İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Prostat iltihabının belirtileri, tanısı, yapılan çalışmalar, yazılan tezler vs.
kadir
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 10149
Kayıt: 19.04.2015 - 23:04
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2004
Yaş: 64

İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen kadir »

KBP ve KPAS da inflamatuar süreçte yapılacak olan beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri;
Üşütmemek, strese, anksiyeteye,depresyona maruz kalmamak,pozitif düşünmek, hergün yarım saat egzersiz ve yürüyüş yapmak, alkol,sigara kullanmamak, asitli ve pakete girmiş gıdalar tüketmemek. Hamur işi ve tatlılardan uzak durmak.
Üst üste mükerrer ejeküle olmamak. Güvensiz cinsellik yaşamamak. Bol su içmek 2.5-3lt/gün.
Kullanılacak olan vitamin ve takviyeler;
*Alfalipoikasit - Günde 1 adet (Tok)
*Bromelain - Günde 3adet (Tok)
*b12 vitamini - Günde 1 adet (sabah Aç)
*e vitamini - Günde 1 adet (Tok)omega3 - Günde 1 adet (Tok)
*Arı poleni - Sabah 2 tatlı kaşığı (Aç) agizda cigneyip eritilerek tüketilecek.
*Ayrıca çinko alımı için hergün bir avuç çig kabak çekirdeği tüketilecek.
Vücudun, kendisini hastalık ve yaralardan korumak için verdiği tepkilere ve iyileşmesine yardımcı olan doğal sürece; inflamasyon adı verilir. Vücut bu süreçte, beyaz kan hücrelerinin ve bağışıklık hücrelerinin üretimini arttırarak, kendini enfeksiyondan korumaya çalışır. Kısa süreli (akut) inflamasyon, vücut için yararlı bir süreç iken; kızarıklık, ağrı ve şişme gibi bulgular gözlenir. İnflamasyonun uzun süreli (kronik) olması ise; diyabet, kalp hastalıkları, karaciğer yağlanması ve kanser gibi hastalıklara neden olabilir.

Obezite, kronik inflamasyon ile karakterizeyken; metabolik sendrom ve insülin direnci gibi problemler ise kronik inflamasyonu arttırabilmektedir. Yağ oranı düşük bireylerde, yağ dokusu yüksek düzeyde anti-inflamatuar* maddeler salgılarken; yüksek kilolu, obez bireylerdeki yağ dokusu yüksek düzeyde pro-inflamatuar* maddeler salgılar.

Sağlıksız beslenme ve hareketsiz bir yaşam; vücudun kendini koruması için gerekli olan bu süreci, olumsuz hale getirebileceğinden, birtakım hastalıklara zemin hazırlayabilir. Alışkanlıklarda ve beslenme tarzında yapılacak küçük değişiklikler ile kronik inflamasyonu önlemek ve azaltmak mümkündür. Yaşam tarzı etkenleri ve bazı besinler inflamasyonu tetikleyebileceğinden, bu besinlerden uzak durmakta ve tüketimini sınırlamakta fayda vardır.
Bu besinlere;
Rafine edilmiş karbonhidratlar (beyaz ekmek, beyaz un, makarna…)
Sağlıksız yağlar (trans yağlar, doymuş yağlar…)
Basit şeker içeren paketli gıdalar
Şekerli, gazlı içecekler
Alkol
İşlenmiş et (sosis, salam, sucuk…) vb. örnek verilebilir.
Trans yağ içeren paketli yiyeceklerin; endotel hücrelere zarar vererek, inflamasyonu arttırdığı bilinmektedir.
Beyaz ekmek gibi rafine edilmiş, yani besleyici özelliğini, sağlıklı liflerini kaybetmiş karbonhidratların tüketilmesi; insülin direnci, diyabet, obezite ve inflamasyona neden olabilir.
Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et tüketimi ve aşırı alkol alımı da vücutta inflamatuar etkiye sebep olabilmektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzeni, inflamatuar belirteçleri ve kronik hastalık riskini azaltabilir. Örneğin, Akdeniz diyeti; CRP ve IL-6 gibi inflamatuar belirteçlerini azalttığı bilinen bir diyettir. Vejetaryen diyetler de, bol sebze ve meyve tüketimiyle, bu besinlerin içerdiği güçlü antioksidanlar, anti-inflamatuar maddeler sayesinde, vücuttaki inflamasyonu önlemede ve azaltmada etkilidir.
Kişinin inflamasyonu önlemek ve kronik inflamasyonun zararlı etkilerini azaltmak için yapabileceği en iyi şey; anti-inflamatuar bir beslenme düzenidir.
Anti-inflamatuar Diyet Nedir? Anti-İnflamatuar Besinler Hangileridir?
Anti-inflamatuar diyet; her öğünde sağlıklı protein, karbonhidrat ve yağ dengesini sağlayarak, yeterli vitamin, mineral, lif ve suyun tüketildiği bir beslenme düzenidir. Bu diyet süresince, anti-inflamatuar özellikli bazı besinleri diyetinize eklemenizde veya tüketimini arttırmanızda fayda vardır.
Çilek, yaban mersini, ahududu, böğürtlen, kiraz gibi kırmızı meyveler; birçok vitamin, mineral, antioksidan ve lif içerir. İçerdikleri antioksidan özellikli antosiyaninler; bağışıklığı arttırmada, inflamasyonu ve kalp hastalıkları riskini azaltmada etkilidir.

Yapılan bir çalışmada; her gün yaban mersini tüketen bir grup erkeğin, tüketmeyenlere kıyasla bağışıklık sistemini destekleyen hücreleri daha fazla ürettikleri gözlenmiştir.
Bir diğer çalışmada ise; çilek tüketen bireylerde kalp hastalıklarıyla ilgili bazı inflamatuar belirteç seviyelerinin, tüketmeyenlere kıyasla daha düşük olduğu belirtilmiştir.
Üzüm; inflamasyonu azaltan antosiyaninleri içerir. Resveratrolün en iyi kaynaklarındandır.

