Çocuğunuzu Sünnet Ettirmeyin

Uygun kategori bulamadığınız konularınızı buraya açabilirsiniz.
Kilitli
accutanemagduru
Mesajlar: 31
Kayıt: 25.12.2022 - 09:19
Şehir: Karabük
Hastalık Başlangıç Yılı: 2017

Çocuğunuzu Sünnet Ettirmeyin

Mesaj gönderen accutanemagduru »

Evet arkadaşlar forumda çeşitli sorunlardan muzdarip arkadaşlar var bu sıkıntıların çoğu sünnet kaynaklı sünnetin bilimsel hiçbir faydası yok. Eğer çocuğunuzun cinsellikten daha az zevk almasını istemiyorsanız çeşitli hastalıklara yakalanmasını istemiyorsanız kesinlikle sünnet ettirmeyin. Sadece öğretmeniz gereken şey hijyenine dikkat etmesidir. Biz yandık çocuklarımız yanmasın
Speaky
Mesajlar: 170
Kayıt: 17.11.2022 - 15:50
Şehir: Samsun
Hastalık Başlangıç Yılı: 2020

Re: Çocuğunuzu Sünnet Ettirmeyin

Mesaj gönderen Speaky »

Arkadaş sünnet i kimse keyfinden yaptırmıyor çocuğumun penisi çok büyük biraz keselim de demiyor. Sünnet adı üzerinde peygamber efendimiz s. A. V sünnetidir sen müslüman değilmisin bu nasıl bir bakış açısı. Gavur muyuz biz çocumuzu sünnet ettirmeyecez. Ayrıca sünnet birçok hastalığı engeller. Sana kim nasıl akıl vermiş bilmiyorum da yanlış sularda yüzme. Müslüman ülkesinde konuştuğun kelimeye bak ne kadar cahil adamlarsınız siz
Ccc05
Mesajlar: 36
Kayıt: 22.09.2022 - 15:37
Şehir: Amasya
Hastalık Başlangıç Yılı: 2022

Re: Çocuğunuzu Sünnet Ettirmeyin

Mesaj gönderen Ccc05 »

Zafer qlgöz kafa TV de bi videosunda anlatıyodu bir çocuk sunnetsizken başına gelenleri nasıl bir tedavi olduğunu neleri engellediği
ali ankara
Mesajlar: 73
Kayıt: 09.05.2022 - 17:03
Şehir: ankara

Re: Çocuğunuzu Sünnet Ettirmeyin

Mesaj gönderen ali ankara »

Sünnet her müslüman erkek cocugunun olması gereken bir sünnettir sünnet zarardan cok faydalıdır saglık acısından islam dini öyle güzel bir dindirki namaz oruç sünnet abdes bunların hem saglıga faydası vardır hemde cennete gidecek yolun anahtarıdır
accutanemagduru
Mesajlar: 31
Kayıt: 25.12.2022 - 09:19
Şehir: Karabük
Hastalık Başlangıç Yılı: 2017

Re: Çocuğunuzu Sünnet Ettirmeyin

Mesaj gönderen accutanemagduru »

Ha göz kapağınızı kestirmişsiniz ha sünnet olmuşsunuz ikisi de aynı şey herkesin inancına saygımız var ancak. Hz. Muhammed sonradan sünnet olmamıştır sünnetli doğmuştur adı üstünde sünnet farz değil çocuk sonradan kendi isterse sünnet olsun ama zorla kimsenin cinsel bütünlüğünü bozmayın
kadir
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 10150
Kayıt: 19.04.2015 - 23:04
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2004
Yaş: 64

Sünnetin faydaları.

Mesaj gönderen kadir »

Sünnet nedir?
Sünnet, penisin ucunu örten derinin çıkarıldığı cerrahi bir işlemdir. Bilimsel araştırmalar sünnetin birçok tıbbi faydalarını göstermektedir. Amerikan Pediatri Akademisi, sünnetin faydalarının risklerinden daha fazla olduğunu belirtmekte ve sünnet lehine görüş bildirmektedir. Sünnet Musevilik inancında yapılması zorunlu, İslamiyet’te ise yapılması önerilen bir işlem olarak görülürken, bazı kişiler de aile geleneği, kişisel hijyen veya koruyucu sağlık bakımı gibi nedenlerle erkek çocuklarını sünnet ettirir. Bazen sünnet derisinin glansın üzerinden geri çekilemeyecek kadar sıkı olması gibi tıbbi nedenlerden dolayı da sünnet ihtiyacı olabilir. Sünnet, erkek çocukların hayatındaki en önemli dönüm noktalarından birisidir. Çocuğun erişkin dönemde cinsel sağlığı açısından, sünnetin bir operasyon titizliğinde uygulanması çok önemlidir. Sünnetin doğurganlığı etkilemediği gibi sünnetin erkekler veya partnerleri için cinsel hazzı artırdığı veya azalttığı gibi yaklaşımlar da doğru değildir.

Sünnet derisi nedir?
Sünnet derisi, penisin yuvarlak ucunu kaplayan bir deri parçasıdır. Bebek doğduğunda sünnet derisi tamamen penise yapışır. Zamanla sünnet derisi penisin başından ayrılarak ve geri çekilebilirken bazı kişilerde fimozis denilen bir problem ortaya çıkabilir. Bazen sünnet derisi çok sıkıdır. Penis başının üzerine kapanabilir ve hareket edemez hale gelebilir. Bu durum fimozis olarak adlandırılır. Fimozis tedavisi; sünnet işlemini veya skar bırakmayan fimozis için topikal steroidi içerir.

Sünnetin faydaları nelerdir?
Sünnetin sağlığa çeşitli yararları olduğu düşünülmektedir. Sünnetin faydaları özetle şu şekildedir:

Daha kolay hijyen:Sünnet, penisi yıkamayı kolaylaştırır. Bununla birlikte, sünnetsiz penisleri olan çocuklara, sünnet derisinin altını düzenli olarak yıkaması öğretilebilir.
İdrar yolu enfeksiyonunda azalan risk: 1 yaş altında erkek çocuklarda sünnet yapılması idrar yolu enfeksiyon riskini 8 ila 10 kat azaltmaktadır. Erken dönemde görülen idrar yolu enfeksiyonları daha sonra böbrek sorunlarına neden olabileceğinde tehlikelidir.
Erken boşalma: Sünnet işlemi yapılan erkeklerde erken boşalma sorunu görülme olasılığı sünnet işlemi yapılmayan erkeklerle aynıdır. Erken boşalmanın daha sık görüldüğü gibi bir bilimsel veri yoktur.
Cinsel yolla bulaşan enfeksiyon riskinde azalma: Sünnetli erkeklerin, HIV de dahil olmak üzere sifiliz ve gonore gibi bazı cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara yakalanma riski daha düşüktür.
Penis problemlerinin önlenmesi: Bazen sünnetsiz penis üzerindeki sünnet derisinin geri çekilmesi zor veya imkansız olabilir (fimozis). Bu durum sünnet derisinin veya penisin başının iltihaplanmasına neden olabilir.
Penis kanseri riskinin azalması: Penis kanseri nadir görülen bir kanser türüdür. Sünnetli erkeklerde penis kanseri riski sünnetsizlere kıyasla 22 kat azalmaktadır. Bununla birlikte sünnet olan erkeklerin kadın cinsel partnerlerinde rahim ağzı kanseri de daha az görülür.
Sünnet için en doğru yaş nedir? Sünnet ne zaman yapılmalıdır?
Sünnet tıbbi açıdan her yaşta yapılabilen bir operasyon olmakla birlikte zamanlaması çocuğun psikolojik dünyası için büyük önem taşımaktadır. Psikolojik gelişim evresi açısından bakıldığında çocukların cinsel kimliğini fark etmeye başladığı 2-5 yaş arasında uygun olmayan şartlarda gerçekleştirilen sünnetin psikolojik etkilenmelere yol açabileceği düşünülmektedir. Anneye son derece bağlı olunan bu dönemde yapılacak sünnet bazı çocuklarda cinsel organının kaybettiği yönünde bir algı oluşturabilmektedir. Bu nedenle eğer tıbbi bir gerekçe yoksa sünnet için 2 yaş öncesi veya 5 yaş sonrası dönemi tercih etmek daha sağlıklı gözükmektedir. Ancak bu durum 2-5 yaş arasında sünnet yapılmayacağı anlamına gelmemektedir. Özellikle sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren, böbrek ve idrar yollarına bağlı anatomik bozuklukları olan erkek çocuklarda sünnet mutlaka önerilmektedir. Sedasyon denilen yüzeyel bir anestezi çeşidi ile sorunsuz bir şekilde sünnet yapılabilir.

Son yıllarda sünnet için ileri yaşları beklemeyen ailelerin sayısı artmaktadır. Çocuklar yenidoğan döneminde hatta doğumu takip eden günde dahi sünnet olabilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde doğan her 10 erkekten 7’si dini, kültürü, inancı ne olursa olsun ilk 24-48 saat içerisinde sünnet edilmektedir.
kartal444
Mesajlar: 31
Kayıt: 24.12.2022 - 23:53
Şehir: Konya
Hastalık Başlangıç Yılı: 2010

Re: Çocuğunuzu Sünnet Ettirmeyin

Mesaj gönderen kartal444 »

Bu. Nebicim. Kafa. Yapisi. Benimde. Cocugum. Var. Sunnet oldu. Kadir. Abi. Boyleleri. Icin. Vakit. Ayiripta. Uzun. Uzun. Anlatmana. Gerek. Yok. Gercekten. Cok. Sabirli. Birisin. Allah. Sana. Kolaylik. Versin. Bu. Isi. Her. Adam. Yapamaz. Allah. Razi. Olsun. Lafa. Bak. Cocugunuzu. Sunnet. Ettirmeyin.
odysiea87

Re: Çocuğunuzu Sünnet Ettirmeyin

Mesaj gönderen odysiea87 »

Bilimsel tezlere inancla cevap verilmez.. Ayrıca sünnet adı üstünde sünnettir,Allah in ayeti değildir. Tüm sunnetleri harfiyen uygulayacaksanız Hz Muhammed'in bilinen 13 eşi vardır. Siz tek eşlilerede aynı tepkiyi verin. Hatta ayet olan kadına mirastan yarim hisse erkeğe tam hisse, iki kadının mahkemede şahitligini bir erkeğe eşit tutmayı uygulayın... uzar gider...

Bilimsel olarak iki farklı görüş var... Sunnetin faydalı olduğuna ve olmadığına dair. Faydalı olduğu tezi paylasılmıs karsı tezinide ben paylasiyorum

Sahsi fikrim. İnanclarimı görüşlerimi evladıma enpoze etmemek sünnet konusunda vicut bütünlugüyle ilgili kendi kararlarını verebilecek yaşa geldiğinde kendi kararını vermesidir...



Bu güne kadar hep sünnetin faydalı olduğu, gereksiz ve ileride sorun olabilen bir deri parçasını atmaktan ibaret olduğu ve başkaca da faydaları bulunduğu yalanıyla yetiştik. Ancak gerçek bu değil!

