Prostatit - Kinolon - Tendon Hasarı - Bilgilendirme
Gönderilme zamanı: 18.02.2021 - 16:19
Herkese merhabalar,
Ne zamandır bu başlığı açmak istiyordum, bugüne kısmetmiş. Yaklaşık 1.5 yıldır ben de prostatitle boğuşmaktayım. Forumda da çoğu kişinin tanıdığını, en azından gördüğünü tahmin ediyorum. Bu rahatsızlığın getirdikleri sonucu işini, kariyerini, yaşadığı şehri, arkadaşlıklarını bırakmış biriyim. Prostatit dışında da daha önceden sağlık sorunları olan biriydim, bunların başında eklem romatizmam geliyordu. Bundan niye bahsettiğimi yazının devamında anlayacaksınız. Prostatitten sonra benim sorunlarım maalesef çoğunuz gibi prostatitle kalmadı. Genelde kroniğe dönüşmeyen reaktif artrit bende kronik hali aldı. Kalçanın dışında tutulum oranı düşük oran omurgamı da tutmuş durumda hatta.(Reaktif Spondilit) Gün gün prostatitten daha fazla bile bu romatizmal şikayetlerin getirdiği sıkıntılarla baş ettim.
Prostatit ile ilgili tedaviler aldım, iyi de geldiğini yadsıyamam. Fakat her iyinin sonunda mutlaka kötüyü kısa süre içerisinde tekrar tekrar gördüm. Ve bu çoğunuz da bilirsiniz, insana daha kötü hissettiriyor. Kötüye alışmışken iyiyi gördükten sonra tekrar kötüye hatta bazen daha da kötüye sürüklenmek hep daha ağır gelirdi. Prostatit kökenli mesane, kasık, perine bölgesinde ağrı şikayetleri çok olmuş biri olmadım hiç. İdrar ve ereksiyon ağırlıklı gitti. 1.5 yıldır ereksiyonum olmadı ne sabah ne başka şekilde ama buralarıda çok umursamadım. Sık idrar diyorsunuz mesela, onun bendeki adı kesinlikle sürekli idrar hissiydi. İstesem saatlerce tutabilirdim ama 5 dk bile rahat geçiremedim şu geçtiğimiz ayları. Uykuya dalmak için ortalama 5-6 wc seansı, uykuya daldıktan sonra 8-10 defa arası uyku bölünmeleri felan derken benim derdim idrardı. Ve belki forumda hiç kimse de olmayan şey de benim idrar sonrası değil sürekli damlamam var. Her an damlıyor ve son zamanlarda resmen idrar kaçması diyebilirim buna. Her an kaçırıyorum yani devamlı üretra içinde idrar geziyor ve bunun da idrar hissi yapması kadar doğal bir şey yok. Sık idrar emin olun sıkıntı bir şey değil. En azından tuvalete gittiğinizde boşalttığınızı ve 2-3 saat rahat edeceğinizi biliyorsanız bile bir nimet bu, bu hastalıkta. Ağrı olsa, cinsel sorunlar olsa hayatımı bu kadar durdurmasına asla izin vermezdim. Ağrılar, vücudumun başka yerlerinde yıllardır yaşadığım için biliyorum ki, benim için daha tolere edilebilir olurdu.
Her neyse bu sürekli idrar hissi durumuna karşı benim aylarca antibiyotik tedavisi almam gerekiyordu. Çünkü 1 aya kadar, içinde kinolonda bulunan bir çok ampirik tedavide iyi sonuçlar almıştım. Ama iyi gidişat daha sonrasında 1 ay sürmedi bile. Gerek prostatiti, gerek reaktif artritleri artık %90 larda uzun süre tutmak için bunu göze almıştım. Uzun süre kullanacaktım. Bugüne kadar aylarca kullanmadım çünkü kinolon grubunun o korkutucu yan tesirleri altta yatan eklem rahatsızlığı olanlarda daha sık görülüyor. Hatta bu oranlar %15'e kadar çıkabiliyor. Ama ben ya herro ya merro demek zorunda kaldım, biraz da aile çevre baskısıyla.