Mantar; anti-inflamatuar koruma sağlayan lektinleri ve fenolleri içerir. İçindeki bu yararlı bileşenler pişirme ile azalacağından, çiğ veya hafif pişmiş mantarın içindeki anti-inflamatuar bileşenler daha fazladır.

Avokado; inflamasyonu önleyen ve kanser riskini azaltan yararlı bileşenlere sahiptir. Yapılan bir çalışmada; hamburgerin yanında bir dilim avokado yiyen bireylerdeki inflamasyon seviyesinin, yalnızca hamburger tüketenlerin vücudundaki inflamasyon seviyesinden daha düşük olduğu gözlenmiştir.

Yeşil çay; epigallokateşin gallat (EGCG) adı verilen, antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip bir bileşen içerir. Yeşil çayın yüksek EGCG içeriği, hücreleri hastalıklardan korur ve inflamasyonu azaltır.

Omega 3 yağ asitleri (EPA-DHA) anti-inflamatuar etkiye sahiptir. Metabolik sendrom, diyabet, kalp ve böbrek hastalıklarına sebep olan inflamasyonu azaltmada önemlidir.

Yağlı balıklar; yüksek miktarda EPA ve DHA içerir. Yapılan bir çalışmada; somon tüketiminin ve EPA-DHA takviyesi alımının, kanda inflamasyon göstergesi olan C-reaktif protein (CRP) düzeyinde düşüş sağladığı gözlenmiştir.

Çalışmalar; omega 3 çoklu doymamış yağ asitlerinden (PUFA) zengin balık tüketiminin, kalp hastalıkları riskini azalttığını göstermektedir. Bu etki; PUFA’ların anti-inflamatuar özelliğinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple haftada iki kez balık tüketimi tavsiye edilmektedir.
Kakao; flavanoller gibi inflamasyonu azaltan antioksidan bileşenler içerir. Flavanoller, arterleri bağlayan endotel hücreleri koruyarak, kalp hastalık riskini azaltmada etkilidir. Çikolataya, anti-inflamatuar özelliği kazandıran şey ise, kakaoda bulunan flavanollerdir. Anti-inflamatuar özelliğinden faydalanmak için ise en az %70 kakao içeren koyu-bitter çikolata tercih edilmelidir.

Sigara içeren bireylerle yapılan bir çalışmada; yüksek flavanol içeren bitter çikolata tüketiminden 2 saat sonra, bireylerin endotel fonksiyonlarında anlamlı bir iyileşme görülmüştür.
Domates; yüksek miktarda C vitamini, likopen ve potasyum içeren, güçlü anti-inflamatuar bir besindir. İçerdiği likopen sayesinde kansere karşı korur. İnflamasyonu azaltmada etkilidir. Yapılan bir çalışmada; domates suyu tüketen aşırı kilolu kadınlarda, inflamatuar belirteçlerinin anlamlı ölçüde azaldığı belirtilmiştir. Domatesi zeytinyağında pişirmek, likopenin bu özelliklerinden daha çok faydalanılması açısından önemlidir. Çünkü likopen; yağda çözünen bir karotenoid olarak zeytinyağında daha iyi emilir.

Zerdeçala sarı rengini veren kurkumin maddesi, aynı zamanda zerdeçala güçlü bir anti-inflamatuar özellik kazandırır. Zerdeçal; HDL‘yi* yükseltmede, artrit, kanser, diyabet, obezite ve kalp hastalıklarını önlemede, iltihabı azaltmada etkilidir. Zerdeçalın karabiber ile birlikte tüketilmesi; karabiberin içindeki piperinin, zerdeçaldaki kurkuminin bağırsaklardan emilimini arttırıp, güçlü anti-inflamatuar özelliğinden daha çok yararlanmamızı sağladığı için önerilmektedir.

Akdeniz diyeti gibi sağlıklı beslenme şekillerinin hayata geçirilmesi durumunda, inflamasyon oranı azalmaktadır. Yapılan çalışmalar; Akdeniz diyetinde oldukça önemli olan zeytinyağı tüketiminin, inflamatuar belirteçlerde anlamlı ölçüde azalma sağladığını göstermektedir. Zeytinyağında yüksek miktarda bulunan oleik asidin; bazı kanser türlerini ve kalp hastalıklarını önlediği, kronik inflamasyonun tedavisine yardımcı olabileceği bildirilmiştir.

Akdeniz diyetinde bulunan meyve ve sebzeler; ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar, işlenmemiş tahıllar ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlarda bulunan antioksidan maddelerin, anti-kanserojen etkiye sahip olduğu bilinmektedir.

Yapılan çalışmalar; içerdikleri antioksidanların anti-inflamatuar etkileri sayesinde, turpgil sebzelerin tüketiminin; kalp hastalık riskini azaltmada etkili olduğu ve bazı kanser türlerini önlediğini göstermektedir.
Brokoli; inflamasyonu önleyen bir antioksidan olan sülforafandan zengindir. Bu yüzden anti-inflamatuar diyette yer verilmesi gereken besinlerdendir.
Sonuç olarak;
İnflamasyon, vücudun bağışıklık yanıtının bir parçasıdır. Yukarıda bahsetmiş olduğum sağlıksız besinlerin çok tüketilmesi ve hareketsiz bir yaşam tarzının sürdürülmesi halinde, vücudunuz kronik inflamasyona maruz kalabilir. Bu çeşit inflamasyon; kilo alımına, eklemde ağrılara şişkinliklere ve yorgunluğa sebep olmakla birlikte, diyabetten kalp hastalığına kadar birçok hastalığı tetiklemektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzenine ek olarak, diyetinize ekleyeceğiniz anti-inflamatuar özellikli besinler; kronik hastalık risklerini azaltarak, kandaki inflamasyon belirteçlerinde azalmaya; prostatit,artrit, obezite, diyabet ve otoimmün hastalıklarında iyileşmeye, daha dengeli bir kan şekeri ve kolesterole neden olacaktır. En önemlisi ise; ruh halinizde ve enerjinizde iyileşme sağlayacaktır.
ye22
Mesajlar: 94
Kayıt: 06.03.2022 - 22:12
Şehir: ankara
Hastalık Başlangıç Yılı: 2017
Yaş: 28