Önce bazı Türk uzmanların görüşleriyle başlayalım…

Nil Gün (Araştırmacı Yazar, “Sünnetle İlgili Yalan ve Gerçekler” kitabının yazarı) : ” Her insan ve her memeli hayvan bir sünnet derisi ile doğar. Bu sünnet derisi, dişilerde klitorisi, erkeklerde penis başını korur. Sünnet derisi insanın cinsel anatomisinin önemli ve vazgeçilmez bir parçasıdır. Sünnetin sağlığa büyük zararları var. Kesilen sadece işe yaramaz bir deri parçası değil. O kesilen parça, içinde sinir uçlarının, kan damarlarının, salgı bezlerinin bulunduğu bir mekanizma. O işe yaramaz diye kesilen deri parçasının koruyucu görevi ve cinsel işlevi var. Sünnet olduktan sonra bir çok alanda erkek zarar görüyor. 6 bin yıllık bir gelenek bu. Üst deri cinsel hazzı artırır. Sünnetle birlikte erkeğin cinsel hazzı yüzde 51 ile yüzde 80 arasında azalıyor. Kadınların cinsel hazzını da azaltıyor. Sünnet, çocuklukta (özellikle de bebeklikte) yapıldığında çok daha zararlıdır. Kız çocukları ülkemizde sünnet edilmiyor. Erkek çocuklarımızı bu insanlık dışı istismardan kim koruyacak? Erkeklerin de tam ve bütün olarak yaşamaya hakları var! Bebeğin ve çocuğun bedeni kendisine aittir. Anne babasına, doktora ya da sünnetçiye değil. Çocuk kimsenin malı değildir. İster erkek ister kadın sünneti olsun, böylesine barbarca bir uygulamanın uygar bir toplumda yeri yoktur. Sünnet bir istismardır.”


Dr. Haydar Dümen (Seksolog) : “Sünnet bütünüyle olumsuz bir eylemdir. Baştan sona yanlış. Çünkü, adı ister Tanrı, ister doğa olsun, evrenin süreçleri içinde bedenimizde ne bir hücremiz fazla, ne eksiktir. Bu yüzden doğa ya da Tanrı hatalı imalat yaratmaz. Sünnet derisi erişkinlerde 2,5 – 3 mm kalınlığa ulaşabilecek iken, bunun kesilip atılması da çok büyük hatadır.”

Ord. Prof. Op. Dr. Cemil Topuzlu (Cerrah) : “Sünnetten sonra sinir hastalıklarına tutulan çocuklar pek çoktur. Sünnetin asla faydası olmayıp, bilakis kötülüğü ve tehlikesi vardır.”

Prof. Dr. Osman Inci (Ürolog): “Sünnet erken bosalmaya sebep olur. Sünnetsiz erkegin cinsel gücü sünnetli erkeginkinden daha fazladir”

Dr. Tülin Bellisan Sayman ( Aile Hekimi ) : “Penis başının üzerindeki deriyi kesmek, gözkapağını kesmekten farksızdır. Sünnet penisi inceltir, kısaltır, cinsel zevki azaltır”

Op. Dr. İbrahim Karahan (Cerrah) : “Ben genel cerrahi uzmanı olarak binlerce sünnet yaptım. Sünnetle ilgili olarak sağlık yararlarının hepsi palavradır ve insanları sünnet olmaya ikna etmek için yapılmaktadır. Kesinlikle kanmayın. Sünnet sağlık açısından zararlıdır. İnsanlara sağlıklı olduğunu söyleyerek yapmak onları kandırmaktır. Çocuk doktorları ve pratisyen hekimler arasında bilgi fakiri olanlar var. Yenidoğan bebeğin penis başından derisini geri çekmeye çalışıyor ve ailelere darlık var bilgisiyle hemen sünnet öneriyorlar. Ben genel cerrah olarak diyorum ki, hangi kitapta okudunuz, nerden öğrendiniz bu saçmalığı. Penis derisi geri çekilirse asıl o zaman zedelenmeye bağlı yara-striktür ve enfeksiyona yol açarsınız. Çocuk doktorları ve cerrahlar sünnet derisinden darlık yapıp idrar yolu enfeksinonu yaptığını iddia ederek aileleri bebeklikte sünnet olmaya ikna ederler. Bugüne kadar hiç darlık nedeniyle idrar yapamayan, glob gelişmiş, huzursuz bebek görmedim. Bebeklikte görülen üriner enfeksiyonlar bağışıklık sistemi ile ilgilidir. Erkek üst derisi meatusu yani idrar çıkış deliğini kaplayarak dışkı bulaşmasını önler. Sünnet ile deri çıkarılıp meatus açıkta kalır ve dışkı bulaşmasına açık hale gelir. Yenidoğanda sünnet idrar yolu enfeksiyon riskini artırır. Çünkü yenidoğan penis derisi penis başı ve çıkış deliğini kapayıp korumaya alarak dışkı bulaşmasını engeller. Erkekelerde % 1, kızlarda %10 gözükür. Kızlarda üretra ve anüse yakınlık nedeniyle enfeksiyon oranı yüksektir. Üst-deri smegma denen bir madde üretir. Bu yağlı madde penis başını korur. Smegma sterildir-koruyucudur-faydalıdır-gereklidir. Antibakteriyel ve antiviral özelliği vardır. Penisi temiz ve sağlıklı tutar. Maalesef çoğu doktor bile smegmayı gördüğünde apse zanneder. Sünnet esnasında smegmayı gören aileler, cerraha teşekkür eder, bu maddeyi temizlediği için. Gözyaşı gözü nasıl koruyorsa, smegmada penis başını korur. Deri altındaki smegma koruyucudur, çıkarmaya çalışmayın. Sünnetin komplikasyon yani sakatlık oranı % 5 dir. Toplu sünnetlerde ve deneyimsiz ellerde bu oran %10 dur. Sünnetin erken yaşta yapılması son derece zararlıdır. Vücut penis başını korumaya programlanmıştır. Bu yaşlarda yapılan sünnetlerde çok fazla adezyon parafimozis ve darlık oluşmakta, revizyon ameliyatları gerektirmektedir. Bu komplikasyonları önlemek için daha fazla cilt ve mukoza çıkarılmaktadır. Bu da penisin doğal gelişini engellemektedir. Bazı çocuk cerrahisi uzmanları yenidoğan bebeğin pipisi eğri diye aileleri kandırıyor. Daha fazla parasını almak için. Bu şarlatanlıktır. Pipi eğriliği (Konjenital penil curvatur) çok nadir görülen ve ileri yaşta cinsel soruna yol açarsa ameliyat gerektiren önemli bir cerahi girişimdir. Sadece şekil bozukluğu için yapılmaz. Ancak pipi eğriliği kötü yapılan sünnetlere bağlı daha sık görülür. Herşeye itibar etmeyin ve araştırın. Erken boşalma-prematür ejakülasyon, Türkiyede yapılan çalışmada görülme sıklığı %30 dur. Penisin vajen (hazne) içinde kalma süresi ortalama 3-5 dakikadır. Normalde bu süre 10-15 dakika olmalıdır. Sünnetlilerde cinsel yaşam olumsuz etkilenir ve cinsellik sönük yaşanır. Çocukları gereksiz sünnet işkencesinden kurtarmak ve sünneti kazanç kapısı olarak görmekten vazgeçmek mesleki bir insanlık görevidir. Bebekte henüz penis başı gelişmemiştir, penis başı ay yüzeyindeki gibi kraterlerle doludur. Ayrıca bebeklikte frenulumu keserler ki burası erojen bir bölgedir. Burayı kesmezlerse penis aşağıya bakacak şekilde büyür. Yine bebeklikte mukozayı da keserler, çünkü kesilmezse striktür gelişir. Bebek sünnetini öneren tıp doktorları cehalet içindedir.”

Kaan Göktaş (“Oldu da Bitti Maaşallah” kitabının yazarı) : “Sünnet hadım edilmenin yumuşatılmış şeklidir. Her erkek çocuk, bilinçaltında hadım edilme korkusu taşır. Çocukları sünnet ederek onların bu “hadım edilme” korkularını harekete geçiriyorsunuz. Çok önem verdikleri, yeni keşfetmeye başladıkları cinsel organlarını yaralıyorsunuz, acı çektiriyorsunuz. Erken boşalma başta olmak üzere birçok seksüel bozukluğun ve parafilinin temelinde sünnet travması yatar. Sünnetin tıbbi açıdan gerekli olduğu yalandır. Sünnet derisi insan vücudunun işlev gören, sağlıklı, yaşayan bir kısmıdır. Görevi penisi korumaktır. Bu kısmı yok ettiğiniz zaman geriye hissiz ve savunmasız bir organ kalır. Hijyen açısından gerekli olduğu yalandır, çünkü sünnet derisi kendi ürettiği mukozamsı bir sıvıyla penisi korur. Üstelik asgari hijyen koşullarının kolay ulaşılabildiği bir dünyada, “temizlik” bahanesi çok ilkel. Hastalıkları önlediği iddiası yalandır. AİDS ile sünnet arasında bağ kurmaya çalışılsa da AİDS kanla ya da vücut sıvılarıyla bulaşır, önlemenin yolu bilinçlenmekten ve korunmaktan geçer. “Sünnet olanlar ileride penis kanseri vb. hastalıklara yakalanmaz” denilir; bu da yalandır. Kanserle sünnet derisi arasında bir bağ yoktur. Üstelik önleyici tıp bu değildir. Sünneti reddediyorum çünkü ilkel bir gelenek. Ayrıca insanın vücut bütünlüğüne, rızasını almadan, geri dönüşümsüz bir biçimde zarar veriyorsunuz. Bu işlemi de sünnet olacak kişinin çocuk ya da bebek olmasını kullanarak yapıyorsunuz.Zorla, kandırarak vücudunun bir kısmını kesip atıyorsunuz. Onun vücut bütünlüğüne geri dönülemez, telafi edilemez bir zarar veriyorsunuz. Sonra da bunun adına “ana-baba hakkı” diyorsunuz. Sünnet bir çocuk hakları ihlalidir.”

Dr. Rima Laibow, MD (Psikiyatrist): “Sünnet, anne ile çocuk arasındaki temel güvenin gelişmesinin önünde çok büyük bir engeldir.”