Kafamda bu netliği sağladıktan sonra, doktor gözetiminde başladığım kinolon grubu avelox'un 3. gününde sol omzum da sancılar başladı. Ama daha 3. gününden faydasını görüyordum, azitroyuda 3 gün atmıştım. 4. günde atmak istedim. Attım. Sol omzum giderek sancımaya, ağrımaya başlamıştı. Gündelik basit hareketlerde bile. 4. gün ilacı bıraktım. Acaba o sayısız hayatları kinolon yüzünden kararan insanlar arasına mı giriyorum diye tabi ki endişe etmeye başlamıştım. 6. 7. günler iyi gibiydim. Ama tabii 6 aya kadar bıraksanız bile yan etkileri çıkabiliyor. Bıraktıktan sonra 8. gün gibi sol omzumda hiçbir şey kalmamıştı. Sağ omzum başlamıştı. En başlarında MR çektirdim. Omuz rotator intervalde ciddi sıvı artışı çıktı. Neyse hep umuyordum bıraktıktan sonra 2 ay içinde genelde insanlarda kaybolduğu için. Sağ omzumun maksimum seviyesi hiçbir zaman beni mahvedecek şekilde bir ağrıya dönüşmedi.
Gel gelelim bıraktıktan sonra 2. hafta yavaştan tekrar başlayan sol omuza. Bu ben geliyorum dedi dedi dedi ve ben ilacı bıraktıktan 14 gün sonra sol kolumu kıpıdaratamaz hale geldim. 3 gün kıpırdamadı. 2 gün daha iyi oldu. sonra 1 hafta daha hiç kıpırdamadı. Sonra bide sol omuz için MR'a gittim. Bunun durumunun daha ciddi olduğunu, ve tendonda hafif yırtıkların oluşmaya başlandığı söylendi. Kinolondan oluşan bu hasar, sporcularda oluşan yıpranmayla gelen hasardan o kadar farklı ki. Bunu doktorların hemen hiçbiri bilmiyor ve bu konuda yalnızsınız. NSAİİ'ler normal onarım sürecini geciktirdiğinden tercih edilmiyor. Ben şu an sol kolumu belirli bi seviyeden sonra sağ elimden destek almadan kaldıramıyorum. Ki onda da hasar hala devam ediyor. Yatakta felan maalesef mumya gibi yatmaktan başka bir çarem, bir aktivitem kalmadı.
Maalesef burda bitmedi. Omuzlari mental olarak sindirmeye başlamışken de bir gün 3-4km yürüdükten sonra sol ayak bileği bölgesinde ağrı girmeye başladı. Allah allah dedim ne ki bu. Aşil tendonu nerde onu bilmiyordum bile. O an aklıma kinolon geldi yine. Allahım dedim inşallah aşil oralar değildir diye yazdım internete. Oralar çıktı. Sol topuğum her adım atışımda acıyor şu an. Tendon bölgeside ayak arka bilek kısmı da hassas durumda temaslarda dokunmada. 10 gündür yürümüyorum, dışarı çıkmıyorum zorlamama adına. Durduğu yerde bile zonkluyor ancak. Sağ aşil ise bu süre içerisinde hep yokladı fakat tam bir gelmedi artık ona da şükür mü diyeyim bilmem. Mental açıdan inanılmaz zorlanıyorum, daha 30 yaşında yokum. Prostatitle uğraşırken bunlar başıma geldi. Hayatları kararan insanların arasına girmekte olduğum gözüküyor. Hala daha umuyorum kaybolacağını, kötüleşmezse iyiye gitmesi daha olası diyorum. Bakalım. Bunca şey olurken de idrar hissinin hep orda olması gerçekten çok kötü. Hala en kötüsü o. Son 1 haftada 3 saatten fazla uyuduğum bir gece olmadı. Bende uyku apnesi olduğu için de cok uyanıyorum en ufak idrar alarmında oda ayrı.