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen ye22 »

Teşekkürler abi. Bunlar en az enfeksiyonu temizlemek kadar önemli ve değerli bilgiler
kadir
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 10149
Kayıt: 19.04.2015 - 23:04
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2004
Yaş: 64

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen kadir »

ye22 yazdı:Teşekkürler abi. Bunlar en az enfeksiyonu temizlemek kadar önemli ve değerli bilgiler
Tşkler.
memo422
Mesajlar: 13
Kayıt: 30.12.2021 - 19:13
Şehir: İstanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2019

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen memo422 »

kadir yazdı:KBP ve KPAS da inflamatuar süreçte yapılacak olan beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri;
Üşütmemek, strese, anksiyeteye,depresyona maruz kalmamak,pozitif düşünmek, hergün yarım saat egzersiz ve yürüyüş yapmak, alkol,sigara kullanmamak, asitli ve pakete girmiş gıdalar tüketmemek. Hamur işi ve tatlılardan uzak durmak.
Üst üste mükerrer ejeküle olmamak. Güvensiz cinsellik yaşamamak. Bol su içmek 2.5-3lt/gün.
Kullanılacak olan vitamin ve takviyeler;
Alfalipoikasit - Günde 1 adet (Tok)
bromelain - Günde 3adet (Tok)
b12 vitamini - Günde 1 adet (sabah Aç)
e vitamini - Günde 1 adet (Tok)
omega3 - Günde 1 adet (Tok)
Arı poleni - Sabah 2 tatlı kaşığı (Aç) agizda cigneyip eritilerek tüketilecek.
Vücudun, kendisini hastalık ve yaralardan korumak için verdiği tepkilere ve iyileşmesine yardımcı olan doğal sürece; inflamasyon adı verilir. Vücut bu süreçte, beyaz kan hücrelerinin ve bağışıklık hücrelerinin üretimini arttırarak, kendini enfeksiyondan korumaya çalışır. Kısa süreli (akut) inflamasyon, vücut için yararlı bir süreç iken; kızarıklık, ağrı ve şişme gibi bulgular gözlenir. İnflamasyonun uzun süreli (kronik) olması ise; diyabet, kalp hastalıkları, karaciğer yağlanması ve kanser gibi hastalıklara neden olabilir.

Obezite, kronik inflamasyon ile karakterizeyken; metabolik sendrom ve insülin direnci gibi problemler ise kronik inflamasyonu arttırabilmektedir. Yağ oranı düşük bireylerde, yağ dokusu yüksek düzeyde anti-inflamatuar* maddeler salgılarken; yüksek kilolu, obez bireylerdeki yağ dokusu yüksek düzeyde pro-inflamatuar* maddeler salgılar.

Sağlıksız beslenme ve hareketsiz bir yaşam; vücudun kendini koruması için gerekli olan bu süreci, olumsuz hale getirebileceğinden, birtakım hastalıklara zemin hazırlayabilir. Alışkanlıklarda ve beslenme tarzında yapılacak küçük değişiklikler ile kronik inflamasyonu önlemek ve azaltmak mümkündür. Yaşam tarzı etkenleri ve bazı besinler inflamasyonu tetikleyebileceğinden, bu besinlerden uzak durmakta ve tüketimini sınırlamakta fayda vardır.
Bu besinlere;
Rafine edilmiş karbonhidratlar (beyaz ekmek, beyaz un, makarna…)
Sağlıksız yağlar (trans yağlar, doymuş yağlar…)
Basit şeker içeren paketli gıdalar
Şekerli, gazlı içecekler
Alkol
İşlenmiş et (sosis, salam, sucuk…) vb. örnek verilebilir.
Trans yağ içeren paketli yiyeceklerin; endotel hücrelere zarar vererek, inflamasyonu arttırdığı bilinmektedir.
Beyaz ekmek gibi rafine edilmiş, yani besleyici özelliğini, sağlıklı liflerini kaybetmiş karbonhidratların tüketilmesi; insülin direnci, diyabet, obezite ve inflamasyona neden olabilir.
Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et tüketimi ve aşırı alkol alımı da vücutta inflamatuar etkiye sebep olabilmektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzeni, inflamatuar belirteçleri ve kronik hastalık riskini azaltabilir. Örneğin, Akdeniz diyeti; CRP ve IL-6 gibi inflamatuar belirteçlerini azalttığı bilinen bir diyettir. Vejetaryen diyetler de, bol sebze ve meyve tüketimiyle, bu besinlerin içerdiği güçlü antioksidanlar, anti-inflamatuar maddeler sayesinde, vücuttaki inflamasyonu önlemede ve azaltmada etkilidir.
Kişinin inflamasyonu önlemek ve kronik inflamasyonun zararlı etkilerini azaltmak için yapabileceği en iyi şey; anti-inflamatuar bir beslenme düzenidir.
Anti-inflamatuar Diyet Nedir? Anti-İnflamatuar Besinler Hangileridir?
Anti-inflamatuar diyet; her öğünde sağlıklı protein, karbonhidrat ve yağ dengesini sağlayarak, yeterli vitamin, mineral, lif ve suyun tüketildiği bir beslenme düzenidir. Bu diyet süresince, anti-inflamatuar özellikli bazı besinleri diyetinize eklemenizde veya tüketimini arttırmanızda fayda vardır.
Çilek, yaban mersini, ahududu, böğürtlen, kiraz gibi kırmızı meyveler; birçok vitamin, mineral, antioksidan ve lif içerir. İçerdikleri antioksidan özellikli antosiyaninler; bağışıklığı arttırmada, inflamasyonu ve kalp hastalıkları riskini azaltmada etkilidir.