Dr. Ronald Goldman (Ph.D. Psychological researcher, Circumcision Resource Center): “Sünneti hekim yapsa ve sünnet için son kararı baba vermiş olsa da, yeni doğan bebek bu deneyimi anneye bağlar. Araştırmalar, sünnetin anne-bebek bağını olumsuz etkileyebileceğini göstermiştir. “

Prof. Dr. George J. Boyle ( Ph. D. D. Sc.): ” Sünnetin herhangi bir insana yapılmasını tamamen adaletsiz ve insafsızca bir eylem olarak görüyorum. Çocukların sünnet edilmesine şiddetle karşı çıkıyorum. Şuan yasal olmasa dahi sünnet tamamen suçtur. Gerçekte suçtur. En sadist çocuk taciz biçimidir. Çünkü penisteki erojen dokunun kesilmesidir. Bu yapılan adalet değildir ve ele alınması gereken bir konudur. Dünya devletlerinin artık ayağa kalkmaları, medeni cesaret göstermeleri ve yapılan bu acımasızlığı konuşmaları gerekiyor. “

Dr. Ronald Goldman (Ph.D. is a psychological researcher, Circumcision Resource Center): “Şiddet, baskıyı, izolasyon, cinayet, tecavüz ve zorla evlilik içeren kadınlara karşı erkek ihlalleri yaygınlığı ülke tarafından sünnet oranlarını karşılaştırmak mümkündür. Kadınlar için kötü on ülke Afganistan, Irak, Nepal, Sudan, Guatemala, Mali, Pakistan, Suudi Arabistan, Somali ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti vardır. Bu ülkelerin sekizi % 80 aşan bir erkek sünnet oranına sahiptir. İki diğer ülkelerde % 20 ve % 80 arasında bir orana sahiptir. Sünnet oranları ve kadınlara karşı ihlalleri arasındaki ilişki düşük benlik saygısı, öfke, post-travmatik stres bozukluğu, anne-erkek çocuk ilişkisinde bozulması dahil, erkek sünnetinin uzun vadeli psikolojik etkileridir.”

Prof. Dr. George C. Denniston (M.D., M.P.H., founded Doctors Opposing Circumcision) : “Dünya üzerinde erkek sünnetini tavsiye eden bir tane bile ulusal tıbbi topluluk olmadığını biliyor muydunuz? Evet, doğru duydunuz. Hiçbir ulusal tıbbi topluluk erkek sünnetini önermiyor. Neden uygulanmaya devam ediliyor peki? Bazı gelenekler o kadar eskiye dayanıyor ki bilinmesi gerçekten güç. Bazı durumlarda babası sünnetli olduğu için çocuğun babasına benzemesini isteyen aileler tarafından yapılıyor. Bazı aileler bütün çocukların sünnetli olduğunu düşünüyor ve kendi çocuklarının farklı görünmesini istemedikleri için yapıyor. Bazen doktorlar para kazanmak için ailelere tavsiye ediyorlar. Sünnet bir insanın penisindeki sağlıklı derinin yarısının başka bir insan tarafından kesilmesidir. Bunun bir çocuğa/bebeğe yapılması vahşettir. Vahşi ve zalimce bir eylemdir. Neden bu kadar sert ifadeler kullanıyorum? Çünkü sünnet kalıcı hasar verir. Kimsenin bu gereksiz prosedürü rızası olmayan birine yapmaya hakkı yoktur. Sünneti uygulayan kişiler sünnet sonucu bazen problemler çıkabileceğini söylüyorlar. Gerçek ise, her sünnet vakası soruna yol açar.”

Dr. Sears (Pediatri): “Bazı tıbbi yararları olduğunu düşündüğünüz için bebeğinizi/çocuğunuzu sünnet ettirmeyin. Sünnetin yapılmaya değer tıbbi bir yararı yoktur. Sünnet derisi penis başını korur. Doğayı kendi haline bırakın. İster Tanrı’nın isterse doğanın erkekleri bu şekilde yarattığına inanın. Erkeklerin sünnet derisiyle doğmalarının bazı sebepleri olmalı. Tanrı’nın/doğanın yarattığını değiştirmeye çalışmak neden?”

Dr. Thomas J. Ritter (M.D.) : “Sünnet derisi Smegma üretir. Smegma temizdir, kirli değildir, faydalıdır ve gereklidir. Bu sıvının antibakteriyel ve antiviral özellikte oluşu penisi temiz ve sağlıklı tutar. Bütün memeliler smegma üretirler.”

Dr. Georg von Neumann (M.D.) : ” Peniste [Meissner cisimcikleri ] sadece sünnet derisinde ve frenulumda bulunur. Bu tür reseptörler (sünnet derisi yoluyla) vajinanın içini hissederler. Sünnetli erkekler bu çok hassas penis duyusunu kaybetmişlerdir”

199514391_4411460502222169_7723676206678476602_n

Billboardda sünnetsiz erkekten ayrılamayan bir kadın.

Neden erkek sünnet derisi bu kadar önemli?

400px-Circumpendium-2-penis-2-English

Penis vajinaya girdiğinde sünnet derisi geri çekilir. Cinsel ilişki sırasında vajinal duvarların doğal uyarıcısı inner foreskin yeşil, ridged band mor, outer foreskin kırmızı renk. Sünnet derisi, cinsel ilişki sırasında vajinal duvarların doğal bir uyarıcısıdır.

Fransız yazar Michel Herve Bertaux Navoiseau ise şöyle diyor:

“Antik çağlardan beri erkek sünnet derisinin kadın orgazmına katkıda bulunduğu bilinmektedir: Sünnetsiz erkekle sevişen kadın, sünnetsiz erkekten güçlükle ayrılabilir. “

Profesör Debby Herbenick “Sex Made Easy” kitabında kendi kişisel deneyiminden bahsediyor:

“Seks sırasında sünnet derisinin vajinal duvarlarım boyunca hareket ettiğini hissedebiliyordum. Benim için yeni ve harika bir duyguydu. Sünnet derisini hissetmek, vajinal ilişki sırasında orgazmı deneyimlemeyi de kolaylaştırdı. “

Kristen O’Hara, “Sex as Nature Intended It” kitabında şöyle diyor:

“Sünnet derisi, cinsel ilişki sırasında vajinal duvarların doğal bir uyarıcısıdır, bir kadının genel klitoral uyarımını arttırır ve bir kadının daha sık ve daha hızlı orgazma ulaşmasına yardımcı olur.”

Yahudi yazar Maya Melamed’in ” For the Love of a Foreskin” yazısında şöyle diyor:

“Konu Yahudi randevusu olduğunda, benim bile korktuğum bir şey var. Sünnet derisinin olmaması. Yahudi bir erkekle çıkmak, sünnet derisine sahip biriyle birlikte olma şansını

Hareketli sünnet derisinin varlığı, sekste fark yaratır ve kadını daha çok uyarır. Sünnet derisi, cinsel ilişki sırasında vajinal duvarların doğal bir uyarıcısıdır ve bir kadının daha sık ve daha hızlı orgazma ulaşmasına yardımcı olur.

Erkek sünnet derisi kadın orgazmı için gereklidir. Sünnet derisi hakkında kadınların anlattıkları :

1. Kadın

“Sünnet derisi biz kadınlara Tanrı’nın armağanı. Doğal (sünnetsiz) penis içinizdeyken, sonsuza dek orada kalmasını istiyorsunuz. Kendinizi dünyanın tepesinde gibi hissediyorsunuz. Ne demek istediğimi ancak doğal (sünnetsiz) bir erkekle birlikte olduğunuzda anlayabilirsiniz.”

2. Kadın

“Tam (sünnetsiz) penis tam doyurucu seks demek.”

3. Kadın

“Sünnetli eşimle olduğum dönemde, cinsellikten doyum almama nedenimin sünnetli penis olduğunun farkında değildim. Onunla değil çoğul orgazmı, tek orgazmı bile nadir olarak yaşadım. O da vajinal değil, klitoral orgazm idi.”

4. Kadın

“Doğal (sünnetsiz) erkekle seviştiğinizde doğanın penisi niçin böyle yarattığını anlıyorsunuz. Penis gel gitlerinin kaygan ve erotik hazzını ancak yaşayan bilir. Sünnetli erkek yapay sertlikte ve kuru oluyor.”

5. Kadın

“Sünnetli erkekte cinsel birleşme uzadığında kuruduğum için bir an önce bitmesini istiyordum. Sünnetsiz erkekte ise birleşme uzadıkça haz okyanusuna dalıyorum.”


10 Türk kadınından 9’u cinsel ha

Türk kadınları orgazm olamıyor.

türk kadınları

Türk kadınları yatakta mutsuz!

“14 ülkede yapılan cinsellik ve modern kadın araştırmasının sonuçlarına göre dünyada cinsel yaşamından en az memnun olan kadınlar, Türk kadınları.”

mutsuz

“Türk kadını cinsel açıdan mutsuz”





Amerikan Sünnete Karşı Doktorlar (Doctors Opposing Circumcision, DOC) Birliğinin görüşleri

Halen gittikçe artan sayıda doktor rutin yenidoğan sünnetine karşıdır. Bu doktorlar kimsenin, bir başkasının cinsel vücut parçalarını zorla almaya hakkı olmadığını kabul eder. Ayrıca doktorların da, çocuklar üzerinde uygulanan bu acı verici, tıbbi açıdan gereksiz prosedürde yeralmamaları gerektiğine inanırlar.

Rutin sünnetler yalnızca Altın Kuralı ihlal etmekle kalmaz, aynı zamanda tıbbi uygulamaların temel ilkesi olan “İlk Önce Zarar Verme” ilkesini de ihlal eder. Şaşırtıcı şekilde, sünnet, A.M.A. Ahlak Kuralları’nın yedi maddesinin hepsini de ihlal eder.

Ana-Babanın doktora , ne zaman ve nasıl uygulamada bulunacağını söylediği garip uygulama tııbın başka hiçbir yerinde yoktur. Çağdaş tıbbi etiğe göre, ana-babanın çocuklarının yararına olmayan müdahalelere izin verme yetkileri yoktur.

“Korku, acı, şekil bozma, güçten düşürme ve aşağılama insan ruhunu kırmaya çalışmanın tipik yollarıdır. Sünnet hepsini içerir.”

Geoffrey T. Falk tarafından çeşitli kaynaklardan derlenen bilgiler

Sünnet Nedir?

Sünnet, penis başını kaplayan mukozal dokunun ve deri tabakasının cerrahi olarak kaldırılmasıdır. Bu çifte tabaka daha çok sünnet derisi (penis üst derisi) olarak bilinmektedir

Anne-Babaları konu hakkında mümkün olduğunca bilgilenmeye davet ediyoruz. İşlemin kendisinin cerrahi risklerinin farkında olmalıdırlar. Doktorunuzla adım-adım süreç hakkında konuşun. Eğer mümkünse, işlemi yapılırken (hastane vs. yerde ) kendiniz izleyiniz, ve nasıl bir şey olduğunu öğreniniz.

International Coalition for Genital Integrity, sünneti “birinci dereceden cinsel açıdan sakatlayıcı operasyon” sınıfına sokmuştur.

Sünnet Derisi ne işe yarar?

Sünnet Derisinin üç işlevi vardır : cinsel işlevi, koruyucu işlevi, ve duyarlılık işlevi

Doğum sonrasında genellikle sünnet derisi penise yapışık haldedir. Daha sonra kendiliğinden ayrılır. Bebeğe bez bağlandığı bu dönemdeki işlevi , penisi tahrişten ve yaralanmalardan korumaktır. Hayat boyunca da penis başını yumuşak ve nemli tutarak travma ve yaralanmalardan korur.