Bu kadar şey anlattım, okuyan kişilerin zamanını aldıysam kusura bakmasın. Burdaki hiçkimseyi de yönlendirmek, aman kinolon kullanmayın demek gibi bir niyetim asla yok. Bazı risk faktörleri var, bunlar sizde yoksa tabiki iyileşme umuduyla kullanabilirsiniz. Ama risk grubunda olmayıp da bu hallere düşen insanlarında olduğunu unutmayın. Ben de öyle ilk risk grubunda değildim. Diyabet, 60 yaş üstü olmak ve kortikosteroid kullanmak daha bir risk grubunda yapıyor sizi. Ama benim başıma geldi. Geçer mi hafifler mi ömür boyu kalır mı, hayat gösterecek. Ama ne olur bu kinolon grubunu kullanırken, kullanma kararı alırken sağlıklı olsanız da çok düşük ihtimal bunların ya da daha kötülerinin başınıza gelme ihtimalini unutmayın. Ama tekrar diyorum çoğunuz gibi risk grubunda olmazsam, ve antibiyotikle iyileşebileceğime inanıyor olsam şu an ki yaşadıklarımla bile ben de kullanırdım heralde. Ama siz lütfen bunlarında olabileceğini unutmayın.
Maalesef ki başka antibiyotikte kullanamıyorum şu an çünkü her birinin tendon hasarı riski var kinolon olmasa bile. Onların çok daha düşük ama benimkiler hasar almışken şu an uzun bir süre antibiyotik defterini kapattım. Çok tekrar ettim ama yine diyorum. Risk grubunda değilseniz, uzun süreli antibiyotik kullanımında KALICI iyileşme sağlayacağınızı düşünüyorsanız ve prostatitle bu hayat geçmez diyorsanız kullanın. Ama bunlar dışında terazinin kefelerine iki durumu koyun ve öyle değerlendirin. Herkese geçmiş olsun, zamanınızı aldıysam tekrar kusura bakmayın. Ayrıca herkesin kandilini kutlarım. İyi günler
Ne zamandır bu başlığı açmak istiyordum, bugüne kısmetmiş. Yaklaşık 1.5 yıldır ben de prostatitle boğuşmaktayım. Forumda da çoğu kişinin tanıdığını, en azından gördüğünü tahmin ediyorum. Bu rahatsızlığın getirdikleri sonucu işini, kariyerini, yaşadığı şehri, arkadaşlıklarını bırakmış biriyim. Prostatit dışında da daha önceden sağlık sorunları olan biriydim, bunların başında eklem romatizmam geliyordu. Bundan niye bahsettiğimi yazının devamında anlayacaksınız. Prostatitten sonra benim sorunlarım maalesef çoğunuz gibi prostatitle kalmadı. Genelde kroniğe dönüşmeyen reaktif artrit bende kronik hali aldı. Kalçanın dışında tutulum oranı düşük oran omurgamı da tutmuş durumda hatta.(Reaktif Spondilit) Gün gün prostatitten daha fazla bile bu romatizmal şikayetlerin getirdiği sıkıntılarla baş ettim.