Yapılan bir çalışmada; her gün yaban mersini tüketen bir grup erkeğin, tüketmeyenlere kıyasla bağışıklık sistemini destekleyen hücreleri daha fazla ürettikleri gözlenmiştir.
Bir diğer çalışmada ise; çilek tüketen bireylerde kalp hastalıklarıyla ilgili bazı inflamatuar belirteç seviyelerinin, tüketmeyenlere kıyasla daha düşük olduğu belirtilmiştir.
Üzüm; inflamasyonu azaltan antosiyaninleri içerir. Resveratrolün en iyi kaynaklarındandır.

Mantar; anti-inflamatuar koruma sağlayan lektinleri ve fenolleri içerir. İçindeki bu yararlı bileşenler pişirme ile azalacağından, çiğ veya hafif pişmiş mantarın içindeki anti-inflamatuar bileşenler daha fazladır.

Avokado; inflamasyonu önleyen ve kanser riskini azaltan yararlı bileşenlere sahiptir. Yapılan bir çalışmada; hamburgerin yanında bir dilim avokado yiyen bireylerdeki inflamasyon seviyesinin, yalnızca hamburger tüketenlerin vücudundaki inflamasyon seviyesinden daha düşük olduğu gözlenmiştir.

Yeşil çay; epigallokateşin gallat (EGCG) adı verilen, antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip bir bileşen içerir. Yeşil çayın yüksek EGCG içeriği, hücreleri hastalıklardan korur ve inflamasyonu azaltır.

Omega 3 yağ asitleri (EPA-DHA) anti-inflamatuar etkiye sahiptir. Metabolik sendrom, diyabet, kalp ve böbrek hastalıklarına sebep olan inflamasyonu azaltmada önemlidir.

Yağlı balıklar; yüksek miktarda EPA ve DHA içerir. Yapılan bir çalışmada; somon tüketiminin ve EPA-DHA takviyesi alımının, kanda inflamasyon göstergesi olan C-reaktif protein (CRP) düzeyinde düşüş sağladığı gözlenmiştir.

Çalışmalar; omega 3 çoklu doymamış yağ asitlerinden (PUFA) zengin balık tüketiminin, kalp hastalıkları riskini azalttığını göstermektedir. Bu etki; PUFA’ların anti-inflamatuar özelliğinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple haftada iki kez balık tüketimi tavsiye edilmektedir.
Kakao; flavanoller gibi inflamasyonu azaltan antioksidan bileşenler içerir. Flavanoller, arterleri bağlayan endotel hücreleri koruyarak, kalp hastalık riskini azaltmada etkilidir. Çikolataya, anti-inflamatuar özelliği kazandıran şey ise, kakaoda bulunan flavanollerdir. Anti-inflamatuar özelliğinden faydalanmak için ise en az %70 kakao içeren koyu-bitter çikolata tercih edilmelidir.

Sigara içeren bireylerle yapılan bir çalışmada; yüksek flavanol içeren bitter çikolata tüketiminden 2 saat sonra, bireylerin endotel fonksiyonlarında anlamlı bir iyileşme görülmüştür.
Domates; yüksek miktarda C vitamini, likopen ve potasyum içeren, güçlü anti-inflamatuar bir besindir. İçerdiği likopen sayesinde kansere karşı korur. İnflamasyonu azaltmada etkilidir. Yapılan bir çalışmada; domates suyu tüketen aşırı kilolu kadınlarda, inflamatuar belirteçlerinin anlamlı ölçüde azaldığı belirtilmiştir. Domatesi zeytinyağında pişirmek, likopenin bu özelliklerinden daha çok faydalanılması açısından önemlidir. Çünkü likopen; yağda çözünen bir karotenoid olarak zeytinyağında daha iyi emilir.

Zerdeçala sarı rengini veren kurkumin maddesi, aynı zamanda zerdeçala güçlü bir anti-inflamatuar özellik kazandırır. Zerdeçal; HDL‘yi* yükseltmede, artrit, kanser, diyabet, obezite ve kalp hastalıklarını önlemede, iltihabı azaltmada etkilidir. Zerdeçalın karabiber ile birlikte tüketilmesi; karabiberin içindeki piperinin, zerdeçaldaki kurkuminin bağırsaklardan emilimini arttırıp, güçlü anti-inflamatuar özelliğinden daha çok yararlanmamızı sağladığı için önerilmektedir.

Akdeniz diyeti gibi sağlıklı beslenme şekillerinin hayata geçirilmesi durumunda, inflamasyon oranı azalmaktadır. Yapılan çalışmalar; Akdeniz diyetinde oldukça önemli olan zeytinyağı tüketiminin, inflamatuar belirteçlerde anlamlı ölçüde azalma sağladığını göstermektedir. Zeytinyağında yüksek miktarda bulunan oleik asidin; bazı kanser türlerini ve kalp hastalıklarını önlediği, kronik inflamasyonun tedavisine yardımcı olabileceği bildirilmiştir.

Akdeniz diyetinde bulunan meyve ve sebzeler; ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar, işlenmemiş tahıllar ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlarda bulunan antioksidan maddelerin, anti-kanserojen etkiye sahip olduğu bilinmektedir.

