Doğru, bu yazıyı yazdığım için bir çok kişi benden nefret edecek. Bilimi yeterince tartışabildikleri için değil, alternatif ve "doğal" yöntemlere ego bağları olduğu, gerçeklik ve araştırmalar bunu desteklemediğinde bile işe yaradığına inanmak istedikleri için. Açık görüşlü olan, yüksek egoları olmayan arkadaşlar, bu duruma objektif olarak yaklaşmak isteyen arkadaşlar bu yazıdan yüksek fayda görecek. Bunu herhangi bir çıkar amacı ile yapmıyorum, bunu yapıyorum çünkü tanrı yapmam gerektiğini söylüyor.
Ben 2 yıl boyunca kronik bakteriyel prostatitten ve epididim iltihabından müzdarip oldum. Her şey korunmasız bir cinsel ilişkiden sonra başladı. Bununla alakalı bir şüphe yok...
Bakterinin prostata ve diğer genital alanlara ulaşmış olması erkek üriner sistem enfeksiyonu nedenidir. Bu aynı şekilde beraberinde prostatit epididimini içerebilir.
Bu hastalık beni fiziksel ve ruhsal olarak çökertti. Ruhsal olarak çökertti çünkü bunun için hiç bir tedavi bulamıyordum ve doktorlar bana yardım etmek istiyorlardı çünkü test sonuçlarım hep negatif geliyordu.
Adam olmaya karar verdim. Kendim için üzülmeyi bırakıp buna kendi başıma bir çözüm aramaya başladım. Deli gibi araştırmaya yapmaya başladım.
Araştırma yaparken kadınlar için kurulmuş olan kronik üriner sistem enfeksiyonu topluluğunu buldum. Fark ettim ki, onların deli gibi takip ettiği iki tane doktor var; Londra'dan Prof James Malone Lee, Louisiana'dan Dr Stewart Bundrick.
Çok popülerlerdi. Hemen çalışmalarını incelemeye başladım. Çalışmalarını okudukça çok mutlu oldum. Forumda yüzlerce kadın kronik üriner sistem enfeksiyonundan müzdaripti. Onların prostatı yoktu, test sonuçlarından hep negatif alıyorlardı ve ancak aynı prostatit semptomları yaşıyorlardı. Testler negatif olduğu içinde hiç bir doktor tedavi etmek istemiyordu.
Enfeksiyon kronik olduğu zaman geleneksel kültür testleri tamamen tutarsız oluyorlardı çünkü enfeksiyon neredeyse her zaman hasarlı doku yapısında saklanıyordu(bizim durumumuzda prostat dokusunda). Kültürlerde bu yüzden negatif çıkıyordu.
Herkes de olduğu gibi bendede yaygın olan bir durum vardı; kısa dönem antibiyotik kullanınca semptomlar gidiyor ancak antibiyotiği bırakınca geri geliyordu. Bunun sebebi aslında gerçekten antibiyotiğin işe yaraması ancak gizli enfeksiyonların temizlenmesinin aylar sürmesidir. Bakteri biyofilmin arkasında saklanıyor ve bu durumda yeteri kadar uzun süre antibiyotik kullanmayınca bakteri biyofilmin arkasında saklanıyor ve antibiyotiği kesince öldürülen bakterilerin yerlerini tekrar dolduruyor. Durum böyle olunca da başladığınız yere geri dönüyorsunuz.
Bunun için çözüm ise aslında uzun dönem-yüksek dozaj antibiyotik kullanımıdır. Bunu Prof James Malone Lee ve Dr Stewart Bundrick öneriyor. Kısa dönem değil, düşük dozaj değil. Bu şekilde kullanmamak bakteri direncini arttırmaktan başka hiç bir işe yaramayacaktır.
Uzun Dönem günde 2x100mg doksisiklin kullanımı sonrası iyileştim. Cinsel gücüm geri geldi ve ağrılar gitti. Mucize gibiydi...
Nükslerden bende payımı aldım. Tam olarak nedenini de biliyordum; korunmasız ilişkiden dolayı! İyileşme sürecindeyken çok dikkatli olmak zorundasınız. Korunmasız olarak oral seks bile yapmayın çünkü antibiyotik nedeniyle bozulmuş flora dengeniz buraya bakteri girmesini çok kolaylaştıracaktır.
