir misin
Merhaba Dostum. Sürekli idrar hissi, idrara sık çıkma ve gece idrara çıkma (noktüri) konularında iyileştim
Beslenmelerde nelere dikkat ediyorsunuz hocam. Forumdaki bilgili kişilerden birisiniz fikir almak isteriz sizden
Merhaba. Kadir abinin inflamasyon diyeti, bu işin en kapsamlı diyetidir. Ekmeği, bulgur türevi, şekeri, çikolata kek bisküvi, ketçap mayonez, vb. Hiç yemiyorum
Fatih34
Mesajlar: 245
Kayıt: 20.06.2022 - 14:01
Şehir: İstanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2021

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen Fatih34 »

BruceLee yazdı: 20.10.2023 - 00:04
Fzt yazdı: 19.10.2023 - 13:52
BruceLee yazdı: 17.10.2023 - 15:29

Merhaba Dostum. Sürekli idrar hissi, idrara sık çıkma ve gece idrara çıkma (noktüri) konularında iyileştim
Beslenmelerde nelere dikkat ediyorsunuz hocam. Forumdaki bilgili kişilerden birisiniz fikir almak isteriz sizden
Merhaba. Kadir abinin inflamasyon diyeti, bu işin en kapsamlı diyetidir. Ekmeği, bulgur türevi, şekeri, çikolata kek bisküvi, ketçap mayonez, vb. Hiç yemiyorum
Bruce abi ağrı sızı kaldı mı benimde idrar sıklığı iyi seviyeye geldi debi halen düşük ağrılar devam etmekte
BruceLee
Mesajlar: 781
Kayıt: 25.03.2022 - 22:19
Şehir: Türkiye
Hastalık Başlangıç Yılı: 2022

Re: Tahlil Yaptırmadan Antibiyotik İçtim

Mesaj gönderen BruceLee »

Fatih34 yazdı: 21.10.2023 - 14:54
BruceLee yazdı: 20.10.2023 - 00:04
Fzt yazdı: 19.10.2023 - 13:52
Beslenmelerde nelere dikkat ediyorsunuz hocam. Forumdaki bilgili kişilerden birisiniz fikir almak isteriz sizden
Merhaba. Kadir abinin inflamasyon diyeti, bu işin en kapsamlı diyetidir. Ekmeği, bulgur türevi, şekeri, çikolata kek bisküvi, ketçap mayonez, vb. Hiç yemiyorum
Bruce abi ağrı sızı kaldı mı benimde idrar sıklığı iyi seviyeye geldi debi halen düşük ağrılar devam etmekte
Merhaba dostum, idrar debisi düzeliyor zamanla. Yediğini içtiğini dikkat et, sabret. Yürüyüş egzersiz pelvik taban gevşetme ve az olarak güçlendirme tavsiye ederim
Cevapla