Yapılan çalışmalar; içerdikleri antioksidanların anti-inflamatuar etkileri sayesinde, turpgil sebzelerin tüketiminin; kalp hastalık riskini azaltmada etkili olduğu ve bazı kanser türlerini önlediğini göstermektedir.
Brokoli; inflamasyonu önleyen bir antioksidan olan sülforafandan zengindir. Bu yüzden anti-inflamatuar diyette yer verilmesi gereken besinlerdendir.
Sonuç olarak;
İnflamasyon, vücudun bağışıklık yanıtının bir parçasıdır. Yukarıda bahsetmiş olduğum sağlıksız besinlerin çok tüketilmesi ve hareketsiz bir yaşam tarzının sürdürülmesi halinde, vücudunuz kronik inflamasyona maruz kalabilir. Bu çeşit inflamasyon; kilo alımına, eklemde ağrılara şişkinliklere ve yorgunluğa sebep olmakla birlikte, diyabetten kalp hastalığına kadar birçok hastalığı tetiklemektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzenine ek olarak, diyetinize ekleyeceğiniz anti-inflamatuar özellikli besinler; kronik hastalık risklerini azaltarak, kandaki inflamasyon belirteçlerinde azalmaya; prostatit,artrit, obezite, diyabet ve otoimmün hastalıklarında iyileşmeye, daha dengeli bir kan şekeri ve kolesterole neden olacaktır. En önemlisi ise; ruh halinizde ve enerjinizde iyileşme sağlayacaktır.
Teşekkür ederiz abi bilgiler için.Poleni ben direk yutarak tükettim uzun süre.Çiğnemek şartı mı ?
kadir
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 10149
Kayıt: 19.04.2015 - 23:04
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2004
Yaş: 64

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen kadir »

Rica ederim, önemli olan polenin mideye gitmesi degil ağizdaki kilcal damarlar tarafından emilmesidir.
Genc
Mesajlar: 67
Kayıt: 12.10.2018 - 15:33
Şehir: Mersin
Hastalık Başlangıç Yılı: 2018

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen Genc »

Guzel bir yazı olmuş Kadir abi, bircok soru isaretini ortadan kaldiran bir bilgi blogu.
kadir
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 10149
Kayıt: 19.04.2015 - 23:04
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2004
Yaş: 64

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen kadir »

Tskler.
darkblues
Mesajlar: 500
Kayıt: 23.10.2020 - 17:11
Şehir: İstanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2020

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen darkblues »

Çok önemli bir yazı.Kopyalayıp telefonun anasayfasına ekledim.Yazıdaki maddeleri uygulayan Allah'ın izniyle kolay kolay hasta olmaz varsa da iyileşir.İşte benim de anlatmak istediğim vücudu prostat karaciğer diye ayırmayıp doğru bir yaşam tarzıyla tüm hastalıklardan korunabilmek.Hepsinin altındaki süreç aynı inflamasyon serbest radikaller v.s. Tedavisi de aynı beslenme uyku hareket v.s.Kadir abi sağolsun çok önemli noktalara temas etmiş bir yazı.
kadir
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 10149
Kayıt: 19.04.2015 - 23:04
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2004
Yaş: 64

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen kadir »

Tşk ederim.
ekin
Mesajlar: 83
Kayıt: 23.09.2020 - 14:32
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2016

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen ekin »

İltihabı temizledikten sonra nasıl bir yol izleneceğine dair rehber niteliğinde, yaşam kalitesini arttıracak uygulamalar, ben bir kısmını kullandım-kullanıyorum, 42 yaşındayım, 20 li yaşlarımdan daha dinç hissediyorum, uzun zamandır halı saha maçlarını bırakmıştım, (prostatit ve bakımsızlıktan-prostatit yaşlandırmıştı beni) bizden geçti hesabı, şimdi halı saha maçı olsada şöyle her yere deli gibi koşsam diyorum, Sağol abi yazı için
kadir
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 10149
Kayıt: 19.04.2015 - 23:04
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2004
Yaş: 64

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen kadir »

ekin yazdı:İltihabı temizledikten sonra nasıl bir yol izleneceğine dair rehber niteliğinde, yaşam kalitesini arttıracak uygulamalar, ben bir kısmını kullandım-kullanıyorum, 42 yaşındayım, 20 li yaşlarımdan daha dinç hissediyorum, uzun zamandır halı saha maçlarını bırakmıştım, (prostatit ve bakımsızlıktan-prostatit yaşlandırmıştı beni) bizden geçti hesabı, şimdi halı saha maçı olsada şöyle her yere deli gibi koşsam diyorum, Sağol abi yazı için
Sizde sagolun @ekin kardesim. Paylaşımlarınız hastalar için moral oluyor.
arda87
Mesajlar: 53
Kayıt: 09.03.2020 - 13:25
Şehir: balıkesir
Hastalık Başlangıç Yılı: 2008
Yaş: 71