Sünnet derisindeki mukoza ve frenulum gibi belirli bölgeler; özellikle hassas dokulardan oluşmuştur ve cinsel zevke katkıda bulunurlar. Buradaki özelleşmiş sinir uçları, cinsel zevki ve kontrolü arttırır.

İç deri, doğrudan penis başı ile temas halinde olan mukoza tabakasıdır. Ağzın içindeki yüzey gibi olan bu tabaka, yapı, incelik özelliği, ve rengi bakımından üst-derinin (sünnet derisinin) geri kalanından farklıdır.

Frenulum, penisten gelen ve üst-derinin iç yüzeyine eklenen özellikle hassas olan ince bir zardır.

Ayrıca, üst-derinin iç tabakası ve genel penis derisinin kesişimi olan özel bir bölge daha vardır. Bu bölgenin üst-derinin hareketini sağlayan özel kasları vardır. Buradaki dokunma duyusu, dudaklarınki kadar gelişmiştir.

Sertleşmiş halinde penisin üstderi içinde hareket edebileceği geniş bir alan vardır. Penis bu alan içerisinde hareket edebilir, ve tahriş olmaktan, yapay kayganlaştırıcılara duyulan ihtiyaçtan kurtulur. Penis başı ve üst-deri doğal olarak birbirlerini uyarırlar. Warren ve Bigelow, penis üst-derisinin cinsel ilişki sırasındaki görevlerinden bazılarını açıklamışlardır.

circumcision

Solda sünnetsiz- sağda sünnetten 5 yıl sonra nasırlaşmış ve duyarsızlaşmış cinsel organ baş kısmı, Stratum Corneum dediğimiz, nasır dokusudur.

Sünnet edilmiş bir erkeğin kadının klitorisine eşdeğer olan kısmı olan baş-glans-bölgesi, yıllar geçtikçe tamamen nasırlaşır ve duyarlılığı gittikçe azalır.

Paul M. Fleiss, MD, MPH, University of Southern California Medical Center’da yardımcı klinik pediatri profesörüdür. Ulusal ve uluslararası tıbbi dergilerde yayınlanan pek çok makalenin yazarıdır

Sünnet Nasıl Zarar Verir?

Sünnetin “tıbbi yararları”(!) hakkındaki tartışma, nadiren sünnetin gerçek sonuçlarına değinir.

Sünnet Köreltir: Kesilen deri miktarına bağlı olarak, sünnet, erkeği penis derisinin %80 kadar veya daha fazlasından mahrum bırakır. Sünnet derisinin uzunluğuna bağlı olarak, onu kesmek, penisi %25 veya daha fazla kısa yapar. Özenli anatomik araştırmalar göstermiştir ki, sünnet bir metreden fazla damar, arter, ve kılcal damarları, 80 metreye yakın sinir uzunluğunu, ve 20,000’den fazla sinir ucunu yok eder. Üst-derinin kasları, bezleri, mukoz tabakası, ve epitelyal dokusu da bunların yanında tabii ki yok olmuştur.

Sünnet Hissizleştirir: Sünnet penisi radikal bir şekilde hissizleştirir. Üst-deri (sünnet derisi) amputasyonu, üst-derinin kendisindeki zengin sinir ağını ve sinir alıcılarını yok etmek anlamına gelir. Sünnet, neredeyse her zaman frenulumu ya yok eder ya da büyük zarar verir. Koruyucu üst-derinin kaybedilmesi glansı hissizleştirir. Sürekli dışarda kalan glansı (penis başı) kaplayan membran şimdi sürekli aşınma ve irritasyon ile karşı-karşıya olduğundan keratinleşir, sert ve kuru olur. Normal, sağlam bir peniste, mukoz zarın tam altında olan glanstaki sinir uçları, şimdi birbiri üstüne oluşan keratin tabakalarının altına gömülmüştür. Köreltilmiş glans(penis başı) şimdi donuk, gri ve sklerotik bir görünüm alır.

Sünnet Etkisiz Kılar: Sünnet ile büyük miktardaki penis derisinin amputasyonu, geri kalan deriyi kalıcı olarak hareketsiz hale getirir. Bu hareket kaybı, glansın normal olarak uyarıldığı mekanizmayı yok eder. Sünnetli penis sert hale geldiğinde, geri kalan hareketsiz hale gelmiş deri gerilir, bazen bu o kadar sıkı olur ki tüm penisi kaplamaya yetmez. Normalde penis gövdesi üzerinde kıl yoktur, ama bu şekilde, torba vs. üzerindeki kıllı deri de penise kadar çekilir. Cerrahi olarak dış ortama maruz hale getirilen glansın mukozası sebaceous bezlerini içermez. Üst-derinin emolyantları ve koruması olmadan, galns(penis başı) kurur, çatlamaya ve kanamaya meyilli hale gelir.

Sünnet Şekli Bozar: Sünnet, penisin görünüşünü büyük ölçüde değiştirir. Normalde bir iç organ olan glansı, kalıcı olarak bir dış organ haline getirir. Sünnet üst-deriyi yırtmayı gerektirdiğinden, glansın da bazı parçaları kopabilir. Üstderinin parçaları ham glansa yapışabilir ve yerinden kopmuş, sarkan deri parçaları ve köprüleri oluşturabilir. Yara oluşumuna ve kesilen deri miktarına bakarak, sünnetli deri kalıcı olarak eğik bir hal alabilir, ya da sertleşme sırasında eğilebilir. Yara dokusunun büzülmesi, penis gövdesini karnın içine doğru çekebilir, bu da gerçekte penisin kısalması, hatta bazen tamamen kaybolması anlamına gelir.

Sünnet Dolaşıma Zarar Verir: Sünnet, penis derisindeki ve penis başındaki normal kan dolaşımını bozar. Ana penis arterlerine akmak isteyen kan, yarma noktasındaki yara dokusu ile engellenir, bu da kanın daha ilerdeki diğer kılcal damarları beslemek yerine geri doğru akmasına neden olur. Kandan yoksun olan olan meatus büzülüp yara oluşturabilir, bu da idrar akışını engeller. Meatal Stenosis denen bu durum, genellikle düzeltici cerrahi müdahale gerektirir. Bu hastalık neredeyse tamamen sünnetli çocuklara özeldir.

Sünnet, aynı zamanda lenf kanallarını da keser, lenfin dolaşımı bozulur ve bazen lymphedema denen, penisin geri kalan derisinin, sıkışıp kalan lenf ile dolup şiştiği, acı verici ve şekil bozucu rahatsızlık ortaya çıkar.

Sünnet Gelişen Beyne Zarar Verir: Önde gelen tıbbi dergilerde yayınlanan yeni yapılan çalışmalarla ilgili makaleler, sünnetin, beyin üzerinde, gelişen beyin merkezlerini olumsuz yönde etkileyerek, uzun süreli zararlı etkileri olduğunu söylemektedir. Sünnetli erkeklerin sünnetsiz erkekler ya da kızlara göre daha düşük bir acıya dayanma eşikleri vardır. Gelişim nörofizyolojisti Dr. James Prescott, sünnetin daha derin ve daha ciddi nörolojik zarara yol açmış olabileceğini de söylemektedir.

Sünnet Hijyen ve Sağlık Dışıdır : Sünnet hakkında en yaygın olan efsanelerden biri, sünnetin penisi daha temiz ve bakımı daha kolay yaptığıdır. Bu doğru değildir. Gözkapakları olmadan gözler daha temiz olmaz, penis de üstderi olmadan daha temiz olmaz. Yapay olarak dış organ haline getirilen glans (penis başı) ve meatus, kire ve aşınmaya sürekli açık haldedir, bu da sünnetli penisi daha kirli yapar. Koruyucu üstderinin kaybolması, üriner yolu bakteri ve viral patojenlere karşı korumasız bırakır.

Sünnet yarası pek çoklarının sandığından daha büyüktür. Bu yalnızca geri kalan derinin iç ve dış birleşme noktaları değildir. Sünnet olmadan önce bir bebeğin üstderisi penis başında ayrılmalıdır, tam anlamıyla söylemek gerekirse, bu canlı canlı derisini yüzmek, yırtmaktır. Bu da geriye kanayan, geniş ve açık bir alan bırakır. En iyi ihtimalle, bu geniş alan yalnızca bir çeşit proto-mukoza tarafından korunmaktadır. Hastalık yapıcılar bu açıklıktan kolaylıkla içeri girebilirler.

Sünnet Her Zaman Risklidir: Sünnet her zaman ciddi, hatta trajik sonuçları olan bir müdahaledir. Cerrahi komplikasyon oranı 500’de birdir. Bu komplikasyonlar kontrol edilemeyen kanama ve ölümcül enfeksiyonları içerir. Sünneti takip eden kangren ile ilgili pek çok yayınlanmış olay vardır. Staphylococcus, Proteus, Pseudomonas gibi hastalıklı bakteriler ve diğer koliformlara, hatta tüberküloza ve ölüme götürecek diğer enfeksiyonlara yol açabilir.

Sünnet Annelere Zarar Verir: Bilimsel araştırmalar sürekli bir şekilde göstermiştir ki, sünnet bir çocuğun davranışsal gelişimini bozar. University of Colorado Tıp fakültesinde yapılan çalışmalarla sünneti olan bebeklerin non-REM uykularının rahat olmadığı belgelenmiştir. Sinir yollarına karşı yapılan ve dayanılmaz bir acı veren uzun bombardımana karşı sünnetli bebekler bir yarı-koma durumuna girerler. Bu koma günler, hatta bazen haftalar sürebilir.

Sünnet, Hasta ve İnsan-Haklarının Bir İhlalidir: Hiç kimsenin, bir başkasının cinsel organlarını, o kişinin tam olarak bilgilendirilmiş rızası haricinde kesmeye hakkı yoktur. Sonuçlara katlanacak olan çocuk olduğuna göre, sünnet onun hem tedaviyi reddetme hem de alternatif tedaviler arama hakkının bir ihlalidir.

Orgazm

Erkek ve kadının birleşmeden cinsel haz almaları; seksi bir görev gibi sadece boşalmak için yapmaları değil. boşalmak başka orgazm başkadır. Ne çok erkek ikisini aynı şey sanıyor.
Doğal penisi olan erkekle birlikte olan kadınlar,sünnetli erkeklere göre beş mislidaha fazla vajinal orgazm ve çoğul vajinal orgazm yaşıyorlar

Sünnetle Ne Kaybedilir
Gary L. Harryman
Bir bebeğin doğal ve sağlıklı penisi sünnet edildiğinde sonsuza dek ne kaybedilir?