Bu forumda diğer insanların tecrübelerini okudum ve neredeyse hepsinde bazı ortak noktalar vardı. Tabi ki bende bunları aynı zamanda yaşadım.
- 1. Çoğu erkek nedenin korunmasız seks veya oral seks olduğundan emindir (bunun bakteriyel bir enfeksiyon olduğunu da kanıtlar) burada bu semptomlara sahip olan ve korunmasız cinsel faaliyette bulunmayan erkeklerde vardır.
2. Antibiyotik reçete edilmiş çoğu erkek bu antibiyotiklerden fayda görüyor (yine şüphesiz enfeksiyon olduğunu kanıtlar) ancak antibiyotiği bırakınca tabi ki semptomlar geri geliyor. Buda antibiyotiğin en az 3 ay boyunca kullanılması gerektiğini kanıtlar.
3. Doktorlar bu tedaviden sonra semptomlar gitmeyince onları dinlemeyi bırakır ve boş şeylere inanmak isterler.
- 1. Uzun dönem antibiyotik kullanımı bağırsak sağlığınız için zararlıdır. Bir çok kötü yan etkiyi beraberinde getirecek. -Cevabım: Evet, uzun dönem antibiyotik kullanımının riskleri vardır ancak biz bir enfeksiyona sahibiz. Uzun süre antibiyotik kullanmak yapmak istediğimiz bir şey değil ancak bu riski göze alma kararını kendimiz vermeliyiz. Açıkçası ben bu hastalıktan kurtulmayı her şeyden daha çok istiyordum. Bu sebeple bu riski aldım.
2. Uzun dönem tedaviye gerek yoktur. Kısa yeterli olur. -Cevabım: Herkeste kısa dönem tedavi denenmiş ve sonuç alınamamış olması bunun kronik durumlarda yeterli olmadığını kanıtlar niteliktedir. Enfeksiyon eğer çok yeniyse evet, kısa dönem tedavi enfeksiyonu hızlıca ortadan kaldırabilir ancak kronik enfeksiyon çok daha komplekstir. Bakteri doku duvarında yaşar.
3. İnsanlar antibiyotikten fayda görür çünkü antibiyotiklerin anti-inflamatuar özelliği vardır. -Cevabım: Eğer durum gerçekten böyle olsaydı antibiyotiklerden çok NSAİİ (aspirin, ibuprofen) gibi ilaçlardan daha çok fayda görürdük. Ancak onlardan fayda görmüyoruz çünkü antibakteriyel özellikleri yoktur. Antibiyotikler antibakteriyel özellikleri sayesinde rahatlama verir. Eğer antibiyotikler non-bakteriyel bir iltihap için işe yaradığını kanıtlayabilmiş olsaydı biz bunu aynı şekilde bir diz iltihaplanması için de kullanabilirdik.
4. Bakterini türünü normal bir kültür ile veya MicrogenDX gibi ileri seviye bir PCR testi ile bulmak zorundasın. -Cevabım: Normal kültürler genelde işe yaramaz çünkü bakteri doku duvarına girdikten sonra örneğe gelmez. Aynı zamanda bazı bakteriler diğer bakterilere göre daha kolay ürerler ancak genelde bu sizin semptomlarınızı yaratan bakteri değildir çünkü sizin semptomlarınızı yaratan bakteri üremez. Diyelim ki e.coli bakterisini üretmeyi başardılar ancak sizin semptomlarınızı yaratan bakteri e.coli değilse bu beni başka bir soruna çıkarıyor; kültürde her üreyen bakteri sizin semptomlarınızı yarattığı anlamına gelmez. Bu konu üzerine yapılan çalışmalar sağlıklı erkeklerde bunlara benzer bakteriler buluyor ancak hiç bir semptomları yok. Bu nokta da en iyisi iyi bir antibiyotiğe şans verip denemek olacaktır. Çoğu erkek Tetrasiklinler ve kinolon grubu antibiyotiklere iyi cevap veriyor ancak herkeste durum farklı olduğu için yalnızca bakteri testi yoluyla hangi antibiyotiğin alınacağını tam olarak tahmin edemezseniz, bu muhtemelen sizi yanlış yönlendirecektir.
Bunun gibi daha çok bilgi için bu çalışmaları inceleyebilirsiniz:
https://www1.racgp.org.au/newsgp/clinic ... ulture-for
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6004281/