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen arda87 »

listedeki önerilerden polenle ilgili bilimsel bir yazıyı alıntılıyorum
polenin prostat hastalıklarına da şaşırtıcı etkisi vardır. isveçli iki araştırmacının, upsala üniversitesi tıp fakültesi kliniği'nden prof. eric-ask umparc ile lund üniversitesi cerrahi kliniği'nden dr. gosta jonson'un çalışmaları polenin prostatitis'e en iyi etkiyi yaptığını ortaya koydu. prostat büyümesin de ise polen kürü ile yapılan denemeler aralıklı gelen ve uzun süren hafif ağrıların yok olduğunu ve idrara çıkma sayısının azaldığını gösterdi. bilhassa ağır prostat geçiren yaşlı hastaları ameliyattan kurtarmıştır."yaşlilik sorunlarinda polen:enerji üreten, dinçlik kazandıran polen, bilhassa ileri yaşlarda çok faydalıdır. yaşlı insanların en çok yakındığı ve özlemini duyduğu sorun cinsel yetersizliktir. kan yapıcı, hücre tazeleyici ve uyarıcı polen bu soruna da büyük ölçüde yardımcı olmaktadır.
----------------------------------------
ayrıca kızılcık suyu veya kızılcık kurusu +Quercetin(kuersetin)+craanbery hapı (2x1)+dmannose bunları kullanmakta idrar yollarında destek olan yararlı ürünler. ayrıca başka sağlık yararlarıda var.
bu arada kızılcıkta D-mannose maddesinin bulunduğunu internetten bir yazıdan öğrendim alıntı aşağıdadır
----------------------------------------------------------------------------------------------------
D-mannose Cranberry (Kızılcık) İlişkisi
Genellikle idrar yolu enfeksiyonları için doğal bir çare olarak lanse edilen kızılcık ile D-mannose arasında da bir bağlantı vardır. Kızılcık meyveleri bu basit şekerin harika bir kaynağıdır!
ekin
Mesajlar: 83
Kayıt: 23.09.2020 - 14:32
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2016

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen ekin »

kadir yazdı:
ekin yazdı:İltihabı temizledikten sonra nasıl bir yol izleneceğine dair rehber niteliğinde, yaşam kalitesini arttıracak uygulamalar, ben bir kısmını kullandım-kullanıyorum, 42 yaşındayım, 20 li yaşlarımdan daha dinç hissediyorum, uzun zamandır halı saha maçlarını bırakmıştım, (prostatit ve bakımsızlıktan-prostatit yaşlandırmıştı beni) bizden geçti hesabı, şimdi halı saha maçı olsada şöyle her yere deli gibi koşsam diyorum, Sağol abi yazı için
Sizde sagolun @ekin kardesim. Paylaşımlarınız hastalar için moral oluyor.
Paylaşımların sayesinde abi. Ara ara bakarım, Kadir Abi nin yeni paylaştığı varsa uygulayım da yaşam kalitem artsın diye, işe yararsa ben de paylaşırım diye, aileme, çevreme ve foruma
kadir
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 10149
Kayıt: 19.04.2015 - 23:04
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2004
Yaş: 64

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen kadir »

Allah razı olsun senden kardeşim.
ekin
Mesajlar: 83
Kayıt: 23.09.2020 - 14:32
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2016

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen ekin »

Allah razı olsun senden Abi.
odysiea87

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen odysiea87 »

Cok önemli bu yazı
Serkan
Mesajlar: 827
Kayıt: 15.08.2022 - 14:38
Şehir: Balıkesir
Hastalık Başlangıç Yılı: 2022

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen Serkan »

kadir yazdı:KBP ve KPAS da inflamatuar süreçte yapılacak olan beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri;
Üşütmemek, strese, anksiyeteye,depresyona maruz kalmamak,pozitif düşünmek, hergün yarım saat egzersiz ve yürüyüş yapmak, alkol,sigara kullanmamak, asitli ve pakete girmiş gıdalar tüketmemek. Hamur işi ve tatlılardan uzak durmak.
Üst üste mükerrer ejeküle olmamak. Güvensiz cinsellik yaşamamak. Bol su içmek 2.5-3lt/gün.
Kullanılacak olan vitamin ve takviyeler;
Alfalipoikasit - Günde 1 adet (Tok)
bromelain - Günde 3adet (Tok)
b12 vitamini - Günde 1 adet (sabah Aç)
e vitamini - Günde 1 adet (Tok)
omega3 - Günde 1 adet (Tok)
Arı poleni - Sabah 2 tatlı kaşığı (Aç) agizda cigneyip eritilerek tüketilecek.
Vücudun, kendisini hastalık ve yaralardan korumak için verdiği tepkilere ve iyileşmesine yardımcı olan doğal sürece; inflamasyon adı verilir. Vücut bu süreçte, beyaz kan hücrelerinin ve bağışıklık hücrelerinin üretimini arttırarak, kendini enfeksiyondan korumaya çalışır. Kısa süreli (akut) inflamasyon, vücut için yararlı bir süreç iken; kızarıklık, ağrı ve şişme gibi bulgular gözlenir. İnflamasyonun uzun süreli (kronik) olması ise; diyabet, kalp hastalıkları, karaciğer yağlanması ve kanser gibi hastalıklara neden olabilir.

Obezite, kronik inflamasyon ile karakterizeyken; metabolik sendrom ve insülin direnci gibi problemler ise kronik inflamasyonu arttırabilmektedir. Yağ oranı düşük bireylerde, yağ dokusu yüksek düzeyde anti-inflamatuar* maddeler salgılarken; yüksek kilolu, obez bireylerdeki yağ dokusu yüksek düzeyde pro-inflamatuar* maddeler salgılar.