Prostatit ile ilgili tedaviler aldım, iyi de geldiğini yadsıyamam. Fakat her iyinin sonunda mutlaka kötüyü kısa süre içerisinde tekrar tekrar gördüm. Ve bu çoğunuz da bilirsiniz, insana daha kötü hissettiriyor. Kötüye alışmışken iyiyi gördükten sonra tekrar kötüye hatta bazen daha da kötüye sürüklenmek hep daha ağır gelirdi. Prostatit kökenli mesane, kasık, perine bölgesinde ağrı şikayetleri çok olmuş biri olmadım hiç. İdrar ve ereksiyon ağırlıklı gitti. 1.5 yıldır ereksiyonum olmadı ne sabah ne başka şekilde ama buralarıda çok umursamadım. Sık idrar diyorsunuz mesela, onun bendeki adı kesinlikle sürekli idrar hissiydi. İstesem saatlerce tutabilirdim ama 5 dk bile rahat geçiremedim şu geçtiğimiz ayları. Uykuya dalmak için ortalama 5-6 wc seansı, uykuya daldıktan sonra 8-10 defa arası uyku bölünmeleri felan derken benim derdim idrardı. Ve belki forumda hiç kimse de olmayan şey de benim idrar sonrası değil sürekli damlamam var. Her an damlıyor ve son zamanlarda resmen idrar kaçması diyebilirim buna. Her an kaçırıyorum yani devamlı üretra içinde idrar geziyor ve bunun da idrar hissi yapması kadar doğal bir şey yok. Sık idrar emin olun sıkıntı bir şey değil. En azından tuvalete gittiğinizde boşalttığınızı ve 2-3 saat rahat edeceğinizi biliyorsanız bile bir nimet bu, bu hastalıkta. Ağrı olsa, cinsel sorunlar olsa hayatımı bu kadar durdurmasına asla izin vermezdim. Ağrılar, vücudumun başka yerlerinde yıllardır yaşadığım için biliyorum ki, benim için daha tolere edilebilir olurdu.
Her neyse bu sürekli idrar hissi durumuna karşı benim aylarca antibiyotik tedavisi almam gerekiyordu. Çünkü 1 aya kadar, içinde kinolonda bulunan bir çok ampirik tedavide iyi sonuçlar almıştım. Ama iyi gidişat daha sonrasında 1 ay sürmedi bile. Gerek prostatiti, gerek reaktif artritleri artık %90 larda uzun süre tutmak için bunu göze almıştım. Uzun süre kullanacaktım. Bugüne kadar aylarca kullanmadım çünkü kinolon grubunun o korkutucu yan tesirleri altta yatan eklem rahatsızlığı olanlarda daha sık görülüyor. Hatta bu oranlar %15'e kadar çıkabiliyor. Ama ben ya herro ya merro demek zorunda kaldım, biraz da aile çevre baskısıyla.
Kafamda bu netliği sağladıktan sonra, doktor gözetiminde başladığım kinolon grubu avelox'un 3. gününde sol omzum da sancılar başladı. Ama daha 3. gününden faydasını görüyordum, azitroyuda 3 gün atmıştım. 4. günde atmak istedim. Attım. Sol omzum giderek sancımaya, ağrımaya başlamıştı. Gündelik basit hareketlerde bile. 4. gün ilacı bıraktım. Acaba o sayısız hayatları kinolon yüzünden kararan insanlar arasına mı giriyorum diye tabi ki endişe etmeye başlamıştım. 6. 7. günler iyi gibiydim. Ama tabii 6 aya kadar bıraksanız bile yan etkileri çıkabiliyor. Bıraktıktan sonra 8. gün gibi sol omzumda hiçbir şey kalmamıştı. Sağ omzum başlamıştı. En başlarında MR çektirdim. Omuz rotator intervalde ciddi sıvı artışı çıktı. Neyse hep umuyordum bıraktıktan sonra 2 ay içinde genelde insanlarda kaybolduğu için. Sağ omzumun maksimum seviyesi hiçbir zaman beni mahvedecek şekilde bir ağrıya dönüşmedi.
Gel gelelim bıraktıktan sonra 2. hafta yavaştan tekrar başlayan sol omuza. Bu ben geliyorum dedi dedi dedi ve ben ilacı bıraktıktan 14 gün sonra sol kolumu kıpıdaratamaz hale geldim. 3 gün kıpırdamadı. 2 gün daha iyi oldu. sonra 1 hafta daha hiç kıpırdamadı. Sonra bide sol omuz için MR'a gittim. Bunun durumunun daha ciddi olduğunu, ve tendonda hafif yırtıkların oluşmaya başlandığı söylendi. Kinolondan oluşan bu hasar, sporcularda oluşan yıpranmayla gelen hasardan o kadar farklı ki. Bunu doktorların hemen hiçbiri bilmiyor ve bu konuda yalnızsınız. NSAİİ'ler normal onarım sürecini geciktirdiğinden tercih edilmiyor. Ben şu an sol kolumu belirli bi seviyeden sonra sağ elimden destek almadan kaldıramıyorum. Ki onda da hasar hala devam ediyor. Yatakta felan maalesef mumya gibi yatmaktan başka bir çarem, bir aktivitem kalmadı.