Dartos Fascia adındaki ısıya duyarlı yumuşak kas tabakasının yaklaşık olarak yarısı.
Bağışıklık sisteminin bir parçası olan özelleşmiş Epitelyal Langerhans hücreleri;
İçinde dorsal sinirin uzantıları da olan yaklaşık olarak 75 metre uzunluğunda mikroskobik sinir.
Yavaş hareketleri, sıcaklıklardaki düşük oynamaları, ve yüzeydeki ince farklılıkları hissedebilen, çeşitli tipte 10,000 ile 20,000 arasında özelleşmiş erotojenik sinir uçları. Bu kayıp üst derideki (sünnet derisi) en önemli duyusal alıcılar olan Maysner yuvarlarının da (meissner’s corpuscles) binlercesini içerir.
Amacı ve değeri henüz tam olarak anlaşılmamış olan estrojen alıcıları.
Hareketli penis derisinin %50’sinden fazlası; penis başının penisi kurumadan, aşırı sürtünme ve tahrişten, ve keratinleşmeden koruyan çok amaçlı kaplaması. Penis başının keratinleşmesinin zarar verici cinsel sonuçları henüz araştırılmamıştır.
Yumuşak sırtların frenar bantları (the frenar band of soft ridges); insan vücudunda en fazla zevk yaratan bölge. Yoğun olarak sinirlerle bezenmiş olan bu bölgenin kaybedilmesi, geri kalan penisin hassasiyetini normal bir deri tabakasının hassasiyeti ile aynı hale indirir.
Anne sütü ve plazma hücrelerinde de bulunan, bağışıklık antikorlarını, antibakteriyel ve antiviralleri salgılayan, yumuşak mukozanın bağışıklık savunma sistemi.
Lenfatik kanallar; bunların kaybı vücudun bağışıklık sistemi içerisinde lenf akışını olumsuz yönde etkileyebilir.
Frenulum; glansın aşağı kısmında, “V” şekilli, ağ-görünümlü, genelde üst-deri ile birlikte kesilen veya zarar görerek işlev göremez hale gelen çok duyarlı bir yapı.
Feremonları salgılayan iç üstderinin “apokrin bezleri“. Feromonların kaybının yol açtığı sonuçlar henüz araştırılmamış olmakla birlikte, olası cinsel eşlere sessiz, görünmeyen, ama güçlü sinyaller yolladığı sanılmaktadır
Penisi nemlendirip kayganlaştıran ectopic sebaceous bezleri.
Gerekli “kayma” mekanizması. Eğer açılır ve düz olarak yayılırsa, ortalama yetişkinin üstderisi 104 santimetrekare yer kaplar.(yaklaşık olarak bir posta kartı kadar) Kendi kendini kayganlaştıran ve hareketli olan bu deri, penise kendi içinde kayma özelliğini kazandırır; bu da vajinayı kurutmadan, yapay kayganlaştırıcılara ihtiyaç duymadan cinsel ilişkiyi sağlar.
Glansın pembe-kırmızı-koyu mor arasındaki rengi. Glans normalde tıpkı dil gibi bir iç organdır.
Penis çevresinin önemli bir kısmı. Gevşek üstderinin penise kazandırdığı önemli bir hacim vardır. Bu da sünnetli penisi, sünnet edilmemiş penise göre oldukça ince yapar
Sünnet sırasında üstderiyi penise bağlayan doku yırtılarak koparıp atıldığı için, sertleşmiş penis uzunluğunun 2.5 cm kadarı da kaybolur. Bu paylaşılan zar, üst deri ve glansı penis gelişirken sıkıca birbirine bağlar. Onu koparmak glansa zarar verir; ham, enfeksiyona, sürtünmelere ve tahrişe açık hale getirir. Bu durum penisin büzülüp ufalmasına neden olur.
Frenular atardamar ve dorsal atardamarı da içeren metrelerce uzunluğunda damar. Bu yoğun kan dolaşımının kesilmesi, penisin gövdesine ve glansına yeterli kan akışını sınırlar, bu da açık bir şekilde penisin doğal işlevine ve gelişimine zarar verir.
Her yıl pek çok erkek kötü operasyonlarda ve enfeksiyonlarda penislerini kaybederler. Bazı durumlarda bu da yapay olarak hormon vs, ile cinsiyetin değiştirilmesine yol açar ve erkekler kadın olarak yaşamaya zorlanırlar.
Her yıl pek çok erkek tıbben gereksiz sünnet operasyonlarında hayatlarını kaybederler. Bu ölümler milyar dolarlık sünnet endüstrisi tarafından saklanır.
Henüz bilimsel olarak kanıtlanmamasına rağmen, penis ile vajinanın mukozal dokusu arasında gerçekleşen elektrik transferi orgazmın oluşumuna yardım eder. Sünnet ile erkekteki mukozal tabakanın kaybedilmesi, bunu engeller.
Gary L. Harryman 14 Şubat 1999

Sünnet Olanlar Anlatıyor

55 yaşında sünnet olan Douglas MacArthur, deneyimini şöyle aktarmaktadır:

“Sünnetten önce cinsel ilişkiye girmek otomatik vitesli, lüks bir araba sürmek gibiydi. İstediğim yere kolaylıkla gidebiliyordum. Sünnetten sonra ise küçük, güçsüz, sıkışık ve düz vitesli bir araba kullanıyor gibiyim. Herhangi bir yere ulaşmak oldukça zaman alıyor. Rahatlıkla söyleyebilirim ki penisim hassasiyetinin %90’ını kaybetti.”

26 yaşında sünnet olan Rick Thomas, bunu esprili bir dille şu şekilde aktarmaktadır:

“10 üzerinden puan verecek olursam, sünnetsiz halimle cinsel aktiviteden aldığım zevk 11 veya 12 puan alırdı. Sünnetli penisim ise 3 puan alırsa şanslıdır. Doğuştan sünnetli erkekler neler kaçırdıklarını bilebilselerdi hastanelerin altını üstüne getirir ve oğullarının bu saçmalığa kurban gitmesine izin vermezlerdi.”

Şu anda “Ben sünnetli bir erkek olarak cinsel yaşamımdan memnunum” diyorsanız, yüzde 20 hazzın keyfini sürüyorsunuz ve bunun çok iyi olduğunu düşünüyorsunuz.

Bu kişiler doğduktan hemen sonra ya da çocukken sünnet edilenlerdir. Cinsellik azda olsa haz vericidir ancak doğanın yarattığı şekliyle kalmış olmanın yaratmış olacağı farkı bilemezler. Bu yüzden herhangi bir farkı ayırt etme sanşları hiç bir şekilde yoktur. Sünnetin hayat boyu verdiği bir diğer rahatsızlık da glansın gün içersinde iç çamaşıra sürekli sürtünme durumudur beyin bu duyguyu yıllar sonunda bilinçaltında bastırır ( ancak buna rağmen yinede bu rahatsızlık tecrübe edilir. ).

Kastrasyon Kompleksi

Çocukların sünnet edilmeleri, ileri yaşlarda cinsel hayatlarını olumsuz etkiler. Sünnet çocuklarda, “kastrasyon kompleksi” adı verilen bir takıntıyı sebep olur. Bu da, psikoseksüel gelişim döneminde derin izler bırakır. İleriki yıllarda, “ejekülasyon pirecokcks” dedilen erken boşalmaya sebep oluyor. Erken boşalma yaşayan erkekler, kadınlarda vajinal orgazm yetersizliğine ve dişi gücüne ulaşamamasına yol açıyor.

capture-20160917-014635-vert

capture-20160917-013800-vert

capture-20160917-013428-vert

capture-20160922-003806-vert

capture-20161210-002407-vert

Doğal penisi olan erkekle birlikte olan kadınlar, sünnetli erkeklere göre beş misli daha fazla vajinal orgazm ve çoğul vajinal orgazm yaşıyorlar.

Cinsel ilişki esnasında, doğal penisli erkek, kadına doğal cinsel ilişkinin hazzını yaşatıyor. Sünnet iki taraf için de zevki büyük ölçüde azaltıyor. Sünnet derisinin koruyucu özelliği, doğal penis başını daha kaygan hale getiriyor. Penisin tek hareket eden bölümü olan üst deri bu özellikleriyle vajinaya yumuşak, kaygan, âdeta hipnotik bir giriş yapıyor. Doğanın amaçladığı şey, erkek ve kadının birleşmeden cinsel haz almaları; seksi bir görev gibi sadece boşalmak için yapmaları değil. Boşalmak başka, orgazm başkadır. Ne çok erkek ikisini aynı şey sanıyor.

Sünnetli erkeklerle seks yaparken kadınlar çok daha fazla rahatsızlık, kızarma, acı, yanma hissediyor ve tahriş oluyor. Sünnetli erkeklerde erken boşalma çok daha sık görülüyor. (Sertleşmeyi sağlayan, kan dolaşımıdır. Sünnette çok miktarda kan damarı ve kılcal damar yok olur.)

Anatomik olarak tam ve bütün erkek vajinada âdeta kayıyor, aynı zamanda üstderiden oluşan kendi “yatağında” tıpkı kaplumbağanın boynu gibi ileri geri hareket edebiliyor. Bu da vajina duvarlarında basıncı değil ama sürtünmeyi azalttığı için tahrişi ve kurumayı önlüyor. Ayrıca sünnetli erkekte kaybolan reseptörler (corpus cavernosa ve corpus spongiosum) hem orgazm için penis başı tarafından basıncın yeterince hissedilmesini önlüyor hem de ne zaman geri çekileceğinin ne zaman boşalacağının sinyallerini almaktan da erkeği mahrum ediyor. Sünnetli erkek birleşmede daha sert, derin ve uzun girişlerle orgazm olmaya çalışırken, sünnetsiz erkek daha kısa ve yumuşak giriş çıkışlarla klitorisle daha yakın temasta oluyor. Bu da hem erkek hem kadın için daha fazla zevk demek.

Sünnetin Komplikasyonları
• Kanama • Yetersiz sünnet • Enfeksiyon • Deri altına kan toplanması • Ciltte veya penisin tamamında gangren gelişmesi • Normal delikten başka yeni idrar deliğinin meydana gelmesi • Ağrının fazla olması • Peniste eğrilik meydana gelmesi • Penisin sadece ucunun görüldüğü gömülü penisin oluşması • İdrar çıkış deliğinin daralması (meatal darlık) • Penisin bir kısmının kesilmesi • Şekil bozukluğu • Bulaşıcı sarılık • Kalıcı sakatlık • Tam penis kaybı • Kötü nedbe dokusu.