Sağlıksız beslenme ve hareketsiz bir yaşam; vücudun kendini koruması için gerekli olan bu süreci, olumsuz hale getirebileceğinden, birtakım hastalıklara zemin hazırlayabilir. Alışkanlıklarda ve beslenme tarzında yapılacak küçük değişiklikler ile kronik inflamasyonu önlemek ve azaltmak mümkündür. Yaşam tarzı etkenleri ve bazı besinler inflamasyonu tetikleyebileceğinden, bu besinlerden uzak durmakta ve tüketimini sınırlamakta fayda vardır.
Bu besinlere;
Rafine edilmiş karbonhidratlar (beyaz ekmek, beyaz un, makarna…)
Sağlıksız yağlar (trans yağlar, doymuş yağlar…)
Basit şeker içeren paketli gıdalar
Şekerli, gazlı içecekler
Alkol
İşlenmiş et (sosis, salam, sucuk…) vb. örnek verilebilir.
Trans yağ içeren paketli yiyeceklerin; endotel hücrelere zarar vererek, inflamasyonu arttırdığı bilinmektedir.
Beyaz ekmek gibi rafine edilmiş, yani besleyici özelliğini, sağlıklı liflerini kaybetmiş karbonhidratların tüketilmesi; insülin direnci, diyabet, obezite ve inflamasyona neden olabilir.
Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et tüketimi ve aşırı alkol alımı da vücutta inflamatuar etkiye sebep olabilmektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzeni, inflamatuar belirteçleri ve kronik hastalık riskini azaltabilir. Örneğin, Akdeniz diyeti; CRP ve IL-6 gibi inflamatuar belirteçlerini azalttığı bilinen bir diyettir. Vejetaryen diyetler de, bol sebze ve meyve tüketimiyle, bu besinlerin içerdiği güçlü antioksidanlar, anti-inflamatuar maddeler sayesinde, vücuttaki inflamasyonu önlemede ve azaltmada etkilidir.
Kişinin inflamasyonu önlemek ve kronik inflamasyonun zararlı etkilerini azaltmak için yapabileceği en iyi şey; anti-inflamatuar bir beslenme düzenidir.
Anti-inflamatuar Diyet Nedir? Anti-İnflamatuar Besinler Hangileridir?
Anti-inflamatuar diyet; her öğünde sağlıklı protein, karbonhidrat ve yağ dengesini sağlayarak, yeterli vitamin, mineral, lif ve suyun tüketildiği bir beslenme düzenidir. Bu diyet süresince, anti-inflamatuar özellikli bazı besinleri diyetinize eklemenizde veya tüketimini arttırmanızda fayda vardır.
Çilek, yaban mersini, ahududu, böğürtlen, kiraz gibi kırmızı meyveler; birçok vitamin, mineral, antioksidan ve lif içerir. İçerdikleri antioksidan özellikli antosiyaninler; bağışıklığı arttırmada, inflamasyonu ve kalp hastalıkları riskini azaltmada etkilidir.

Yapılan bir çalışmada; her gün yaban mersini tüketen bir grup erkeğin, tüketmeyenlere kıyasla bağışıklık sistemini destekleyen hücreleri daha fazla ürettikleri gözlenmiştir.
Bir diğer çalışmada ise; çilek tüketen bireylerde kalp hastalıklarıyla ilgili bazı inflamatuar belirteç seviyelerinin, tüketmeyenlere kıyasla daha düşük olduğu belirtilmiştir.
Üzüm; inflamasyonu azaltan antosiyaninleri içerir. Resveratrolün en iyi kaynaklarındandır.

Mantar; anti-inflamatuar koruma sağlayan lektinleri ve fenolleri içerir. İçindeki bu yararlı bileşenler pişirme ile azalacağından, çiğ veya hafif pişmiş mantarın içindeki anti-inflamatuar bileşenler daha fazladır.

Avokado; inflamasyonu önleyen ve kanser riskini azaltan yararlı bileşenlere sahiptir. Yapılan bir çalışmada; hamburgerin yanında bir dilim avokado yiyen bireylerdeki inflamasyon seviyesinin, yalnızca hamburger tüketenlerin vücudundaki inflamasyon seviyesinden daha düşük olduğu gözlenmiştir.

Yeşil çay; epigallokateşin gallat (EGCG) adı verilen, antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip bir bileşen içerir. Yeşil çayın yüksek EGCG içeriği, hücreleri hastalıklardan korur ve inflamasyonu azaltır.

Omega 3 yağ asitleri (EPA-DHA) anti-inflamatuar etkiye sahiptir. Metabolik sendrom, diyabet, kalp ve böbrek hastalıklarına sebep olan inflamasyonu azaltmada önemlidir.

Yağlı balıklar; yüksek miktarda EPA ve DHA içerir. Yapılan bir çalışmada; somon tüketiminin ve EPA-DHA takviyesi alımının, kanda inflamasyon göstergesi olan C-reaktif protein (CRP) düzeyinde düşüş sağladığı gözlenmiştir.

Çalışmalar; omega 3 çoklu doymamış yağ asitlerinden (PUFA) zengin balık tüketiminin, kalp hastalıkları riskini azalttığını göstermektedir. Bu etki; PUFA’ların anti-inflamatuar özelliğinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple haftada iki kez balık tüketimi tavsiye edilmektedir.
Kakao; flavanoller gibi inflamasyonu azaltan antioksidan bileşenler içerir. Flavanoller, arterleri bağlayan endotel hücreleri koruyarak, kalp hastalık riskini azaltmada etkilidir. Çikolataya, anti-inflamatuar özelliği kazandıran şey ise, kakaoda bulunan flavanollerdir. Anti-inflamatuar özelliğinden faydalanmak için ise en az %70 kakao içeren koyu-bitter çikolata tercih edilmelidir.

Sigara içeren bireylerle yapılan bir çalışmada; yüksek flavanol içeren bitter çikolata tüketiminden 2 saat sonra, bireylerin endotel fonksiyonlarında anlamlı bir iyileşme görülmüştür.
Domates; yüksek miktarda C vitamini, likopen ve potasyum içeren, güçlü anti-inflamatuar bir besindir. İçerdiği likopen sayesinde kansere karşı korur. İnflamasyonu azaltmada etkilidir. Yapılan bir çalışmada; domates suyu tüketen aşırı kilolu kadınlarda, inflamatuar belirteçlerinin anlamlı ölçüde azaldığı belirtilmiştir. Domatesi zeytinyağında pişirmek, likopenin bu özelliklerinden daha çok faydalanılması açısından önemlidir. Çünkü likopen; yağda çözünen bir karotenoid olarak zeytinyağında daha iyi emilir.