Maalesef burda bitmedi. Omuzlari mental olarak sindirmeye başlamışken de bir gün 3-4km yürüdükten sonra sol ayak bileği bölgesinde ağrı girmeye başladı. Allah allah dedim ne ki bu. Aşil tendonu nerde onu bilmiyordum bile. O an aklıma kinolon geldi yine. Allahım dedim inşallah aşil oralar değildir diye yazdım internete. Oralar çıktı. Sol topuğum her adım atışımda acıyor şu an. Tendon bölgeside ayak arka bilek kısmı da hassas durumda temaslarda dokunmada. 10 gündür yürümüyorum, dışarı çıkmıyorum zorlamama adına. Durduğu yerde bile zonkluyor ancak. Sağ aşil ise bu süre içerisinde hep yokladı fakat tam bir gelmedi artık ona da şükür mü diyeyim bilmem. Mental açıdan inanılmaz zorlanıyorum, daha 30 yaşında yokum. Prostatitle uğraşırken bunlar başıma geldi. Hayatları kararan insanların arasına girmekte olduğum gözüküyor. Hala daha umuyorum kaybolacağını, kötüleşmezse iyiye gitmesi daha olası diyorum. Bakalım. Bunca şey olurken de idrar hissinin hep orda olması gerçekten çok kötü. Hala en kötüsü o. Son 1 haftada 3 saatten fazla uyuduğum bir gece olmadı. Bende uyku apnesi olduğu için de cok uyanıyorum en ufak idrar alarmında oda ayrı.
Bu kadar şey anlattım, okuyan kişilerin zamanını aldıysam kusura bakmasın. Burdaki hiçkimseyi de yönlendirmek, aman kinolon kullanmayın demek gibi bir niyetim asla yok. Bazı risk faktörleri var, bunlar sizde yoksa tabiki iyileşme umuduyla kullanabilirsiniz. Ama risk grubunda olmayıp da bu hallere düşen insanlarında olduğunu unutmayın. Ben de öyle ilk risk grubunda değildim. Diyabet, 60 yaş üstü olmak ve kortikosteroid kullanmak daha bir risk grubunda yapıyor sizi. Ama benim başıma geldi. Geçer mi hafifler mi ömür boyu kalır mı, hayat gösterecek. Ama ne olur bu kinolon grubunu kullanırken, kullanma kararı alırken sağlıklı olsanız da çok düşük ihtimal bunların ya da daha kötülerinin başınıza gelme ihtimalini unutmayın. Ama tekrar diyorum çoğunuz gibi risk grubunda olmazsam, ve antibiyotikle iyileşebileceğime inanıyor olsam şu an ki yaşadıklarımla bile ben de kullanırdım heralde. Ama siz lütfen bunlarında olabileceğini unutmayın.
Maalesef ki başka antibiyotikte kullanamıyorum şu an çünkü her birinin tendon hasarı riski var kinolon olmasa bile. Onların çok daha düşük ama benimkiler hasar almışken şu an uzun bir süre antibiyotik defterini kapattım. Çok tekrar ettim ama yine diyorum. Risk grubunda değilseniz, uzun süreli antibiyotik kullanımında KALICI iyileşme sağlayacağınızı düşünüyorsanız ve prostatitle bu hayat geçmez diyorsanız kullanın. Ama bunlar dışında terazinin kefelerine iki durumu koyun ve öyle değerlendirin. Herkese geçmiş olsun, zamanınızı aldıysam tekrar kusura bakmayın. Ayrıca herkesin kandilini kutlarım. İyi günler