Sünnetli erkeklerde ilerleyen dönemlerde bazı hastalıkların görülme ihtimali artmaktadır. Bunlar arasında:

– Meatal stenoz: İdrar kanalının daralıp kapanması hastalığıdır. Normalde erkeklerin %0.9’unda görülmekteyken, sünnetlilerde bu oran %9-10’a kadar çıkmaktadır.
– Üriner Retensiyon (İsküri): İdrar yapamama hastalığıdır.
– Venöz stasis: Penis damarlarında kan akışının yavaşlaması hastalığıdır. Ön derinin kesilmesiyle damarların ortadan kaldırılması, bu hastalığa yakalanma riskini arttırmaktadır.
– Gömülü Penis: Penisin ereksiyon sırasında bile dışarıya çıkamamasına sebep olan hastalıktır. Ön derinin kesilmesiyle penis başının hareketi “özgürleştirilmiş” sanılmaktadır, ancak alt derinin iltihabı veya hasarı, penis hareketine engel olmaktadır.
– Adhezyonlar: Penis etrafındaki deri, ön derinin kesilmesine cevaben genişleyebilir ve penis başını kapatacak şekilde kaynaşabilir.
– Deri Köprüleri: Ön derinin kesilmesiyle birlikte salgıların azalması derinin penis başına veya penis şaftına yapışmasına ve köprüler oluşturmasına sebep olabilir. Bu da ağrıya ve acıya sebep olabilir.
– Acılı Ereksiyon: Genellikle köprü oluşumu ve ön derinin salgılarının kesilmesinden ötürü katılaşma-kuruma durumlarından ötürü erekte olurken acı duyulması durumu gerçekleşebilir. Sünnetli erkeklerde ereksiyon sonrası ağrıların da daha fazla olduğu tespit edilmiştir.

Every mammal on this planet is born with a foreskin – including HUMAN FEMALES.

Bu gezegendeki her memeli bir sünnet derisiyle doğar – İNSANLARIN DİŞİLERİ dahil.

On females the foreskin is clitoral hood, which keeps the clitoris soft, moist and sensitive: in other words FUNCTİONAL.

Kadınlarda, sünnet derisi klitorisi yumuşak, nemli ve hassas tutan klitoral başlıktır: diğer bir deyişle FONKSİYONEL.

Erkek ve Kadınlarda sünnet Derisi

Sağlıklı her erkek ve kadının sünnet derisi (foreskin) vardır. Sünnet derisi kadınlarda klitorisi korur, erkeklerde ise penisi. Sünnet derisi, insan cinsel anatomisinin önemli bir parçası olarak işlev görür. Göz kapakları gözleri nasıl korursa, sünnet deriside cinsel organı korur.

Genital organlar kızlarda ve erkeklerde doğumda tam anlamıyla gelişmemiştir. Evet, bütün parçalar ordadır fakat o parçalar seksüel olarak tamamlanmamıştır. Kızlar ve erkekler alttaki cinsel organla kaynaşmış bir üst deriyle doğarlar. Kızlarda bu klitorisle kaynaşmıştır, erkeklerde ise penis başıyla. Cinsel organlar yaşla ve seksüel olgunlukla açılan bir gül gibidir. Bir kızın ya da erkeğin üst derisini geri çekmek için asla bir müdahale olmamalıdır. Genelde biz zaten bunu kızlarda denemeyiz ama çoğu insan, bir erkeğin de üst derisini rahat bırakmanın önemini anlayamaz. Üst deriyi geri çekmek yırtılmaya, kanamaya, enfeksiyona ve daha ciddi komplikasyonlara sebep olabilir.

Üst deri altta yatan cinsel organı idrardan, dışkıdan ve diğer patojenlerden korumak için cinsel organa yapışık durumdadır. Kızlarda doktorun üst deriyi geri çekmesi ile ilgili endişe duymazsınız fakat erkek çocuklarında bu gerçek bir tehlikedir. Hastanede yeni doğan bebeğinizden ayrılmayın. Eğer muayene için yanınızdan ayıracaklarsa ailenizden birini beraberinde gönderin. Üst derinin hiçbir şekilde manipüle edilmemesi gerektiğini açıkça belirtin. Doktorunuza bunu, kendisi bebeğin bezini değiştirmeden söyleyin.

Gereksiz gibi görünebilir, fakat doktorların ‘altta yatanı’ görmek için genel bir merakı vardır. Doktorunuzun oğlunuzun üst derisini manipüle etmesi için herhangi bir sebebi ve orada görecek hiçbir şeyi yoktur.

Çocukluk ve ergenlik boyunca oğlunuz üst derinin penis başından ayrıldığı normal bir ayrılma süreci içine girecektir. ‘’Ayrılma’’ her çocuk için farklıdır ve farklı yaşlarda meydana gelir. Bu zaman zarfında biraz rahatsızlık hissi, kaşınma, batma, biraz kızarıklık, biraz şişme vb. görülebilir. Bunların hepsi normaldir ve kendiliğinden çözülür.

Oğullarının irite olmuş, kızarık, hafifçe şişmiş penisiyle ilgili endişelenen birçok aileyle karşılaştım. Bu şikayetlerin %97’si ‘normal ayrılma’nın meydana gelmesi sonucudur. Bazı erkek çocukları bunların hiçbirini tecrübe etmezler ama çoğu çocuk bu belirtilerden birini, özellikle 2-5 yaş arasında cinsel organlarını elleriyle keşfetmeye başlamalarıyla , yaşar. Artarak kötüye gitmediği, aşırı derecede şişmediği, çocuğun ateşinin çıkmadığı durumlar hariç endişe edilecek bir şey yoktur(bakteriyel enfeksiyonlar çok nadir görülür ve genellikle üst derinin zorlamayla geri çekilmesi veya penise alınan bir yara sonucu meydana gelir). Normal ayrılmanın belirtileri , genellikle 48 saat içinde kendiliğinden çözülür. Doktorların sünnetsiz çocuğun gelişimiyle ilgili çok az şey bildikleri göz önüne alınırsa, beklemek ve kendiliğinden iyileşmesine izin vermek akıllıcadır. Siz de oğlunuza belki ”özel” iyle ilgili daha nazik olması gerektiğini hatırlatmak istersiniz.

Eğer oğlunuz üst derinin penis başından ayrılmasını erken bir yaşta tecrübe ederse, bu kısımların kırmızı ve nemli olduğunu fark edersiniz. Bu NORMALDİR. Sünnetli bir çocuktan farklı olarak sünnetsiz bir çocuğun penis başı bir “iç” organdır. Üst deri penis başını koruduğu için ona kırmızı bir görünüm veren kan akışı yüzeye çok yakındır. Üst deri çok damarsal bir bölgedir (dudaklar gibi) ve bu da ona daha kırmızı bir görünüm verir.

sunnet-idrar-yollari-enfeksiyonu

Sünnet ve İdrar Yolları Enfeksiyonu

Anne sütü ile beslenme, İYE’lerin önlenmesinde merkezi bir rol oynar. Anne sütü bebekler için doğal bir antibiyotiktir. Araştırmalar anne sütünün idrar yolu enfeksiyonuna karşı koruyucu etkisi olduğunu göstermiştir.

Sünnet sonrası İYE ile ilgili yapılan bir kaç araştırma, ve cerrahinin olası mevcut İYE’leri kötüleştirme ihtimali, yenidoğan sünnetinin aleyhindeki buluşlardır. Nitekim, İsrail’de yapılan birkaç araştırma, sünnet sonrasında İYE oranlarında artma tespit etmiştir.

İdrar yolu enfeksiyonunun en önemli nedeni, “E.coli” mikrobunun idrar yollarına bulaşmasıdır. Hijyenik kurallara dikkat edilmemesi, genital bölgenin temiz tutulmaması, bez kullanımı, dışkılı bezlerin hemen değiştirilmemesi, ishal ve pişik gibi durumlarda mikropların idrar yollarına girişinin kolaylaşması, bu hastalığın nedenleri arasındadır.

İdrar yolları enfeksiyonu (İYE) idrar yollarının bakteriyel enfeksiyonudur.(böbrekler, üreterler, mesane ve idrar yolu) İYE’ler genelde idrar yolununun doğuşsal bozuklukları ile bağıntılıdır. Bu enfeksiyonlar, eğer tespit edilmezlerse zararlı olabilir, ve kalıcı böbrek hasarına yol açabilirler. Ne var ki, genelde antibiyotikler ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilirler.

Çalışmalar, bebeğin bağışıklığının olmadığı Escherichia coli (E. coli) bakterisinin, sünnetli veya üstderileri zorla geri çekilen bebeklerin glansında (penis başı) kendine yer bulabileceğini göstermektedir. E. Coli, insan derisinde en çok bulunan bakteri olmasına rağmen, hastanelerde bulunan türler, özellikle kötücül yapıdadır. İYE’ler, kız bebeklerde, genelde kolonda ortaya çıkarlar, erkek bebeklerde ise, genelde dış ortamlardan kaynaklanırlar, bu da erkekler için bu tür enfeksiyonların iatrojenik(hastane kaynaklı) olduğunu düşündürür. Zamanından önce üstderinin geri çekilmesi, ve sünnet, bebekleri İYE’na yol açabilen E. Coli bakterisi ile karşı karşıya bırakabilir.

E. coli bakterisinin bebeğin glansına bağlanabilmesi için, sünnet veya, bağlı üstderinin çekilmesi gibi bir giriş yolu bulması gerekir. Sünnet edilmemiş bebeğin, sünnetli bebeğin sahip olmadığı iki aşamalı koruma zırhı vardır: çocuk idrar yaptığında kapanan prepusyal büzgen kas, ve korunan meatus (üriner açıklık).Sünnetli bebekte ise meatus açık veya inflamedir. Buna ek olarak prepus altı nem, antibakteriyel özelliği olan lizozomları barındırır Anne sütüyle beslenen bebeklerin idrarında salgılanan oligosakkaridler, patojenlerin üroepitelyal dokuya yapışmasını engeller.

Mother holding her crying baby isolated

Sağlam (sünnetsiz) bir çocuğun aslında idrar yolları iltihabı sorununu yaşama olasılığının, sakatlanmış (sünnetli) bir çocuğa göre daha düşük olduğu biliniyor. Üstderi, glansı idrardan ve dışkıdan korur. Eğer üstderi sünnet ile kesilirse, idrar yolları, enfeksiyona daha açık hâle gelir.

Hem dişi ve hem erkek memeli hayvanların genitalinde smegma oluşur. Erkeklerde, smegma üretilir ve üst-deri altında toplanır; kadınlarda, bu klitoris etrafında ve labia minora kıvrımlarında toplanır. Her iki cinsiyette smegma üretir.

Bir çocuğun üstderisi altındaki beyaz peynirimsi salgı, smegma diye adlandırılır. Smegma temizdir, faydalıdır ve gereklidir. Anti bakteriyel ve anti viral özellikleri genitali temiz, sağlıklı tutar. Bütün memeliler smegma üretir. Dr. Thomas J. Ritter, bunun önemini şu yorumu yaparak belirtmiştir: “Hayvanlar dünyası smegma olmadan herhalde varolamazdı.” Smegmanın Latince “deterjan” anlamına gelmesi ilginç değil mi?

Yetişkinlerde , smegmanın periyodik olarak yıkanması gerekir ama tahriş edici sabundan kaçınılmalıdır.