Zerdeçala sarı rengini veren kurkumin maddesi, aynı zamanda zerdeçala güçlü bir anti-inflamatuar özellik kazandırır. Zerdeçal; HDL‘yi* yükseltmede, artrit, kanser, diyabet, obezite ve kalp hastalıklarını önlemede, iltihabı azaltmada etkilidir. Zerdeçalın karabiber ile birlikte tüketilmesi; karabiberin içindeki piperinin, zerdeçaldaki kurkuminin bağırsaklardan emilimini arttırıp, güçlü anti-inflamatuar özelliğinden daha çok yararlanmamızı sağladığı için önerilmektedir.

Akdeniz diyeti gibi sağlıklı beslenme şekillerinin hayata geçirilmesi durumunda, inflamasyon oranı azalmaktadır. Yapılan çalışmalar; Akdeniz diyetinde oldukça önemli olan zeytinyağı tüketiminin, inflamatuar belirteçlerde anlamlı ölçüde azalma sağladığını göstermektedir. Zeytinyağında yüksek miktarda bulunan oleik asidin; bazı kanser türlerini ve kalp hastalıklarını önlediği, kronik inflamasyonun tedavisine yardımcı olabileceği bildirilmiştir.

Akdeniz diyetinde bulunan meyve ve sebzeler; ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar, işlenmemiş tahıllar ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlarda bulunan antioksidan maddelerin, anti-kanserojen etkiye sahip olduğu bilinmektedir.

Yapılan çalışmalar; içerdikleri antioksidanların anti-inflamatuar etkileri sayesinde, turpgil sebzelerin tüketiminin; kalp hastalık riskini azaltmada etkili olduğu ve bazı kanser türlerini önlediğini göstermektedir.
Brokoli; inflamasyonu önleyen bir antioksidan olan sülforafandan zengindir. Bu yüzden anti-inflamatuar diyette yer verilmesi gereken besinlerdendir.
Sonuç olarak;
İnflamasyon, vücudun bağışıklık yanıtının bir parçasıdır. Yukarıda bahsetmiş olduğum sağlıksız besinlerin çok tüketilmesi ve hareketsiz bir yaşam tarzının sürdürülmesi halinde, vücudunuz kronik inflamasyona maruz kalabilir. Bu çeşit inflamasyon; kilo alımına, eklemde ağrılara şişkinliklere ve yorgunluğa sebep olmakla birlikte, diyabetten kalp hastalığına kadar birçok hastalığı tetiklemektedir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme düzenine ek olarak, diyetinize ekleyeceğiniz anti-inflamatuar özellikli besinler; kronik hastalık risklerini azaltarak, kandaki inflamasyon belirteçlerinde azalmaya; prostatit,artrit, obezite, diyabet ve otoimmün hastalıklarında iyileşmeye, daha dengeli bir kan şekeri ve kolesterole neden olacaktır. En önemlisi ise; ruh halinizde ve enerjinizde iyileşme sağlayacaktır.
Kadir abim inflamatuar surecte cinsel iliski semptomatik bir olumsuzluk yaşatmıyorsa süreci olumsuz etkiler mi?
kadir
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 10149
Kayıt: 19.04.2015 - 23:04
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2004
Yaş: 64

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen kadir »

Cinsel ilişki problem yaratmıyorsa aksine olumlu katkı saglar fakat mükerrer yapmamakta fayda var.
umut0707
Mesajlar: 4
Kayıt: 25.10.2022 - 16:47
Şehir: antalya
Hastalık Başlangıç Yılı: 2019

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen umut0707 »

kadir yazdı:Cinsel ilişki problem yaratmıyorsa aksine olumlu katkı saglar fakat mükerrer yapmamakta fayda var.
dd
umut0707
Mesajlar: 4
Kayıt: 25.10.2022 - 16:47
Şehir: antalya
Hastalık Başlangıç Yılı: 2019

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen umut0707 »

merhaba kadir abi uzun zamandır forumu takip ediuorum .bazı sorunlara çözüm bulabilmem için sanırım sizinle telefon aracılıgı ile görüşmem gerekiyor.yardımlarınız için teşekkürler
kadir
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 10149
Kayıt: 19.04.2015 - 23:04
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2004
Yaş: 64

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen kadir »

Kiymetli @umut kardeşim tel ile görüşme imkanim yok maalesef... ancak özelden yazarsanız oradan yardimcı olmaya çalısırım elimizden geldiğince.
frideweis
Mesajlar: 97
Kayıt: 14.02.2022 - 20:37
Şehir: samsun
Hastalık Başlangıç Yılı: 2022

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen frideweis »

selamlar yazı gerçekten altın değerinde inflamatuar süreçte olan bütün herkese tavsiye ederim özellikle arı poleninden çok fayda gördüm daha kullanmaya başlayalı 2 hafta olmadı çok rahatladım idrar hissine bile çok iyi geldi sanırım uzun bir süre kullanıcam bilgiler için kadir abiden allah razı olsun @kadir iyi ki varsın abi
kadir
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 10149
Kayıt: 19.04.2015 - 23:04
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2004
Yaş: 64

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen kadir »

Sendende allah razı olsun @frideweis kardeşim.
odysiea87

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen odysiea87 »

Bu infilamasyon bakteriden cok zarar veriyor organa
Soğukayak
Mesajlar: 122
Kayıt: 29.12.2022 - 14:52
Şehir: Karsıyaka
Hastalık Başlangıç Yılı: 2022

Re: İnflamatuar süreçte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri.

Mesaj gönderen Soğukayak »

Benimde eklem ağrılarım var demek sebebi infilamasyonmus
Cevapla