Smegma denilen ve bu deriden salgılanan peynirimsi maddenin içinde lizozin adlı bir enzim bulunuyor. Bütün vücut deliklerini (ter, yağ ve salgı bezlerini) çevreleyen mukoza vücudun ilk savunma duvarıdır. Üstderideki bezler, lizozim gibi anti bakteriyelleri ve anti viralleri üretir; virüslerle ve bakterilerle savaşan savunmacı askerlerimizdir. Lizozim aynı zamanda gözyaşında ve anne sütünde de bulunur. (Bu nedenle ağladığımızda hem rahatlar hem de stresin yarattığı hastalıklara karşı güçleniriz. Anne sütünün bağışıklığı güçlendirici etkisi zaten biliniyor.) Sünnet derisinde, yumurtalıklardakine benzer kas fiberleri vardır. Bunlar, idrarın geçmesine izin veren ama yabancı maddelerin içeri girmesini engelleyen, tek yönlü geçiş veren valflar gibi işlev görür. Erkek, ergenliğe yaklaştığında bu kas fiberleri sayıca azalıp yerlerini elastik fiberlere bırakırlar; ta ki iki fiber türü, cinsel ilişkide üstderinin (prepusun) hareketine izin verecek bir dengeye ulaşıncaya kadar. Üstderi, ayrıca, mikroplara karşı bir ilk savunma engeli olduğu düşünülen bağışıklık hücrelerine de sahiptir. Dolayısıyla sünnet, erkeği, doğanın kendisine bahşettiği bütün bu avantajlardan mahrum kılar.

Sünnetli erkeklerin, AIDS’e yakalanma riski daha fazladır.

1855’ten 1997’ye dek bu başlık altında yayımlanan bütün yazıları inceleyen Dr. Van Howe şu sonuca varır: “Bugüne kadar cinsel yolla bulaşan hastalıklar üzerinde sünnetin yararlı etkisini gösteren bir araştırma olmamıştır. Tam aksine veriler, sünnetli bir erkeğin cinsel hastalıklara yakalanma açısından daha büyük risk altında olduğunu göstermektedir.

Sünnet derisinin bağışıklık sistemiyle ilgili fonksiyonu da var demiştik. Smegma denilen ve bu deriden salgılanan peynirimsi maddenin içinde lizozin adlı bir enzim bulunuyor. Anne sütünde de bulunan lizozin işte bu deri tarafından salgılanıyor ve bakterilerin hücre duvarlarına saldırıp onları yok ediyor. Bu salgının AİDS’e neden olan HİV virüsünü öldürdüğü biliniyor. Saygın tıp dergisi Jama’da yer alan araştırmada, AİDS’in bulaşma oranının sünnetli erkeklerde daha yüksek olduğu yazıyor. Birçok araştırma, sünnetin HİV virüsünün bulaşıcılığını artırdığını ve HİV/AİDS’i kadın partnerlerine bulaştırma oranının daha yüksek olduğunu da ortaya koyuyor.

Sünnet olmamış erkeklerde sıfır oranına karşı sünnetli erkeklerde binde 25,4 chlamydia oranı bulunmuştur; herpes oranı da, sünnetlilerde binde 14,9 iken, sağlam erkeklerde binde 8,1 oranına düşüyordu. Sünnet derisinin hastalıklara karşı pek çok immunolojik koruması vardır. Bu mekanizmalar, neden cerrahi olarak sakatlanmış sünnetli erkeklerin daha fazla cinsel hastalıklara yakalanma riski olduğunu açıklar. Kuru mukoz membranlar, doğal olarak nemli olanlara göre enfeksiyona daha açıktırlar. Genital siğiller en çok üstderinin korumasının en zayıf olduğu penis ucunda oluşur.



Sünnet ve Ruhsal Travma

Dr. Freud‘a göre insanın her davranışının, kendi kişiliğinden kaynaklanan nedenleri vardır. Bireyin kişiliğin oluşması bebeklik,çocukluk,gençlik çağlarının toplamından oluşur. Deneyimler davranış modellerini bilinç dışı düzeyde dizayn eder. Nitekim ;Freud’a göre insanın doğuştan gelen iki temel dürtüsü vardır; saldırganlık ve cinselllik.

Dr Sam Harris (Nörolog) :
“Düşünceler ve niyetler, bizim farkında olmadığımız ve üzerinde bilinçli kontrolümüzün olmadığı arka plandaki sebeplerden kaynaklanır. Aslında hiç de sandığımız gibi özgür bir iradeye sahip değiliz.”

Psikoloji ve nörobilim davranışlarımıza yön verdiğini sandığımız bilinçli kararların bilincinde olmadığımız iç (beyinsel) ve dış (çevresel) sebepler tarafından belirlendiğini göstermiştir. Davranışlarımız, düşüncelerimiz, deneyimlerimiz kimyasal, elektriksel bir sinir sistemi ağı içinde ortaya çıkar. Nörobilim ile ilgili çalışmalar bize beyin kimyasında ortaya çıkan çok küçük değişikliklerin davranışta çok büyük değişimlerle sonuçlanabileceğini gösteriyor. Uzun yıllar suçluların beyin ve genetik yapısını inceleyen nörobilim uzmanları suç işleme eğilimini etkileyen üç faktör üzerinde duruyor; genler, beyin hasarı ve çevre koşulları. Düşünecek olursak bu üç faktörde aslında insanın seçimimiz değil.

Dr. Ronald Goldman (Ph.D. is a psychological researcher, Circumcision Resource Center):

“Şiddet, baskıyı, izolasyon, cinayet, tecavüz ve zorla evlilik içeren kadınlara karşı erkek ihlalleri yaygınlığı ülke tarafından sünnet oranlarını karşılaştırmak mümkündür. Kadınlar için kötü on ülke Afganistan, Irak, Nepal, Sudan, Guatemala, Mali, Pakistan, Suudi Arabistan, Somali ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti vardır. Bu ülkelerin sekizi % 80 aşan bir erkek sünnet oranına sahiptir. İki diğer ülkelerde % 20 ve % 80 arasında bir orana sahiptir. Sünnet oranları ve kadınlara karşı ihlalleri arasındaki ilişki düşük benlik saygısı, öfke, post-travmatik stres bozukluğu, anne-erkek çocuk ilişkisinde bozulması dahil, erkek sünnetinin uzun vadeli psikolojik etkileridir.”

Dr. Goldman , Sünnet: Gizli Travma (1997) kitabı ve Sünnetin Psikolojik Sonuçları (1999) adlı makalesi ile erkek sünnetinin psikolojik sonuçları üzerinde geniş çalışmalar yapmıştır. Çocukların sünnetle yaşadıkları acıyı, çaresiz oldukları ve kendilerini savunamadıkları için doktorların görmezden geldiğini iddia etmiştir. Anatomi çalışmaları, sinir hücrelerindeki kimyasal değişiklikler ve bebeklerin davranışları konusundaki çalışmalar, bebeklerin acıyı yetişkinlerden daha fazla hissettiklerini kanıtlamıştır. Amerikan Pediatri Akademisinden diğer araştırmacılar Goldman’ın çalışması ile fikirbirliğine vardılar. Bu araştırmacılar yaptıkları çalışmalarda sünnetli çocuğun annesine karşı tavrının değiştiğini, uyku düzeninin bozulduğunu, ve acı verici etkilere karşı aşırı şekilde tepki göstermeye başladığını tespit ettiler. Bazı anneler, çocuğun sünnet edildiği günün hayatlarındaki en kötü gün olduğunu belirtmişlerdir. Amerikan Psikoloji Derneği’nin tanımına göre travma “insanın günlük hayat tecrübelerini aşan olaylara” denir, örneğin fiziksel şiddet, işkence veya bireyin güvenliğini tehdit eden herhangi bir olay travma sayılabilir. Fiziki şiddet bir tarafta vücuda yönelik herhangi bir istismardır, işkence ise aşırı stres veya acıya yol açan davranıştır. Her iki durum da travmatiktir, saldırı veya yaralama, şiddet veya işkence amacıyla yapılmış olmasa bile. Yukarıdaki tanımlar, eylemin kendisinden ve eylemi yapan kimsenin amacından bağımsız olarak buna tepki veren insanın durumuyla ilgilidir. Bebek ne kadar küçük olursa, travmadan zarar görme ihtimali o kadar fazla olacaktır.

Dr. Ronald Goldman, Sünnet: Gizli Travma kitabında sünnetin yarattığı travmanın PTSD (post-travmatik stres bozukluğu) ile örtüştüğünü, kişide uzun vadeli öfke, utanç, kendine güvensizlik, mağduriyet hissi, korku, yas, ilişkilerde bozukluk, yakınlık kurmaktan kaçınma, duygularını ifade edememe gibi etkilere yol açabildiğini anlatmış.

Dr. Anna Freud (1952), çocuğun vücuduna uygulanan cerrahi müdahalelerin, çocuğun saldırıya uğrama, ve iğdiş edilme düşlemlerini aktive edebileceğini belirtmiştir. Yazara göre cerrahi girişimin anlamı, işlemin ciddiyetine değil, ortaya çıkardığı düşlemlerin tipine ve derinliğine bağlıdır. Örneğin çocuğun düşlemlerinde anneye yönelik saldırganlık varsa, işlem çocuk tarafından, annenin çocuğun vücuduna yönelik misilleme amaçlı saldırısı olarak algılanabilir. İşlem, çocuğun pasif bir cinsel eş rolünde olduğu, ebeveynlerin ilişkisini temsil eden sadistik bir anlayışı temsil edebilir. Ayrıca işlem oidipal haset, mastürbasyon eylemi, penis haseti ve teşhircilik arzuları için ceza olarak algılanabilir. Dr. Anna Freud’a göre cerrahi işlem penis üzerinde uygulanırsa, cinsel gelişimin hangi evresinde olursa olsun, çocuğun iğdiş edilme endişeleri canlanır. Cerrahi işlem bastırılmış düşlemlerin gerçekleşmesini sağlar ve bunun sonucunda bunlarla bağlantılı olan kaygının katlanmasına yol açar. Artan kaygı çocuğun benliğinin yüzleşmek zorunda olduğu içsel bir tehdit oluşturur. Savunma mekanizmalarının kaygı ile başa çıkmak için yeterli olduğu durumlarda çocuk işleme nörotik patlamalarla cevap verir. Benliğin kaygı ile başa çıkmakta yetersiz kaldığı durumlarda ise işlem çocuk için travmatik hale gelir (Freud 1952)

Sünnetin çocuk ruhsallığı üzerinde travmatik etkileri olduğunu savunan çok sayıda yayın bulunmaktadır. Brezilyalı bir psikanalist olan Dr. Tractenberg (1999) bebekte sünnetten sonra meme emmesini ve anne ile bebek arasındaki duygusal bağı engelleyen ciddi depresyon ve asfiksi gözlemlendiğini, doktorların sünnetin acısız olduğunu belirtmelerine rağmen, bu travmanın yenidoğanın beyninde kalıcı olduğunu ve bu hatıranın yaşamın ileriki dönemlerinde iğdiş edilme kaygısı ile ilişkili hale geldiğini, sünnetin erkeklerin büyük bir bölümünde cinsel güçte azalmaya yol açtığını, sünnetin ileride psikopatik ve şiddet içerikli ya da aşırı mazoşistik davranışların ortaya çıkmasına yol açabileceğin söyler.Denniston, Tractenberg ile uyumlu olarak, sünnetin anne ve çocuk arasındaki bağlanmayı bozduğunu belirtmiştir. Bunun sadece anne sütü alımında bozulma ile ilgili olmadığı,sünnetin çocuğun annesine karşı güven duygusunu zedelediğini ve bunun uzantısı olarak bireyde bütün kadınlara karşı bir güvensizlik geliştiğini belirtmiştir.

Yetişkinlerin sünnet ile ilgili olarak sıklıkla ailelerine karşı öfke, kandırılmışlık hissi, acı, üzüntü, aşağılık hissi ve utanç hissettiklerini bildiren bazı çalışmalar vardır (Bensley ve Boyle 2000, Bigelow 1995, Goldman 1997). Bebeklik döneminde ya da çocukluklarında onayları olmadan sünnet edilen bazı erişkinler duygularını şiddet, işkence, kötü muamele ve cinsel saldırı kelimeleri ile tarif etmişlerdir (Boyle ve ark. 2002,Hammond 1997, Hammond 1999).

Dr. Menage (1999), travma sonrası stres bozukluğunun(TSSB), kadın doğum ameliyatları ve sünnet gibi genital işlemlerden sonra görülebileceğini belirtmiştir. Yazar, yeni doğan dönemi ile 7 yaş arasında sünnet olan 21 ile 62 yaş arası 8 erkek üzerinde yaptığı araştırmada, deneklerin 6’sının TSSB kriterlerini karşıladığını bildirmiştir. TSSB kriterlerini karşılayan katılımcıların ikisinin travmatik başka bir deneyimi bulunmaktadır (arkadaşın kazada ölmesi ve intihara tanık olma). Menage, sünnetin, işlemi uygulayan kimse ile birey arasında bir güç dengesizliği içerdiğini, saldırgan ve cinsel elemanları bulunduğunu ve çocuğun cinsel bütünlüğünü cinsel organın kesilmesi ile tehdit ettiğini bildirmiştir (1999).

Ashley Montagu de “Sakatlanan İnsanlık“ (1991) adlı makalesinde her iki cinste sünnetin, ataerkilliğin yükselmesi ile ortaya çıktığını iddia eder. Günümüzde sünnetin devam etmesini, eski ataerkil eğilimlerin halen güçlü olmasına bağlar.

Elizabeth Janeway, Zayıfın Gücü başlıklı çalışmasında şöyle yazar: “Ataerkil sosyal sistemin iki temeli vardır: Birisi cinsiyet üzerine kuruludur, diğeri de yaş. Cinsiyet söz konusu olunca eziyet çeken kadındır, yaş söz konusu olunca da çocuklar. Dolayısıyla kadın ve çocuklar bir grup içine toplanmışlardır, yani zayıf ve düşük konumdadırlar. Kadınlar hangi yaş grubundan olurlarsa olsunlar erkeklerden daha aşağıdadırlar, çocuklar da hangi cinsten olurlarsa olsunlar yetişkinlerden daha aşağıdadırlar.”

Nörofizyolog James Prescott‘a göre erken yaşlarda, özellikle bebeklerde yapılan sünnet, bireyin gelişen beyin yapısında cinsel zevk duygusunun acı ile birlikte kodlanmasına neden olur, ve bu şekilde cinsel olarak sağlıklı gelişmesini, ve ileri yaşlarda cinsel zevki ve cinselliğin manevi boyutunu gerektiği şekilde yaşamasını güçleştirir. Ataerkil toplum, bireylerin cinselliğini bu şekilde kontrol eder.

Beyin Gelişmesi ve Davranış Üzerindeki Erken Duyumsal Etkiler

Duyumsal uyarımın ve bunun eksikliğinin gelişen beyin üzerindeki, ve sosyal,duygusal, psikolojik ve zihinsel gelişim üzerindeki etkisini gösteren bir yığın bilimsel veri bulunmaktadır. Gelişimsel nörofizyolojik bilimlerin bakış açısına göre yenidoğanlar, çocuklar ve ergenlerin geleneksel cinsel kesmeler ile yaşadıkları olağandışı acının, beyinleri ve sonraki davranışları üzerinde çok derin etkiler bıraktığı kuşkuya yer bırakmayacak kadar açıktır. Bu yazarın inancı, jenital kesmeler ile tecrübe edilen olağandışı acı ve travmanın, cinsel zevkin duyulması ve cinsel aşkın ifade edilmesi için tasarlanmış olan organ ve beyin sistemi üzerinde kalıcı etkiler bıraktığıdır. Bu tür bir jenital acının, bu bireylerin aşk ilişkilerinde acıyı zevkten ayırma ve samimi cinsel ilişkiler kurma yeteneğinde uzun süreli gelişimsel etkileri olduğu sanılmaktadır.

Cinsel zevk ve cinsel aşkın ifadesi için tasarlanmış beyin sisteminin daha başlangıçta korkunç derecede büyük bir acı ile şartlandırılmasının psikobiyolojik sonuçlarının olmaması düşünülemez. Bu tür bireylerde, daha sonraki bütün cinsel zevk deneyimleri, artık bilinçaltı-bilinçdışına gömülmüş bir cinsel acı zemininde yaşanmak zorundadır.

Bu nörofizyolojistin kanaati, erken zamanda yaşanan bu tür jenital acı deneyimlerinin, beyindeki sado-mazoşist davranışların şartlandırmasına katkı sağladığıdır. Zevk için tasarlanmış beyin sistemi daha en başından, sonraki zevk deneyimlerini belirleyici ve sınırlayıcı şekilde acı ile şekillendirilmektedir. Erken zamandaki bu jenital acı deneyimine, daha sonraları anne-çocuk ilişkisinin fiziksel sevecenliğinin ve ergen cinsel ilişkisinin yokluğu da eklenince, yıkıcı saldırgan davranışlar kaçınılmaz sonuçlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Haziran 1999 yılında BJU International dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, sünnetli insanlarda, sünnetsiz insanlara göre:

– Yaralı gibi hissetme oranlarının %60 daha fazla,
– Kendine güvensizlik ve aşağılık kompleksinin %50 daha fazla,
– Genital güvensizliğin %55 daha fazla,
– Öfkenin %52 daha fazla,
– Depresyonun %59 daha fazla,
– Saldırganlığın %46 daha fazla,
– Aileye ihanetin %30 daha fazla,

olduğu görülmüştür. Çünkü olay sadece bir deri parçasının alınması değildir. Hayvanların tamamı hayatta kalmaya ve üremeye odaklanmıştır ve bütün sistemleri bu ikiliyi gerçekleştirmeye yönelik olarak evrimleşmiştir. İnsanda da kültürel evrim buna paralel olarak gelişmiştir. Bu evrimsel süreç içerisindeki her yapay müdahale, olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Sünnet, bunların başında gelen unsurlardan biridir
Serkan
Mesajlar: 827
Kayıt: 15.08.2022 - 14:38
Şehir: Balıkesir
Hastalık Başlangıç Yılı: 2022

Re: Çocuğunuzu Sünnet Ettirmeyin

Mesaj gönderen Serkan »

Benim yaş dönemimde bu işler cok iptidaiydi. Annemde , babamda eğitimli kişilerdi fakat benim sünnetimi, hiç bir ehliyeti olmayan sünnetci denilen bir adam düğün salonunun cay ocağinda hiç bir steril önlem alinmadan ,abartmıyorum Tüm kasabanın gözü önünde ayakta kollarımdan 50 kisi tutarken hayli acılı bir sekilde gerceklestirmislerdi. O olaydan sonra doktorlardan iğneden uzun bir sure fobi geliştirmiştim... Hala böyle seyler oluyor mudur bilmem... Ama oluyorsa böyle yaptırmamak gerektiğini düsünüyorum:)
red
Mesajlar: 1145
Kayıt: 08.10.2018 - 23:42
Şehir: izmir
Hastalık Başlangıç Yılı: 2018

Re: Çocuğunuzu Sünnet Ettirmeyin

Mesaj gönderen red »

odysiea87
Mesajınız orhun yazıtları gibi bitmek bilmiyor.
odysiea87

Re: Çocuğunuzu Sünnet Ettirmeyin

Mesaj gönderen odysiea87 »

red yazdı:odysiea87
Mesajınız orhun yazıtları gibi bitmek bilmiyor.
Okumamayı tercih edebilirsiniz hocam Mesela ben sizin hikayenizi okudum. Zafer hocayla iki kürde rahatlayıp 3 ayda atlatıp 5 yıldır forumda ne denese fayda görmeyen kisilere verdiğiniz tavsiylerinizi pek okumuyorum.
James

Re: Çocuğunuzu Sünnet Ettirmeyin

Mesaj gönderen James »

odysiea87 yazdı:
red yazdı:odysiea87
Mesajınız orhun yazıtları gibi bitmek bilmiyor.
Okumamayı tercih edebilirsiniz hocam Mesela ben sizin hikayenizi okudum. Zafer hocayla iki kürde rahatlayıp 3 ayda atlatıp 5 yıldır forumda ne denese fayda görmeyen kisilere verdiğiniz tavsiylerinizi pek okumuyorum.
+1
red
Mesajlar: 1145
Kayıt: 08.10.2018 - 23:42
Şehir: izmir
Hastalık Başlangıç Yılı: 2018

Re: Çocuğunuzu Sünnet Ettirmeyin

Mesaj gönderen red »

James yazdı:
odysiea87 yazdı:
red yazdı:odysiea87
Mesajınız orhun yazıtları gibi bitmek bilmiyor.
Okumamayı tercih edebilirsiniz hocam Mesela ben sizin hikayenizi okudum. Zafer hocayla iki kürde rahatlayıp 3 ayda atlatıp 5 yıldır forumda ne denese fayda görmeyen kisilere verdiğiniz tavsiylerinizi pek okumuyorum.
+1
+2
kadir
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 10150
Kayıt: 19.04.2015 - 23:04
Şehir: istanbul
Hastalık Başlangıç Yılı: 2004
Yaş: 64

Re: Çocuğunuzu Sünnet Ettirmeyin

Mesaj gönderen kadir »

Bu sünnet konusunda yığınla makale, yorum eski yazıtlar dahil olmak üzere basit bir araştirma ile bulabilirsiniz...birbirini yalanlayan hipotezler, antitezler, insanlarin doğru yada yanlış bildiği olgular..bu tartışmanın sonu gelmez...hele birde din mefhumu araya girdiginde yaylalar yaylalar, mızrak çuvala sığmaz herkes din alimi yada seküler düşünce adamı kesilir.
En iyisi kim nasıl hangi düşünceyi savunacaksa savunsun herkes nasıl rahat edecekse onu yapsın. İsteyen ,kendi inancını ve mantığını sentezleyerek bir karara varacaktır.Kimse kimseyi baglamaz. Özellikle işin icinde din mevzuatı oldugu için ben bu konuyu burada kapatiyorum.
Lütfen yoruma devam etmeyin, bilindiği üzre konumuz " Kronik Prostatit"
Kilitli